|
- The company banned experiments on animals.
- Şirket hayvanlar üzerinde deney yapılmasını yasakladı.
- He carried out an experiment in social science theory.
- Sosyal bilim teorisi üzerine bir deney gerçekleştirdi.
- This was an experiment which I think worked well but there is no doubt that it can be improved further.
- Bu bence iyi işleyen bir deneydi ancak daha da geliştirilebileceğine hiç şüphe yok.
- I would add reflection - we ought to reflect before every experiment is carried out.
- Ben olsam derin düşünme sürecini de eklerdim; her deneyden önce uzun uzadıya düşünmemiz gerekiyor.
- However, it had to remain an experiment, limited in time.
- Ancak bu, zamanla sınırlı bir deney olarak kalmalıydı.
- People could not agree beforehand on clear criteria whereby the experiment could be assessed.
- İnsanlar deneyin değerlendirilebileceği net kriterler üzerinde önceden anlaşmaya varamamışlardır.
- It is an experiment, and experiments are supposed to be discontinued if they do not work.
- Bu bir deneydir ve deneylerin işe yaramaması halinde sonlandırılması gerekir.
- This would be an incredibly bold experiment for our institution to undertake.
- Bu, kurumumuzun üstlenmesi gereken inanılmaz cesur bir deney olacaktır.
- If the experiment is discontinued, countless jobs will disappear in Europe, 8 500 of them in the Netherlands.
- Bu deney durdurulursa, Avrupa'da 8.500'ü Hollanda'da olmak üzere sayısız iş ortadan kalkacaktır.
- Moreover, it could give rise to the expectation that the experiment would become permanent.
- Dahası, bu durum deneyin kalıcı hale geleceği beklentisine yol açabilir.
- This is a controlled experiment that should be of value to us all.
- Bu, hepimiz için değerli olması gereken kontrollü bir deneydir.
- The first experiment, in Dublin, will thus bring together 200 volunteers from all over Europe.
- Dublin'de gerçekleştirilecek ilk deney, Avrupa'nın dört bir yanından 200 gönüllüyü bir araya getirecek.
- This was an experiment which I think worked well but there is no doubt that it can be improved further.
- Bu bence iyi işleyen bir deneydi ancak daha da geliştirilebileceğine şüphe yok.
- It is an experiment, in which the EU cannot afford to fail.
- Bu, AB'nin başarısız olmayı göze alamayacağı bir deneydir.
- This would be an incredibly bold experiment for our institution to undertake.
- Bu, kurumumuzun üstlenmesi gereken son derece cesur bir deney olacaktır.
- What are we going to do to support Brazil, to help it to make this experiment a success?
- Brezilya'yı desteklemek, bu deneyi başarıya ulaştırmasına yardımcı olmak için ne yapacağız?
- It is the Council which established this entire experiment and set a three-year period.
- Tüm bu deneyi başlatan ve üç yıllık bir süre belirleyen Konsey'dir.
- It is an experiment in which the EU cannot afford to fail.
- Bu, AB'nin başarısız olmayı göze alamayacağı bir deneydir.
- Obviously the experiment got out of control after two days.
- Açıkçası deney iki gün sonra kontrolden çıktı.
- Ultimately, the photoelectric effect experiment proved that light has particle properties.
- Sonuçta, fotoelektrik etki deneyi ışığın parçacık özelliklerine sahip olduğunu kanıtladı.
- Obviously the experiment got out of control after two days.
- Belli ki deney iki gün sonra kontrolden çıkmış.
- Ultimately, the photoelectric effect experiment proved that light has particle properties.
- Sonuçta fotoelektrik etki deneyi ışığın parçacık özelliklerine sahip olduğunu kanıtladı.
- Ultimately, the photoelectric effect experiment proved that light has particle properties.
- Neticede fotoelektrik efekt deneyleri ışığın parçacık özelliği gösterdiğini ortaya koyuyordu.
- For that experiment they need a complete vacuum.
- Bu deney için onların tam bir vakumlamaya ihtiyacı var.
- The experiment was successful.
- Deney başarılıydı.
- He tried the experiment again and again.
- Deneyi tekrar tekrar denedi.
- The results of the experiment have disappointed us very much.
- Deneyin sonuçları bizi çok hayal kırıklığına uğrattı.
- This is Professor Oak, the director of this experiment.
- Bu Profesör Oak, bu deneyin yöneticisi.
- The teacher demonstrated the idea with an experiment.
- Öğretmen bu fikri bir deneyle gösterdi.
- Nevertheless I think the experiment was successful.
- Yine de deneyin başarılı olduğunu düşünüyorum.
- All life is an experiment.
- Tüm hayat bir deneydir.
- It was just an experiment.
- O sadece bir deneydi.
- The experiment seemed to be going well.
- Deney iyi gidiyor gibi görünüyordu.
