|
- It is, of course, extremely difficult to deny hungry people food.
- Elbette aç insanları yiyecekten mahrum etmek son derece zordur.
- They are hungry and unemployed.
- Aç ve işsizler.
- Pat, we are hungry, in fact very hungry, and we have an appetite for change.
- Pat, biz açız, aslında çok açız ve değişim için iştahımız var.
- It is, of course, extremely difficult to deny hungry people food.
- Elbette aç insanları yemekten mahrum etmek son derece zordur.
- In 2000, out of 5.8 billion people, 826 million people were still hungry.
- 2000 yılında 5.8 milyar insanın 826 milyonu hala aç durumdaydı.
- What a message of hope for the hungry.
- Açlar için ne büyük bir umut mesajı.
- The Land Acquisition Act is even now preventing the harvesting of the crops to feed the hungry.
- Arazi Edinme Yasası şu anda bile açları doyurmak için ekinlerin hasat edilmesini engelliyor.
- The Land Acquisition Act is even now preventing the harvesting of the crops to feed the hungry.
- Arazi Edinme Yasası şu anda bile açları doyurmak için ekinlerin toplanmasını engelliyor.
- The hungry people who are the casualties of conflict are a man-made disaster.
- Çatışmaların kurbanı olan aç insanlar insan eliyle yaratılmış bir felakettir.
- How are the hungry to export food to Europe when they have nothing to eat themselves?
- Kendileri yiyecek bir şey bulamazken açlar Avrupa'ya nasıl gıda ihraç edecekler?
- The poor are hungry, have no jobs, and fear disease.
- Yoksullar açtır, işleri yoktur ve hastalıktan korkarlar.
- In 2000, out of 5.8 billion people, 826 million people were still hungry.
- 2000 yılında 5.8 milyar insandan 826 milyonu hala aç durumdaydı.
- This will be of benefit not only to cod stocks in the North Sea but also to the world's hungry.
- Bu sadece Kuzey Denizi'ndeki morina rezervleri için değil, aynı zamanda dünyadaki açlar için de faydalı olacaktır.
- Let them eat it and then they will not be hungry!
- Bırakın yesinler, o zaman aç kalmazlar!
- Hungry people have lost their appetite for them.
- Aç insanlar onlara karşı iştahlarını kaybettiler.
- The poor are hungry, have no jobs, and fear disease.
- Yoksullar aç, işsiz ve hastalıktan korkuyorlar.
- Let them eat it, and then they will not be hungry!
- Bırakın yesinler, o zaman aç kalmayacaklar!
- This question never gives me any peace and I've become like a hungry dog chasing everywhere for an answer.
- Bu soru kafamı hep kurcalıyor ve her yerde aç köpekler gibi cevap peşinde koşar oldum.
- Some aid may have built a hospital, fed a hungry village.
- Bazı yardımseverler hastane yapmış, aç bir köyü doyurmuş olabilir.
- This question never gives me any peace and I've become like a hungry dog chasing everywhere for an answer.
- Bu soru beni hiç rahat bırakmadı ve aç bir köpek gibi cevabı bulmak için her yeri aradım.
- There should be a class on why people are hungry.
- İnsanların niye aç kaldığı konusunda bir ders olmalı.
- This question never gives me any peace and I've become like a hungry dog chasing everywhere for an answer.
- Bu soru hiç aklımdan çıkmıyor ve cevap peşinde her yeri kovalayan aç köpeklere döndüm.
- Some aid may have built a hospital, fed a hungry village.
- Bazı yardımlar bir hastane inşa etmiş, aç bir köyü doyurmuş olabilir.
- Tom probably isn't hungry yet.
- Tom muhtemelen henüz aç değil.
- Tom is probably still very hungry.
- Tom muhtemelen hala çok aç.
- I wasn't very hungry, so I decided to eat later.
- Çok aç değildim, o yüzden daha sonra yemeye karar verdim.
- Tom is not at all hungry.
- Tom hiç aç değil.
- Are you very hungry?
- Aç mısın çok sen?
- Tom didn't seem hungry.
- Tom aç görünmüyordu.
- In many areas, there was little food and the people were hungry.
- Pek çok bölgede çok az yiyecek vardı ve insanlar açtı.
- Hungry puppies are barking on the street.
- Aç köpek yavruları sokakta havlıyor.
- I'm really not all that hungry.
- O kadar da aç değilim.
- I'm not hungry either.
- Aç da değilim.
- I just ordered a coffee, because I was not hungry.
- Ben sadece bir kahve sipariş ettim, çünkü aç değildim.
- Tom is probably not very hungry right now.
- Tom muhtemelen şu anda çok aç değildir.
- Are you very hungry?
- Aç mısınız çok?
- You don't seem hungry.
- Sen aç görünmüyorsun.
- The mountaineer was hungry as a wolf.
- Dağcı, bir kurt gibi açtı.
- I wasn't hungry.
- Aç değildim.
- I wasn't very hungry anyway.
- Zaten çok aç değildim.
- Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
- You and Brenda are not hungry.
- Sen ve Brenda aç değilsiniz.
- Eat - if you are hungry!
- Eğer açsan, ye!
- I hope you two are hungry.
