|
- The factory has diversified its products.
- Fabrika ürünlerini çeşitlendirdi.
- According to the results of the inquiry, the AZF factory did not comply with the regulations required under Seveso II.
- Soruşturma sonuçlarına göre, AZF fabrikası Seveso II kapsamında gerekli olan düzenlemelere uymamıştır.
- In January this year there was an unfortunate case where a man lost his life in this steel factory.
- Bu yılın Ocak ayında bu çelik fabrikasında bir kişinin hayatını kaybettiği talihsiz bir vaka yaşandı.
- A fireworks factory which did not fall within the scope of the directive destroyed an entire housing estate.
- Direktif kapsamına girmeyen bir havai fişek fabrikası bütün bir konut alanını yok etmiştir.
- Yesterday, I visited a cat and dog food factory.
- Dün bir kedi ve köpek maması fabrikasını ziyaret ettim.
- In the nineteenth century, when there were no strong unions, factory inspectors helped workers.
- Güçlü sendikaların olmadığı on dokuzuncu yüzyılda fabrika müfettişleri işçilere yardımcı oluyordu.
- In a far-off desert or in the centre of Brussels, if the factory blows up, scores of workers will lose their lives.
- Uzak bir çölde ya da Brüksel'in merkezinde fabrika havaya uçarsa çok sayıda işçi hayatını kaybedecektir.
- A fireworks factory that did not fall within the scope of the directive destroyed an entire housing estate.
- Direktif kapsamına girmeyen bir havai fişek fabrikası tüm bir konut alanını yok etti.
- Still there are unacceptable accidents on the farm and on the factory floor.
- Çiftliklerde ve fabrikalarda hala kabul edilemez kazalar yaşanmaktadır.
- In the nineteenth century, when there were no strong unions, factory inspectors helped workers.
- On dokuzuncu yüzyılda, güçlü sendikalar yokken, fabrika müfettişleri işçilere yardımcı oluyordu.
- Residents of this housing estate were not aware of the presence of the fireworks factory.
- Bu sitenin sakinleri havai fişek fabrikasının varlığından haberdar değillerdi.
- Residents of this estate were unaware of the presence of the fireworks factory.
- Bu sitenin sakinleri havai fişek fabrikasının varlığından habersizdi.
- Still there are unacceptable accidents on the farm and on the factory floor.
- Çiftlikte ve fabrika zemininde hala kabul edilemez kazalar yaşanmaktadır.
- Unfortunately, the Palko clothing factory closed recently, turning hundreds of workers out into the street.
- Ne yazık ki Palko giyim fabrikası geçtiğimiz günlerde kapanarak yüzlerce işçinin sokağa dökülmesine neden oldu.
- Moreover, jobs have also been scrapped in Cologne and the Jaguar factory in Barnsley is being closed down.
- Dahası, Köln'de de istihdam ortadan kaldırıldı ve Barnsley'deki Jaguar fabrikası kapatılıyor.
- However, the information was classified, and the factory was only closed after the Communist system had collapsed.
- Ancak bu bilgiler gizliydi ve fabrika ancak Komünist sistem çöktükten sonra kapatıldı.
- It was you who built this obsolete factory into a thriving industry.
- Bu köhne fabrikayı gelişen bir sanayiye dönüştüren sizdiniz.
- The name of Izmit Paper and Cardboard Factory is changed to Sümerbank Cellulose Industry.
- İzmit Kâğıt ve Karton Fabrikası'nın adı Sümerbank Selüloz Sanayii olarak değişti.
- The name of Izmit Paper and Cardboard Factory is changed to Sümerbank Cellulose Industry.
- İzmit Kağıt ve Karton Fabrikasının adı Sümerbank Selüloz Sanayi olarak değiştirildi.
- It was you who built this obsolete factory into a thriving industry.
- Bu köhne fabrikayı alıp gelişen bir sanayi haline getiren sizdiniz.
- All the workers are now ordered to leave this factory at once.
- Tüm işçilere fabrikayı bir an önce terk etmeleri emredildi.
- This factory will be one of their first objectives.
- Bu fabrika onların ilk hedeflerinden biri olacak.
- The name of Izmit Paper and Cardboard Factory is changed to Sümerbank Cellulose Industry.
- İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası'nın adı Sümerbank Selüloz Sanayi olarak değiştirildi.
- This factory will be one of their first objectives.
- Bu fabrika ilk hedeflerinden biri olacak.
- It was you who built this obsolete factory into a thriving industry.
- Bu eskimiş fabrikayı gelişen bir sanayi haline getiren sizdiniz.
