dismissal - English Turkish Sentences
English Turkish
dismissal işten çıkarma n.
  • Emma sued her employer for unfair dismissal.
  • Emma, haksız işten çıkarma nedeniyle işverenine dava açmıştır.
  • There should also be a guarantee against at least short-term dismissal.
  • En azından kısa süreli işten çıkarmalara karşı da bir güvence olmalı.
  • He was given no reasons for his dismissal.
  • İşten çıkarılması için kendisine hiçbir gerekçe gösterilmemiştir.
Show More (2)
dismissal düşürülme (dava, suçlama) n.
  • We wish to move for dismissal of all charges, your Honour.
  • Tüm suçlamaların düşürülmesini talep ediyoruz, Sayın Yargıç.
Show More (-2)
dismissal ciddiye almayı reddetme n.
  • His dismissal of the threats was irresponsible.
  • Tehditleri ciddiye almayı reddetmesi sorumsuzcaydı.
Show More (-2)
dismissal işten çıkarılma n.
  • We need to be assured that consistent under-performance must lead to dismissal.
  • Sürekli düşük performansın işten çıkarılmaya yol açacağından emin olmalıyız.
Show More (-2)