external - English Turkish Sentences
English Turkish
external dış adj.
  • He is responsible for maintaining good external relations.
  • Kendisi dış ilişkileri iyi bir şekilde sürdürmekten sorumludur.
  • External factors can force businesses to close down.
  • Dış faktörler işletmeleri kapanmaya mecbur bırakabilmektedir.
  • She bought this shade of paint for the external walls.
  • Dış duvarlar için bu tonda boya almıştı.
Show More (93)
external dışarıdan adj.
  • Diana was asked to assist the external auditors.
  • Diana'dan kurum dışından gelen denetçilere yardımcı olması istendi.
  • We might need external support to manage stock.
  • Stokları yönetmek için dışarıdan desteğe ihtiyacımız olabilir.
Show More (-1)
external dışsal adj.
  • We must give an external dimension to Eurojust.
  • Eurojust'a dışsal bir boyut kazandırmalıyız.
  • External control should be exercised by a body acting independently of the Government.
  • Dışsal kontrol, hükümetten bağımsız hareket eden bir organ tarafından uygulanmalıdır.
Show More (-1)