- We were disappointed with the results of the experiment.
- Deneyin sonuçları bizi hayal kırıklığına uğrattı.
- The experiment resulted in a miserable failure.
- Deney çok kötü bir başarısızlıkla sonuçlandı.
- Perform an experiment in creating a country from scratch.
- Sıfırdan bir ülke yaratma deneyi gerçekleştirin.
- They carried out a new chemistry experiment.
- Onlar yeni bir kimya deneyi gerçekleştirdiler.
- The experiment was made on a hundred unmarried males.
- Deney yüz bekâr erkek üzerinde yapıldı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
- Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
- He used pigeons in his experiment.
- Deneyinde güvercinleri kullandı.
- He explained why the experiment failed.
- Deneyin niçin başarısız olduğunu açıkladı.
- We must stop this experiment.
- Bu deneyi durdurmalıyız.
- I like to experiment.
- Deneyi severim.
- Three months is too short a time to finish the experiment.
- Deneyi bitirebilmek için üç ay çok kısa bir zamandır.
- The experiment is over.
- Deney bitti.
- The experiment succeeded.
- Deney başarılı oldu.
- The experiment eventually failed due to a lack of support.
- Deney sonunda destek eksikliği nedeniyle başarısız oldu.
- Everybody expected that the experiment would result in failure.
- Herkes deneyin başarısızlıkla sonuçlanacağını bekliyordu.
- Three months were not enough to finish the experiment.
- Deneyi bitirmek için üç ay yetmedi.
- He carried on with his experiment.
- Deneyine devam etti.
- The experiment resulted in a miserable failure.
- Deney berbat bir başarısızlıkla sonuçlandı.
- He continued the experiment.
- Deneye devam etti.
- This experiment was unsuccessful.
- Bu deney başarısız oldu.
- The whole experiment was recorded on film.
- Tüm deney filme kaydedildi.
- We need to stop this experiment.
- Bu deneyi durdurmamız gerekiyor.
- Close observation is necessary for the experiment.
- Deney için yakın gözlem gerekli.
- Three months is too short a time to finish the experiment.
- Deneyi bitirmek için üç ay çok kısa bir süre.
- The whole experiment was recorded on film.
- Bütün deney filme kaydedildi.
- It is the attitude of the subjects that controls the outcome of the experiment.
- Deney sonucunu belirleyen şey deneklerin tutumudur.
- We need to stop this experiment.
- Bu deneyi durdurmalıyız.
- I got hurt during an experiment, and the injury was pretty serious.
- Deney sırasında yaralandım ve yara oldukça ciddiydi.
- The experiment has to begin.
- Deney başlamak zorunda.
- The experiment proved to be successful.
- Deney başarılı çıktı.
- The experiment succeeded.
- Deney başarılı.
- In my understanding, those two experiments do not have common factors.
- Anladığım kadarıyla, bu iki deneyin ortak etkeni yok.
- This experiment is worth trying.
- Bu deney denemeye değer.
- I will leave the experiment to you.
- Deneyi size bırakıyorum.
- The scientists weren't sure if the experiment was going to work.
- Bilim adamları deneyin işe yarayacağından emin değildi.
- They carried out a new chemistry experiment.
- Yeni bir kimya deneyi gerçekleştirdiler.
- We'd like to see the results of the experiment.
- Deneyin sonuçlarını görmek istiyoruz.
- The experiment was a huge success.
- Deney büyük bir başarıydı.
- The scientists are working on a new experiment.
- Bilim adamları yeni bir deney üzerinde çalışıyorlar.
- It's an experiment.
- Bu bir deney.
- It is the attitude of the subjects that controls the outcome of the experiment.
- Deneyin sonucunu kontrol eden şey deneklerin tutumudur.
- I know it's an experiment.
- Bunun bir deney olduğunu biliyorum.
- The experiment was a failure.
- Deney başarısız oldu.
- The experiment eventually failed due to a lack of support.
- Deney, sonunda destek eksikliği nedeniyle başarısız oldu.
- The experiment has to begin.
- Deney başlamalı.
- The experiment was a conspicuous failure.
- Deney göze çarpan bir başarısızlıktı.
- We found the failure of the experiment at the last moment.
- Deneyin eksikliğini son anda fark ettik.
- He continued the experiment.
- O, deneye devam etti.
- You can't afford to be careless in this experiment.
- Bu deneyde dikkatsiz olma lüksün yok.
- We have to stop this experiment.
- Bu deneyi durdurmalıyız.
- The scientists are working on a new experiment.
- Bilim adamları yeni bir deney üzerinde çalışıyor.
- We observed osmosis in today's science experiment.
- Bugünkü fen deneyinde osmozu gözlemledik.
- It was an experiment.
- Bu bir deneydi.
- The experiment was successful.
- Deney başarılı oldu.
