| 1 |
exercised |
kullanılmış |
adj. |
|
- As such, the conditions under which this power is exercised must also be improved.
- Bu nedenle, bu yetkinin kullanıldığı koşullar da iyileştirilmelidir.
- Neither of these two rights can be exercised by the disabled unless they are given the right language.
- Doğru dil kullanılmadığı sürece bu iki hak da engelliler tarafından kullanılamaz.
- Political judgments will have to be exercised at the right moment.
- Siyasi yargıların doğru zamanda kullanılması gerekecektir.
- If it did exercise it in any piece of legislation that I was responsible for, I would take full account of that.
- Eğer benim sorumlu olduğum herhangi bir mevzuatta kullanılmış olsaydı, bunu tamamen dikkate alırdım.
Show More (1)
|
| 2 |
exercised |
uygulanmış |
adj. |
|
- External control should be exercised by a body acting independently of the Government.
- Dışsal kontrol, hükümetten bağımsız hareket eden bir organ tarafından uygulanmalıdır.
- This should be exercised first and foremost in the Member States.
- Bu, her şeyden önce Üye Devletlerde uygulanmalıdır.
- Careful external control will have to be exercised on all these points.
- Tüm bu noktalarda dikkatli bir dış denetimin uygulanması gerekecektir.
- Careful external control will have to be exercised on all these points.
- Tüm bu noktalarda dikkatli bir dış kontrol uygulanması gerekecektir.
Show More (1)
|
| 3 |
exercised |
yerine getirilmiş |
adj. |
|
- This directive and the report on brominated flame retardants are good examples of this responsibility's being exercised.
- Bu yönerge ve bromlu alev geciktiricilere ilişkin rapor, bu sorumluluğun yerine getirilmesine iyi birer örnektir.
Show More (-2)
|
