|
- There is not just Bill Gates in the age of computers, and that is just as well.
- Bilgisayar çağında sadece Bill Gates yok ve bu da gayet iyi.
- This provision means that the names of quite blameless citizens are to be found in the SIS computers.
- Bu hüküm, oldukça suçsuz vatandaşların isimlerinin DİE bilgisayarlarında bulunacağı anlamına gelmektedir.
- I hope you find them in your computers when you return to your offices.
- Ofislerinize döndüğünüzde bunları bilgisayarlarınızda bulacağınızı umuyorum.
- Their revolution has been to sell computers and software to everyone.
- Onların devrimi herkese bilgisayar ve yazılım satmak olmuştur.
- Viruses can have unforeseen consequences for those using computers.
- Virüsler bilgisayar kullananlar için öngörülemeyen sonuçlar doğurabilir.
- Personal computers and mobile telephones have drastically altered our working lives and our everyday life.
- Kişisel bilgisayarlar ve cep telefonları çalışma hayatımızı ve günlük yaşamımızı büyük ölçüde değiştirdi.
- They have destroyed computers, they have destroyed files, they have destroyed office infrastructure.
- Bilgisayarları tahrip ettiler, dosyaları yok ettiler, ofis altyapısını çökerttiler.
- The use of computers as a teaching tool is still very limited.
- Bilgisayarların bir öğretim aracı olarak kullanımı hala çok sınırlıdır.
- But the trend for smaller, increasingly powerful computers could be coming to an end.
- Ama daha küçük, daha güçlü bilgisayarlar trendi sona eriyor olabilir.
- Television and computers have a harmful effect on the sight of children.
- Televizyon ve bilgisayar çocukların görme yetileri üzerinde zararlı etkiye sahiptir.
- Television and computers have a harmful effect on the sight of children.
- Televizyon ve bilgisayarlar çocukların görme yetisi üzerinde zararlı bir etkiye sahiptir.
- However, some accidents happen to USB flash drives, just as to computers.
- Ancak, tıpkı bilgisayarlarda olduğu gibi USB flash sürücülerin başına da bazı kazalar gelebilir.
- In this important space of enterprise, computers have also proven to be an indispensable device.
- Bu önemli iş girişimi alanında, bilgisayarların da vazgeçilmez bir araç olduğu kanıtlanmıştır.
- But the trend for smaller, increasingly powerful computers could be coming to an end.
- Ancak daha küçük ve giderek daha güçlü olan bilgisayarlara yönelik trend sona eriyor olabilir.
- Television and computers have a harmful effect on the sight of children.
- Televizyon ve bilgisayar, çocukların görme yetileri üzerinde olumsuz bir etki yapar.
- In this important space of enterprise, computers have also proven to be an indispensable device.
- Bu önemli girişim alanında bilgisayarlar da vazgeçilmez bir araç olduklarını kanıtladılar.
- But the trend for smaller, increasingly powerful computers could be coming to an end.
- Fakat daha küçük, gücü gitgide artan bilgisayar trendi sona yaklaşıyor olabilir.
- We didn't have computers when I was growing up.
- Büyürken bilgisayarımız yoktu.
- We have a lot of experience in computers.
- Bilgisayarlar konusunda çok deneyimliyiz.
- These are different types of computers.
- Bunlar bilgisayarların farklı türleridir.
- We do not fix computers here.
- Burada bilgisayar tamir etmiyoruz.
- People use computers for both games and work.
- İnsanlar bilgisayarı hem oyunlar, hem de iş için kullanırlar.
- The school is equipped with four computers.
- Okul, dört bilgisayar ile donatılmıştır.
- Not only Bill but also Mac is crazy about computers.
- Sadece Bill değil, aynı zamanda Mac da bilgisayarları çok sever.
- Tom sells computers.
- Tom bilgisayar satıyor.
- If you don't know anything about computers, you're really behind the times.
- Eğer bilgisayarlar hakkında hiçbir şey bilmiyorsanız, gerçekten çağın gerisinde kalmışsınız demektir.
- You know how to repair computers, don't you?
- Bilgisayar tamir etmeyi biliyorsun, değil mi?
- I'd like some information about your new computers.