- All the workers at this factory are female.
- Bu fabrikadaki tüm işçiler kadın.
- This factory uses an integrated manufacturing system standardized from parts on through to finished products.
- Bu fabrika, parçalardan bitmiş ürünlere kadar standartlaştırılmış entegre bir üretim sistemi kullanıyor.
- When he was younger he worked at a factory.
- Gençken bir fabrikada çalışıyordu.
- They are manufacturing TV sets in this factory.
- Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.
- The site for the new factory has not been decided.
- Yeni fabrika için yer kararlaştırılmadı.
- The purpose of our trip is to visit a new factory.
- Yolculuğumuzun amacı yeni bir fabrikayı ziyaret etmek.
- Possibly the factory will be closed down next week.
- Önümüzdeki hafta fabrika muhtemelen kapatılacak.
- We are producing spare parts in an automobile factory.
- Bir araba fabrikasında yedek parça yapıyoruz.
- How many women work in this factory?
- Bu fabrikada kaç tane kadın çalışıyor?
- A factory is not suitable for a residential district.
- Bir fabrika yerleşim bölgesi için uygun değildir.
- The detectives walked through charred ruins of the factory.
- Dedektifler fabrikanın yanmış kalıntıları arasında yürüdüler.
- You'll be in charge of the girls working in this factory.
- Bu fabrikada çalışan kızlardan sen sorumlu olacaksın.
- They have enough capital to establish another factory.
- Başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeleri var.
- Our factory needs a lot of machinery.
- Fabrikamızın çok fazla makineye ihtiyacı var.
- The factory was shut down ten years ago.
- Fabrika on yıl önce kapatıldı.
- How many women work in this factory?
- Bu fabrikada kaç kadın çalışıyor?
- This factory produces 500 automobiles a day.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretiyor.
- I work in a factory.
- Bir fabrikada çalışıyorum.
- Production at this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikadaki üretim yüzde 20 arttı.
- Tom has been working at the same factory for 25 years.
- Tom 25 yıldır aynı fabrikada çalışıyor.
- That factory is for the manufacture of computers.
- O fabrika, bilgisayar üretimi içindir.
- My older brother is planning to work at a drug factory.
- Ağabeyim, bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.
- The factory where Tom used to work has been closed down.
- Tom'un eskiden çalıştığı fabrika kapandı.
- They thought it would be too expensive to build a factory here.
- Onlar burada bir fabrika inşa etmenin çok pahalı olacağını düşündü.
- The tire factory employs 250 people.
- Lastik fabrikası 250 kişi istihdam etmektedir.
- It took a long time and a lot of money to build this factory.
- Bu fabrikayı inşa etmek uzun zaman ve çok para aldı.
- Robots have taken the place of men in this factory.
- Bu fabrikada insanların yerini robotlar aldı.
- This factory manufactures CD players.
- Bu fabrika CD çalarlar imal etmektedir.
- A modern factory is totally automated.
- Modern bir fabrika tamamen otomatiktir.
- When he was younger he worked at a factory.
- Gençken bir fabrikada çalıştı.
- Last night an explosion took place at a fireworks factory.
- Dün gece havai fişek fabrikasında bir patlama meydana geldi.
- Tom doesn't want to work in a factory.
- Tom bir fabrikada çalışmak istemiyor.
- Many men were hired at the factory.
- Fabrikada çok sayıda adam işe alındı.
- The site for the new factory has not been decided.
- Yeni fabrika için yer henüz kararlaştırılmadı.
- The factory produces ammunition.
- Fabrika cephane üretir.
- Possibly the factory will be closed down next week.
- Muhtemelen fabrika gelecek hafta kapanacak.
- Which factory was it?
- O hangi fabrikaydı?
- The factory uses many complicated machines.
- Fabrikada birçok karmaşık makine kullanılıyor.
- His son took on the management of the factory.
- Oğlu fabrikanın yönetimini devraldı.
- A factory is not suitable for a residential district.
- Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
- This factory's productive capacity is 250 cars a week.
- Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araba.
- The factory produces thousands of bottles every month.
- Fabrika her ay binlerce şişe üretir.
- Thanks to technological innovations, maximum outputs of the factory have doubled.
- Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum üretimi iki katına çıktı.
- Which factory was it?
- Hangi fabrikaydı?
- I worked in this factory.
- Bu fabrikada çalıştım.
- Production at this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikada üretim %20 arttı.
- The tire factory employs 250 people.
- Lastik fabrikasında 250 kişi çalışıyor.
- They make used cooking oil into soap at that factory.