- Why did he dare sabotage the experiment?
- Deneyi sabote etmeye neden cüret etti?
- The experiment failed because of some minor faults.
- Deney bazı küçük hatalar yüzünden başarısız oldu.
- We found the failure of the experiment at the last moment.
- Son zamanlarda deneyin hatasını bulduk.
- We have to stop this experiment.
- Bu deneyi durdurmak zorundayız.
- The experiment ended in failure.
- Deney başarısızlıkla sonuçlandı.
- I got hurt during an experiment, and the injury was pretty serious.
- Bir deney sırasında yaralandım ve yaralanmam epey ciddiydi.
- The experiment failed.
- Deney başarısız oldu.
- This experiment was unsuccessful.
- Deney başarısızdı.
- They continued the experiment day and night.
- Deneye gece gündüz devam ettiler.
- I plan to help Tom with his experiment.
- Tom'a deneyinde yardım etmeyi planlıyorum.
- He explained why the experiment failed.
- Deneyin neden başarısız olduğunu açıkladı.
- He was the first to carry out the experiment.
- Deneyi tamamlayan ilk kişiydi.
- The results of the experiment were not as we had hoped.
- Deneyin sonuçları umduğumuz gibi çıkmadı.
- He was the first to carry out the experiment.
- Deneyi ilk gerçekleştiren oydu.
- The scientists worked on their experiment.
- Bilim insanları deneyleri üzerinde çalıştılar.
- Would you like to take part in this risky experiment?
- Bu tehlikeli deneye katılmak ister misiniz?
- I will leave the experiment to you.
- Deneyi sana bırakacağım.
- The experiment confirmed his theory.
- Deney onun teorisini doğruladı.
- The experiment must begin.
- Deney başlamalı.
- Eventually the experiment succeeded.
- Sonunda deney başarılı oldu.
- That experiment led to a great discovery.
- Bu deney büyük bir keşfe yol açtı.
- The experiment was a success.
- Deney başarılı oldu.
- From the viewpoint of tissue culture, the environment for this experiment should be more rigidly defined.
- Doku kültürü açısından bakıldığında, bu deney için ortam daha katı bir şekilde tanımlanmalıdır.
- A group of scientists stood by, ready to record the experiment.
- Bir grup bilim insanı deneyi kaydetmek üzere hazır bekliyordu.
- She needed 10.5 liters of nitric acid for the experiment.
- Deney için 10,5 litre kezzaba ihtiyacı vardı.
- Would you like to take part in this risky experiment?
- Bu riskli deneye katılmak ister misin?
- They continued the experiment day and night.
- Onlar deneye gece gündüz devam ettiler.
- Will the experiment succeed?
- Deney başarılı olacak mı?
- The scientists weren't sure if the experiment was going to work.
- Bilim adamları deneyin işe yarayacağından emin değillerdi.
- That experiment was a failure.
- O deney bir başarısızlıktı.
- The results of the experiment were not as we had hoped.
- Deneyin sonuçları beklediğimiz gibi değildi.
- Do you like taking part in this dangerous experiment?
- Bu tehlikeli deneyde yer almak hoşuna gidiyor mu?
- The people for the experiment were chosen at random.
- Deney için insanlar rastgele seçildi.
- It was just an experiment.
- Bu sadece bir deneydi.
- The experiment proved to be successful.
- Deney, başarısını kanıtladı.
- Nevertheless I think the experiment was successful.
- Bununla birlikte deneyin başarılı olduğunu düşünüyorum.
- The experiment failed because of some minor faults.
- Bazı küçük hatalardan dolayı deney başarısız oldu.
- The experiment confirmed his theory.
- Deney, teorisini doğruladı.
- She needed 10.5 liters of nitric acid for the experiment.
- 10.5 litre nitrik aside deney için ihtiyacı vardı.
- The result of the experiment was inconclusive.
- Deneyin sonucu kesin değildi.
- The scientists worked on their experiment.
- Bilim adamları deneyleri üzerinde çalıştı.
Show More (125)
|
|
- Ignoring the fact that the conditions were slightly different, the results of our experiment were identical with Robinson's.
- Koşulların biraz farklı olduğu gerçeğini göz ardı edersek, deneyimizin sonuçları Robinson'unkilerle aynıydı.
- Ignoring the fact that the conditions were slightly different, the results of our experiment were identical with Robinson's.
- Şartların biraz farklı olduğunu göz ardı edersek, deneyimizin sonuçları Robinson'ınkiyle aynıydı.
- Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
- Koşullar biraz farklı olsa da, bizim deneyimizin sonucu Robinson'unkiyle aynıydı.
- Our experiment went wrong last week.
- Geçen hafta deneyimiz kötü geçti.
- Our experiment went wrong last week.
- Deneyimiz geçen hafta ters gitti.
Show More (2)
|