- Yeni bilgisayarların hakkında biraz bilgi istiyorum.
- Tom has two computers.
- Tom'un iki bilgisayarı var.
- Sami doesn't know how to hack computers.
- Sami bilgisayarların nasıl hackleneceğini bilmiyor.
- Put all the books about computers together.
- Bilgisayarlarla ilgili tüm kitapları bir araya getirin.
- I have three computers.
- Üç bilgisayarım var.
- They have a lot of experience in computers.
- Bilgisayar konusunda çok tecrübeliler.
- Do you sell second-hand computers?
- İkinci el bilgisayar satıyor musunuz?
- How many computers have you had so far?
- Şimdiye kadar kaç tane bilgisayarınız oldu?
- I repair computers almost every day.
- Neredeyse her gün bilgisayar tamir ediyorum.
- We didn't have computers when I was growing up.
- Ben büyürken bilgisayarımız yoktu.
- Sami loved computers.
- Sami bilgisayarları seviyordu.
- Much work can be done with computers.
- Bilgisayarlarla çok iş yapılabilir.
- Computers are better than us at playing chess.
- Bilgisayarlar satranç oynamada bizden daha iyi.
- Put all the books about computers together.
- Bilgisayar hakkındaki tüm kitapları bir araya topla.
- Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
- İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
- Can computers translate literary works?
- Bilgisayarlar edebi eserleri çevirebilir mi?
- Computers are very useful.
- Bilgisayarlar çok kullanışlıdır.
- Mary has a lot of experience in computers.
- Mary'nin bilgisayarlar konusunda çok tecrübesi var.
- Tom knows a lot about computers.
- Tom bilgisayarlar hakkında çok şey biliyor.
- He eats, breathes and sleeps computers.
- Bilgisayarla besleniyor, nefes alıyor ve uyuyor.
- He knows how to repair computers.
- Bilgisayar tamir etmeyi biliyor.
- The bills are all done by computers.
- Tüm faturalar bilgisayarlar tarafından düzenlenir.
- Inoue doesn't like computers.
- Inoue bilgisayarları sevmez.
- Tom doesn't know anything about computers.
- Tom bilgisayarlar hakkında hiçbir şey bilmiyor.
- Will computers one day become smarter than humans?
- Bilgisayarlar bir gün insanlardan daha zeki olacak mı?
- Computers are constantly being improved.
- Bilgisayarlar sürekli olarak geliştirilmektedir.
- She assembles computers.
- O, bilgisayarları monte eder.
- Computers are amazing devices.
- Bilgisayarlar inanılmaz aygıtlardır.
- Most computers made today are equipped with multi-core processors.
- Bugün yapılan çoğu bilgisayar çok çekirdekli işlemcilerle donatılmıştır.
- That factory is for the manufacture of computers.
- O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- Do the computers work?
- Bilgisayarlar çalışıyor mu?
- These computers use punch cards.
- Bu bilgisayarlar delikli kart kullanıyor.
- These days many people use computers.
- Bu günlerde birçok insan bilgisayar kullanır.
- How many computers do you have at home?
- Evde kaç tane bilgisayarınız var?
- You have a lot of experience in computers, don't you?
- Bilgisayar konusunda çok deneyimlisiniz, değil mi?
- It's too bad people use computers to waste time.
- İnsanların bilgisayarları zaman öldürmek için kullanması çok kötü.
- How many computers did you say you had?
- Kaç tane bilgisayarım var demiştin?
- Will computers one day become smarter than humans?
- Bilgisayarlar bir gün insanlardan daha akıllı olacak mı?
- Tom has two computers.
- Tom'un iki tane bilgisayarı var.
- Computers are starting to get smarter than we are.
- Bilgisayarlar bizden daha zeki olmaya başladı.
- Early computers used punch cards.
- İlk bilgisayarlarda delikli kartlar kullanılırdı.
- Can computers actually translate literary works?
- Bilgisayarlar gerçekten edebi eserleri çevirebilir mi?
- I don't know much about computers.
- Bilgisayarlar hakkında çok fazla şey bilmiyorum.
- Do you have two computers?
- İki bilgisayarınız var mı?