- O fabrikada kullanılmış yemeklik yağdan sabun yapıyorlar.
- That factory makes toys.
- Bu fabrika oyuncak üretiyor.
- Tom used to work in a factory.
- Tom bir fabrikada çalışırdı.
- Let's go to the factory.
- Fabrikaya gidelim.
- That factory makes toys.
- O fabrika oyuncaklar yapar.
- This is the largest coin factory in the United States.
- Bu, Amerika Birleşik Devletlerindeki en büyük para fabrikasıdır.
- He has an electrical equipment factory.
- Onun elektrikli ekipman fabrikası var.
- Both my father and my brother work in this factory.
- Hem babam hemde erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.
- This factory manufactures CD players.
- Bu fabrika CD çalar üretiyor.
- This factory can turn out 200 cars a day.
- Bu fabrika günde 200 otomobil üretebiliyor.
- At this factory, they produce a car every ten minutes.
- Onlar bu fabrikada her on dakikada bir araba üretirler.
- They had to fire 300 men at the factory.
- Fabrikadan 300 adamı kovmak zorunda kaldılar.
- Hundreds of people work in this factory.
- Bu fabrikada yüzlerce insan çalışıyor.
- They have enough capital to establish another factory.
- Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.
- The output of this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikanın üretimi % 20 oranında artmıştır.
- They have enough capital to build a second factory.
- Onlar ikinci bir fabrika inşa etmek için yeterli sermayeye sahip.
- It took a long time and a lot of money to build this factory.
- Bu fabrikayı kurmak, uzun bir zamana ve bir sürü paraya mal oldu.
- Tom worked in a factory.
- Tom bir fabrikada çalışıyordu.
- My older brother is planning to work at a drug factory.
- Ağabeyim bir ilaç fabrikasında çalışmayı planlıyor.
- There is no factory in this village.
- Bu köyde hiç fabrika yok.
- This factory manufactures electric stoves.
- Bu fabrika elektrikli soba üretiyor.
- The enemy dropped bombs on the factory.
- Düşman fabrikaya bombalar attı.
- Emily stays at home alone when her parents are in the factory.
- Ailesi fabrikadayken Emily evde yalnız kalıyor.
- They decided to shut down the factory.
- Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdiler.
- They have only enough funds to build the factory.
- Sadece fabrikayı inşa etmeye yetecek kadar fonları var.
- The pipe conveys water from the lake to the factory.
- Boru, gölden fabrikaya su taşır.
- Tony thought about the factory and the shops.
- Tony fabrikayı ve dükkanları düşündü.
- The output of this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikanın randımanı %20'ye kadar arttı.
- In our factory, goods are produced.
- Fabrikamızda mal üretiliyor.
- Emily's parents are working in a factory.
- Emily'nin ailesi bir fabrikada çalışıyor.
- That factory manufactures toys.
- O fabrika oyuncaklar üretir.
- They decided to close the factory.
- Fabrikayı kapatmaya karar verdiler.
- They had to fire 300 men at the factory.
- Fabrikada 300 kişiyi işten çıkarmak zorunda kaldılar.
- Hundreds of people work in this factory.
- Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.
- They decided to shut down the factory.
- Fabrikayı kapatmaya karar verdiler.
- Where were you the night the factory burned down?
- Fabrika yandığı gece neredeydin?
- He has an electrical equipment factory.
- Elektrikli ekipman fabrikası var.
- The factory produces thousands of bottles every month.
- Fabrika her ay binlerce şişe üretiyor.
- That factory manufactures toys.
- O fabrika oyuncak üretiyor.
- Let's pack up the faulty equipment and return it to the factory.
- Arızalı ekipmanları toplayıp fabrikaya geri götürelim.
- My father's factory turns out 30,000 cars each month.
- Babamın fabrikası her ay 30.000 araba üretiyor.
- I suggest that we should build a new factory there.
- Oraya yeni bir fabrika kurmamızı öneriyorum.
- They have enough capital to put up another factory.
- Başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeleri var.
- This is the largest coin factory in the United States.
- Burası Birleşik Devletler'deki en büyük madeni para fabrikası.
- Tom apologized to the families of the victims for the explosion at the factory.
- Tom fabrikadaki patlama için kurbanların ailelerinden özür diledi.
- You'll have to get a permit to visit that factory.
- O fabrikayı ziyaret etmek için izin almanız gerekecek.
- This factory manufactures automobile parts.
- Bu fabrika, otomobil parçaları üretmektedir.
- The factory decided to do away with the old machinery.
