1 |
grudge |
kin |
n. |
|
- Lisa has a grudge against Stan.
- Lisa'nın Stan'e karşı bir kini var.
- He has a grudge against you.
- Sana karşı bir kini var.
- Forget all grudges and begin living freely.
- Bütün kinleri unut ve özgürce yaşamaya başla.
- He has a grudge against you.
- Onun size karşı bir kini var.
- I don't hold grudges.
- Ben kin tutmam.
- Lisa has a grudge against Stan.
- Lisa'nın Stan'a karşı bir kini var.
- Forget all grudges and begin living freely.
- Tüm kinleri unutun ve özgürce yaşamaya başlayın.
Show More (4)
|
2 |
grudge |
garez |
n. |
|
- My boss has a grudge against me.
- Patronumun bana karşı bir garezi var.
- I don't hold a grudge against you.
- Sana karşı bir garezim yok.
Show More (-1)
|
3 |
grudge |
çok görmek |
v. |
|
- I am grudged even the least bit of happiness.
- En ufak mutluluk bile bana çok görülüyor.
Show More (-2)
|