- Eighty percent of all information on computers around the world is in English.
- Dünyadaki bilgisayarlarda bulunan tüm bilgilerin yüzde sekseni İngilizce.
- Computers are capable of doing extremely complicated work.
- Bilgisayarlar son derece karmaşık işler yapabilmektedir.
- Computers were invented forty years earlier.
- Bilgisayarlar kırk yıl önce icat edilmişti.
- Computers didn't yet exist around that time.
- O zamanlar bilgisayarlar henüz yoktu.
- How many computers did you say you had?
- Kaç tane bilgisayarın olduğunu söyledin?
- Do you know anything about fixing computers?
- Bilgisayar tamiri hakkında bir şey biliyor musun?
- He is familiar with computers.
- Bilgisayarlara aşinadır.
- Their job is to install new sotfwares on the company's computers.
- Onların işi şirketin bilgisayarlarına yeni yazılımlar yüklemek.
- He has two computers.
- Onun iki bilgisayarı var.
- Both Bill and Mac are crazy about computers.
- Hem Bill hem de Mac bilgisayarları çok seviyor.
- Computers are constantly being improved.
- Bilgisayarlar sürekli geliştiriliyorlar.
- The company raised money for new computers.
- Şirket, yeni bilgisayarlar için para topladı.
- Tom has three computers.
- Tom'un üç bilgisayarı var.
- There are computers here.
- Burada bilgisayarlar var.
- Tom has a lot of experience in computers.
- Tom'un bilgisayar konusunda çok tecrübesi var.
- She has a lot of experience in computers.
- Bilgisayar konusunda çok tecrübesi var.
- Tom doesn't know anything about computers.
- Tom bilgisayarlar hakkında bir şey bilmiyor.
- I'm giving my computers away.
- Bilgisayarlarımı veriyorum.
- You are interested in computers.
- Bilgisayarlarla ilgili misin?
- Some people don't own computers.
- Bazı insanların kendi bilgisayarları yok.
- Sami doesn't know how to hack computers.
- Sami bilgisayarları nasıl hackleyeceğini bilmiyor.
- He knows how to repair computers.
- Bilgisayarları nasıl tamir edeceğini biliyor.
- A lot of jobs are done by computers.
- Bir çok iş bilgisayarlar tarafından yapılır.
- Modern computers carry out ten to the ninth power (10^9) operations per second.
- Modern bilgisayarlar saniyede on üzeri dokuzuncu kuvvet (10^9) işlem yaparlar.
- I do work related to computers.
- Bilgisayarlarla ilgili iş yaparım.
- Tom doesn't like computers.
- Tom bilgisayarları sevmez.
- Ania is interested in computers.
- Ania bilgisayarlara meraklıdır.
- Computers will save you a lot of time.
- Bilgisayarlar size çok zaman kazandıracak.
- Do you know anything about fixing computers?
- Bilgisayarları onarma hakkında bir şey biliyor musun?
- I have several old computers.
- Birkaç eski bilgisayarım var.
- He loved computers.
- Bilgisayarları severdi.
- Tom is interested in computers.
- Tom bilgisayarlarla ilgileniyor.
- Computers will save you a lot of time.
- Bilgisayarlar size bir sürü zaman kazandıracak.
- Tom wanted to learn how to program computers.
- Tom bilgisayar programlamayı öğrenmek istiyordu.
- These computers are mine.
- Bu bilgisayarlar benim.
- I use computers.
- Bilgisayarları kullanıyorum.
- Modern computers carry out ten to the ninth power (10^9) operations per second.
- Modern bilgisayarlar saniyede on üzeri dokuz (10^9) işlem yapıyor.
- Tom knows how to repair computers.
- Tom bilgisayarları nasıl tamir edeceğini biliyor.
- I have four computers, but two of them are so old I don't use them anymore.
- Dört bilgisayarım var ama ikisi o kadar eski ki artık kullanmıyorum.
- We all hate television and computers.
- Hepimiz televizyon ve bilgisayardan nefret ederiz.
- He has two computers.
- İki bilgisayarı var.
- Tom has a lot of experience in computers.
- Tom bilgisayarlarda oldukça deneyimlidir.