- Fabrika eski makineleri kaldırmaya karar verdi.
- The town began to decline after the local factory closed.
- Yerel fabrika kapandıktan sonra kasaba gerilemeye başladı.
- He had been working in the factory for three years when the accident occurred.
- Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.
- His son took on the management of the factory.
- Oğlu fabrikanın yönetimini üstlendi.
- The output of this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikanın üretimi %20 arttı.
- They make toys at this factory.
- Bu fabrikada oyuncak yapıyorlar.
- The factory has been lying idle for a year.
- Fabrika bir yıldır boş duruyor.
- You're visiting a factory tomorrow, aren't you?
- Yarın bir fabrikayı ziyaret edeceksin, değil mi?
- They decided to close the factory.
- Onlar fabrikayı kapatmaya karar verdi.
- My father and my brother work in this factory.
- Babam ve kardeşim bu fabrikada çalışıyor.
- They have enough capital to build a second factory.
- İkinci bir fabrika kurmak için yeterli sermayeleri var.
- This river is polluted with factory waste.
- Bu nehir fabrika atıklarıyla kirlenmiştir.
- Tom abandoned his plan to build a factory.
- Tom bir fabrika inşa etme planından vazgeçti.
- Tom is giving Mary a tour of our factory.
- Tom, Mary'ye fabrikamızı gezdiriyor.
- This factory produces 500 automobiles a day.
- Bu fabrika günde 500 otomobil üretir.
- Tony thought about the factory and the shops.
- Tony fabrika ve dükkanlar hakkında düşündü.
- This factory also operates at night.
- Bu fabrika geceleri de çalışıyor.
- This factory is almost fully automated.
- Bu fabrika neredeyse tamamen otomatiktir.
- Tom climbed over the high wire fence in order to get into the old factory in spite of his father's prohibition.
- Tom, babasının yasağına rağmen eski fabrikaya girebilmek için yüksek tel örgülere tırmandı.
- Both my father and my brother work in this factory.
- Babam da kardeşim de bu fabrikada çalışıyor.
- The closure of the factory will have significant knock-on effects for the town's economy.
- Fabrikanın kapanması, şehrin ekonomisine önemli ölçüde darbe etkisi yapacak.
- The factory is running at full capacity.
- Fabrika tam kapasite çalışıyor.
- What kind of factory does Tom work in?
- Tom ne tür bir fabrikada çalışıyor?
- Tom wants to work in a factory.
- Tom bir fabrikada çalışmak istiyor.
- This factory also operates at night.
- Bu fabrika geceleri de çalışır.
- The factory had to cut back its production.
- Fabrika üretimini azaltmak zorunda kaldı.
- This factory's productive capacity is 250 cars a week.
- Bu fabrikanın üretim kapasitesi haftada 250 araçtır.
- The factory has laid off some three hundred workers.
- Fabrika yaklaşık üç yüz işçiyi işten çıkardı.
- The enemy dropped bombs on the factory.
- Düşman fabrikaya bomba yağdırdı.
- You'll be in charge of the women working in this factory.
- Bu fabrikada çalışan kadınlardan sen sorumlu olacaksın.
- The output at this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikada üretim %20 oranında arttı.
- Tom used to work in a factory.
- Tom eskiden bir fabrikada çalışırdı.
- Robots have taken the place of men in this factory.
- Bu fabrikada robotlar insanların yerini aldı.
- He sends us to the factory.
- O bizi fabrikaya gönderiyor.
- The factory produces ammunition.
- Fabrika mühimmat üretiyor.
- He was dismissed by the boss of the factory.
- Fabrikanın patronu tarafından kovuldu.
- This factory makes toys.
- Bu fabrika oyuncak üretir.
- Many men were hired at the factory.
- Fabrikada pek çok erkek işe alındı.
- This factory is almost fully automated.
- Bu fabrika neredeyse tamamen otomatik.
- The factory where Tom works is going to be closed down.
- Tom'un çalıştığı fabrika kapanacak.
- This factory makes toys.
- Bu fabrika oyuncak üretiyor.
- This factory produces CD players.
- Bu fabrika, CD çalarlar üretiyor.
- The detectives walked through charred ruins of the factory.
- Dedektifler fabrikanın kömürleşmiş kalıntılarında yürüdüler.
- Tom worked in a factory.
- Tom bir fabrikada çalıştı.
- This company is building a factory in China.
- Bu şirket Çin'de bir fabrika inşa ediyor.
- This factory manufactures automobile parts.
- Bu fabrika, otomobil parçaları üretiyor.