- We know how to repair computers.
- Bilgisayarların nasıl tamir edileceğini biliyoruz.
- Indeed, computers are detrimental.
- Gerçekten, bilgisayarlar zararlıdır.
- I often use SSH to access my computers remotely.
- Bilgisayarlarıma uzaktan erişmek için genellikle SSH kullanıyorum.
- Not only Bill but also Mac is crazy about computers.
- Sadece Bill değil, Mac de bilgisayarlar için deli oluyor.
- Computers are capable of doing extremely complicated work.
- Bilgisayarlar son derece karmaşık işleri yapabilirler.
- Computers have no family.
- Bilgisayarların ailesi yok.
- We do not fix computers here.
- Biz burada bilgisayar tamir etmiyoruz.
- If you don't know anything about computers, you're really behind the times.
- Bilgisayarlar hakkında bir şey bilmiyorsanız, gerçekten zamanın gerisindesiniz demektir.
- I'm not connecting your computers.
- Bilgisayarlarınızı bağlamıyorum.
- Computers are very useful.
- Bir bilgisayar çok faydalıdır.
- People use computers for both games and work.
- İnsanlar bilgisayarları hem oyun hem de iş için kullanıyor.
- Computers are better than us.
- Bilgisayarlar bizden daha iyi.
- I am interested in computers.
- Bilgisayarlarla ilgileniyorum.
- Tom sells computers.
- Tom bilgisayar satar.
- His brother has nothing but computers on his mind.
- Onun erkek kardeşinin aklında bilgisayarlardan başka hiçbir şey yok.
- The bills are all done by computers.
- Faturaların hepsi bilgisayarlar tarafından yapılıyor.
- Personal computers are of great use.
- Kişisel bilgisayarlar çok işe yarar.
- Computers are amazing devices.
- Bilgisayarlar harika cihazlar.
- Most computers made today are equipped with multi-core processors.
- Günümüzde üretilen bilgisayarların çoğu çok çekirdekli işlemcilerle donatılmıştır.
- I sell computers.
- Bilgisayar satarım.
- You're interested in computers, aren't you?
- Bilgisayarlarla ilgileniyorsun, değil mi?
- Sami stole computers.
- Sami bilgisayar çaldı.
- Sami stole computers.
- Sami bilgisayarları çaldı.
- He has a lot of experience in computers.
- Bilgisayar konusunda çok tecrübeli.
- I'm giving my computers away.
- Bilgisayarımı hibe ediyorum.
- Some people don't own computers.
- Bazı insanların bilgisayarı yoktur.
- These days many people use computers.
- Bugünlerde birçok insan bilgisayar kullanıyor.
- Do you know anything about computers?
- Bilgisayarlar hakkında bir şey biliyor musun?
- Their job is to connect the computers to the network.
- Onların işi bilgisayarları ağa bağlamaktır.
- I do work related to computers.
- Bilgisayarlarla ilgili bir iş yapıyorum.
- That factory is for the manufacture of computers.
- Bu fabrika bilgisayar üretimi için.
- The suspect reportedly stole computers.
- Söylendiğine göre sanık bilgisayarları çalmış.
- Don't you have two computers?
- İki bilgisayarınız yok mu?
- Our newest pocket computers are smarter than the people we sell them to.
- En yeni cep bilgisayarlarımız, onları sattığımız insanlardan daha akıllı.
- Computers have invaded every field.
- Bilgisayarlar her alanı istila etmiştir.
- A lot of jobs are done by computers.
- Birçok iş bilgisayarlar tarafından yapılmaktadır.
- Tom decided to learn all he could about computers.
- Tom bilgisayarlar hakkında öğrenebileceği her şeyi öğrenmeye karar verdi.
- How many computers have you had so far?
- Şu ana kadar kaç tane bilgisayarın oldu?
- The company raised money for new computers.
- Şirket yeni bilgisayarlar için para topladı.
- He knows how to repair computers.
- Bilgisayar tamirinden anlıyor.
- How do computers work?
- Bilgisayarlar nasıl çalışır?
- He loved computers.
- Bilgisayarları seviyordu.
- Much work can be done with computers.
- Bilgisayarlarla çok iş yapılabiliyor.
- Tom doesn't know how computers work.
- Tom bilgisayarların nasıl çalıştığını bilmiyor.
- I am interested in computers.
- Bilgisayarlara ilgi duyuyorum.
- Where are the computers?
- Bilgisayarlar nerede?
- I sell computers.
- Bilgisayar satıyorum.
- I use computers.
- Ben bilgisayar kullanırım.
- Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
- Elektrikli bilgisayarlar yöneticilere detaylı ve güncel bilgiler sağlar.
- So you can fix computers as well!
- Yani sen de bilgisayar tamir edebiliyorsun!
- Tom has three computers.
- Tom'un üç tane bilgisayarı var.
- In order to study computational linguistics it's necessary to know various languages, however, one also has to be familiar with the use of computers.
- Hesaplamalı dilbilim çalışmak için çeşitli dilleri bilmek gerekir, ancak bilgisayar kullanımına da aşina olmak gerekir.
- He is quite at home with computers.
- Bilgisayarlarla arası oldukça iyi.
- I don't know much about computers.
- Bilgisayarlar hakkında fazla bilgim yok.
- We spent more and more time at the computers.
- Bilgisayar başında giderek daha fazla zaman geçiriyorduk.
- Indeed, computers are detrimental.
- Gerçekten de bilgisayarlar zararlıdır.
- I'm not really familiar with computers.
- Bilgisayarlara pek aşina değilim.
- Tom knows how to repair computers.
- Tom bilgisayarları nasıl onaracağını biliyor.
- Computers are starting to get smarter than we are.
- Bilgisayarlar bizden daha zeki olmaya başlıyorlar.
- There were no computers in the office.
- Büroda hiç bilgisayar yoktu.
- I'd like some information about your new computers.
- Yeni bilgisayarlarınız hakkında biraz bilgi almak istiyorum.
- The room was filled with computers.
- Oda bilgisayarlarla doluydu.
- This is the age of information, and computers are playing an increasingly important role in our everyday life.
- Bu çağ bilgi çağıdır ve bilgisayarlar günlük yaşamımızda giderek daha önemli bir rol oynamaktadır.
- You know how to fix computers.
- Bilgisayarları onarmayı biliyorsun.
- They know how to repair computers.
- Onlar bilgisayar tamir etmeyi biliyor.
- Such things as television and computers could not have been dreamt of fifty years ago.
- Televizyon ve bilgisayar gibi şeyler elli yıl önce hayal bile edilemezdi.
- I repair computers almost every day.
- Ben hemen hemen her gün bilgisayar tamir ederim.
- Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
- İlkel hesaplama makineleri bilgisayarlar geliştirilmeden çok önce vardı.
- The suspect reportedly stole computers.
- Şüphelinin bilgisayar çaldığı bildirildi.
- He has a lot of experience in computers.
- Onun bilgisayar konusunda çok deneyimi vardır.
- Both Bill and Mac are crazy about computers.
- Hem Bill hem de Mac bilgisayarlara bayılırlar.
- I have several old computers.
- Birkaç tane eski bilgisayarım var.
- Hackers break into computers without permission.
- Hackerlar bilgisayarlara izinsiz girerler.
- I'm not connecting your computers.
- Ben senin bilgisayarlarını bağlamıyorum.
- She knows how to repair computers.
- Bilgisayar tamir etmeyi biliyor.
- Computers are amazing devices.
- Bilgisayarlar harika cihazlardır.
- Computers have no family.
- Bilgisayarların ailesi olmaz.
- Computers are amazing devices.
- Bilgisayarlar inanılmaz cihazlardır.
- Computers are machines.
- Bilgisayarlar makinedir.
- Can computers actually translate literary works?
- Bilgisayarlar edebi eserleri gerçekten çevirebilir mi?
- Computers save us a lot of time and trouble.
- Bilgisayarlar bize bir sürü zaman kazandırarak bizi birçok sorundan kurtarır.
- You are interested in computers.
- Bilgisayarlarla ilgileniyorsun.
- Tom uses two computers at the same time.
- Tom aynı anda iki bilgisayar kullanır.
- These are different types of computers.
- Bunlar farklı bilgisayar türleri.