- He had been working in the factory for three years when the accident occurred.
- Kaza meydana geldiğinde, üç yıldır fabrikada çalışıyordu.
- Pears are canned in this factory.
- Bu fabrikada armut konservesi yapılıyor.
- They are manufacturing TV sets in this factory.
- Bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.
- The factory where Tom used to work has been closed down.
- Tom'un çalıştığı fabrika kapanmış.
- Tom knows a few guys who work at that factory.
- Tom o fabrikada çalışan birkaç adamı tanıyor.
- Thanks to technological innovations, maximum outputs of the factory have doubled.
- Teknolojik yenilikler sayesinde, fabrikanın maksimum çıktıları iki katına çıktı.
- Our factory needs a lot of machinery.
- Fabrikamızın birçok makineye gereksinimi var.
- We work in a factory.
- Bir fabrikada çalışıyoruz.
- Yesterday, an explosion occurred at the fireworks factory.
- Dün havai fişek fabrikasında bir patlama oldu.
- We are producing spare parts in an automobile factory.
- Bir otomobil fabrikasında yedek parça üretiyoruz.
- Where were you the night the factory burned down?
- Fabrikanın yandığı gece neredeydin?
- There is a possibility that we won't have to shut down the factory.
- Fabrikayı kapatmak zorunda kalmama ihtimalimiz var.
- The factory manufactures toys.
- Fabrika oyuncak üretiyor.
- At this factory, they produce a car every ten minutes.
- Bu fabrikada her on dakikada bir araba üretiyorlar.
- He sends us to the factory.
- O bizi fabrikaya gönderir.
- The enemy dropped many bombs on the factory.
- Düşman fabrikaya birçok bomba attı.
- Tom knows a few guys who work at that factory.
- Tom o fabrikada çalışan birkaç kişiyi tanıyor.
- They make toys at this factory.
- Onlar bu fabrikada oyuncak yaparlar.
- This factory can turn out 200 cars a day.
- Bu fabrika günde 200 araba üretebilir.
- The output at this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikadaki üretim %20 arttı.
- The output of this factory has increased by 20%.
- Bu fabrikanın üretimi %20 oranında artmıştır.
- The closure of the factory will have significant knock-on effects for the town's economy.
- Fabrikanın kapanmasının kasaba ekonomisi üzerinde önemli etkileri olacak.
- The pipe conveys water from the lake to the factory.
- Boru, gölden fabrikaya su taşıyor.
- He was dismissed by the boss of the factory.
- Fabrikanın patronu tarafından işten çıkarıldı.
- The enemy dropped many bombs on the factory.
- Düşman fabrikaya çok sayıda bomba attı.
- We work in a factory.
- Bir fabrikada çalışırız.
- The closure of the factory was a tough pill to swallow to the town's residents.
- Fabrikanın kapanması kasaba sakinleri için yutulması zor bir haptı.
- The factory is producing a new type of car.
- Fabrika yeni bir tür araba üretiyor.
- Emily stays at home alone when her parents are in the factory.
- Anne ve babası fabrikadayken Emily evde tek başına kalır.
- The town began to decline after the local factory closed.
- Kasaba yerel fabrika kapandıktan sonra gerilemeye başladı.
- The factory where Tom used to work has been closed down.
- Tom'un eskiden çalıştığı fabrika kapatıldı.
- The purpose of our trip is to visit a new factory.
- Gezimizin amacı, yeni bir fabrikayı ziyaret etmektir.
- My father and my brother work in this factory.
- Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.
- Tom climbed over the high wire fence in order to get into the old factory in spite of his father's prohibition.
- Tom babasının yasağına rağmen eski fabrikaya girmek için yüksek tel çitin üzerinden tırmandı.
- They thought it would be too expensive to build a factory here.
- Burada bir fabrika kurmanın çok pahalı olacağını düşündüler.
- I work in a factory.
- Ben bir fabrikada çalışıyorum.
- They sent us to the administration office of the factory.
- Bizi fabrikanın yönetim ofisine gönderdiler.
- The news of the fire in the factory caused a sensation.
- Fabrikada yangın haberi bir sansasyon yarattı.
- They have enough capital to put up another factory.
- Onlar başka bir fabrika kurmak için yeterli sermayeye sahip.
- This factory produces CD players.
- Bu fabrika, CD çalar üretiyor.
- Let's pack up the faulty equipment and return it to the factory.
- Arızalı ekipmanı toplayıp fabrikaya gönderelim.
- That factory is for the manufacture of computers.
- Bu fabrika bilgisayar üretimi için.
Show More (204)
|