- I hate computers.
- Bilgisayarlardan nefret ediyorum.
- Indeed, computers are destructive.
- Gerçekten, bilgisayarlar yıkıcıdır.
- Do you have two computers?
- İki tane bilgisayarın var mı?
- Ania is interested in computers.
- Ania bilgisayarlarla ilgileniyor.
- He has two computers.
- İki tane bilgisayarı var.
- Sami loved computers.
- Sami bilgisayarları severdi.
- Tom uses two computers at the same time.
- Tom aynı anda iki bilgisayar kullanıyor.
- Computers are complicated machines.
- Bilgisayarlar karmaşık makinelerdir.
- We all hate television and computers.
- Televizyon ve bilgisayarlardan hepimiz nefret ederiz.
- I'm not really familiar with computers.
- Bilgisayarlara gerçekten aşina değilim.
- She assembles computers.
- O bilgisayar montajı yapar.
- But, Tom, Esperanto isn't necessarily as artificial as computers are, right?
- Ama Tom, Esperanto bilgisayarlar kadar yapay değil, değil mi?
- John was trained in information systems, but he doesn't work with computers.
- John bilgi sistemleri eğitimi aldı ama bilgisayarlarla çalışmıyor.
- I don't know anything about computers.
- Bilgisayarlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum.
- I know how to repair computers.
- Bilgisayar tamir etmeyi biliyorum.
- Computers can save us a lot of time and trouble.
- Bilgisayarlar bize çok zaman kazandırıp, bizi çok zahmetten kurtarabilir.
- Can computers translate literary works?
- Bilgisayarlar edebi eserleri tercüme edebilir mi?
- This laboratory is equipped with the latest computers.
- Bu laboratuvar en yeni bilgisayarlarla donatılmıştır.
- Compare these two computers.
- Bu iki bilgisayarı karşılaştırın.
- There were no computers in the office.
- Ofiste hiç bilgisayar yoktu.
- Who needs computers?
- Kimin bilgisayara ihtiyacı var?
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Bilgisayarların hiçbiri yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- Most people think computers will never be able to think.
- Çoğu insan bilgisayarların asla düşünemeyeceğini düşünüyor.
- Personal computers are very useful.
- Kişisel bilgisayarlar çok kullanışlıdır.
- Mary knows how to repair computers.
- Mary bilgisayar tamir etmeyi biliyor.
- Computers save us a lot of time and trouble.
- Bilgisayarlar bize çok zaman kazandırıp, bizi çok zahmetten kurtarır.
- You know how to fix computers.
- Bilgisayarları nasıl tamir edeceğini biliyorsun.
- Early computers used punch cards.
- İlk bilgisayarlar delikli kart kullandı.
- Compare these two computers.
- Bu iki bilgisayarı karşılaştır.
- Electric computers provide managers with detailed, up-to-date information.
- Elektrikli bilgisayarlar, yöneticilere ayrıntılı ve güncel bilgileri sağlar.
- His brother has nothing but computers on his mind.
- Kardeşinin aklında bilgisayardan başka bir şey yok.
- Eighty percent of all information on computers around the world is in English.
- Dünyadaki bilgisayarlarda tüm bilgilerin yüzde sekseni İngilizcedir.
- None of the computers can continue to run with a burnt card.
- Hiçbir bilgisayar yanmış bir kartla çalışmaya devam edemez.
- We use computers to solve problems and to put information in order.
- Biz sorunları çözmek ve bilgiyi düzenlemek için bilgisayarlar kullanırız.
- Most people think computers will never be able to think.
- Çoğu kişi bilgisayarların asla düşünemeyeceklerini düşünüyor.
- Computers make people stupid.
- Bilgisayarlar insanları aptallaştırır.
- We use computers to solve problems and to put information in order.
- Bilgisayarları problemleri çözmek ve bilgileri sıraya koymak için kullanıyoruz.
- Computers were invented forty years earlier.
- Bilgisayarlar kırk yıl önce icat edildi.
- Don't you have two computers?
- İki bilgisayarın yok mu?
- I have a lot of experience in computers.
- Bilgisayar konusunda çok deneyimim var.
Show More (234)
|