- Umarım ikiniz de açsınızdır.
- Nobody is hungry.
- Kimse aç değil.
- I was hungry and you've given me something to eat.
- Açtım ve sen bana yiyecek bir şeyler verdin.
- Tom is very hungry, isn't he?
- Tom çok aç, değil mi?
- The hungry birds were eating from the bird feeder.
- Aç kuşlar kuş yemliğinden yiyorlardı.
- Emily needs to eat something, because she's hungry.
- Emily'nin bir şeyler yemeye ihtiyacı var, çünkü o aç.
- Tom and I aren't hungry.
- Tom ve ben aç değiliz.
- Everybody is hungry again.
- Herkes yine aç.
- They are all hungry.
- Hepsi aç.
- Why are you so hungry?
- Neden bu kadar açsın?
- I felt a little hungry.
- Biraz aç hissettim.
- Are you very hungry?
- Sen mi çok açsın?
- Tom isn't hungry either.
- Tom da aç değil.
- We aren't very hungry yet.
- Henüz çok aç değiliz.
- We're very, very hungry.
- Biz çok ama çok açız.
- Tom was hungry and miserable.
- Tom aç ve perişandı.
- It looks like you're hungry.
- Aç gibi görünüyorsun.
- They're hungry.
- Onlar aç.
- Tom was hungry and miserable.
- Tom aç ve sefildi.
- Aren't you two hungry?
- Siz ikiniz aç değil misiniz?
- Tom was hungry and so was I.
- Tom açtı ve ben de açtım.
- I had a huge breakfast, so I'm not really very hungry now.
- Kocaman bir kahvaltı yaptım, o yüzden şu an pek aç değilim.
- I'm feeling a bit hungry.
- Ben biraz aç hissediyorum.
- Hungry puppy barks on the street.
- Aç köpek yavrusu sokakta havlıyor.
- Are you very hungry?
- Çok mu aç senin karnın?
- You're probably hungry.
- Sen muhtemelen açsın.
- He's hungry and thirsty.
- O, aç ve susuzdur.
- Both of them are hungry.
- Her ikisi de aç.
- You don't seem so hungry.
- Sen o kadar aç görünmüyorsun.
- I'm not particularly hungry right now.
- Şu anda pek aç değilim.
- Are you very hungry?
- Aç mısın çok?
- He was always hungry.
- O her zaman açtı.
- Tom seems hungry.
- Tom aç görünüyor.
- Everybody is hungry, so let's go ahead and eat.
- Herkes aç, o halde hadi yiyelim.
- Everyone was hungry.
- Herkes açtı.
- Is Tom hungry?
- Tom aç mı?
- I'm not hungry now.
- Şu an aç değilim.
- They're all hungry.
- Hepsi aç.
- Are you very hungry?
- Siz çok mu açsınız?
- Tom is probably still hungry.
- Tom muhtemelen hâlâ aç.
- Are you very hungry?
- Siz aç mısınız çok?
- I was not feeling very hungry.
- Çok aç hissetmiyordum.
- Tom is probably not very hungry right now.
- Tom şu anda muhtemelen çok aç değil.
- I guess I'm not all that hungry.
- Sanırım o kadar da aç değilim.
- Tom was tired and hungry.
- Tom yorgun ve açtı.
- They are all very hungry.
- Hepsi çok aç.
- You don't seem very hungry.
- Çok aç görünmüyorsun.
- I'm not hungry either.
- Ben de aç değilim.
- The children are hungry.
- Çocuklar aç.
- He seems hungry.
- O aç görünüyor.
- If you don't want to eat potatoes, then sit hungry.
- Patates yemek istemiyorsan, o zaman aç otur.
- He had a hungry look.
- Aç görünüyordu.
- They are hungry this morning.
- Bu sabah onlar aç.
- Tom seemed to be hungry.
- Tom aç görünüyordu.
- Maybe Tom is hungry.
- Belki Tom açtır.
- Tom seemed to be very hungry.
- Tom çok aç görünüyordu.
- Tom probably isn't hungry.
- Tom muhtemelen aç değil.
- Tom and I are both hungry.
- Tom ve ben ikimiz de açız.
- I've just eaten so I'm not hungry.
- Az önce yemek yedim bu yüzden aç değilim.
- Are you still hungry?
- Hâlâ aç mısın?
- Tom was hungry.
- Tom açtı.
- I'm not hungry.
- Ben aç değilim.
- We're both very hungry.
- İkimiz de çok açız.
- Please come hungry.
- Lütfen aç gel.
- Tom hadn't eaten all day long and was very hungry.
- Tom bütün gün boyunca yemek yememişti ve çok açtı.
- They were very tired, hungry, and thirsty that night.
- O gece çok yorgun, aç ve susuzdular.
- You were hungry, weren't you?
- Açtın, değil mi?
- Are you very hungry?
- Karnınız çok mu aç sizin?
- Tom says Mary didn't seem to be hungry.
- Tom Mary'nin aç görünmediğini söylüyor.
- I wasn't a bit hungry.
- Hiç aç değildim.
- I thought that Tom might be hungry.
- Tom'un aç olabileceğini düşündüm.
- When one is hungry, everything tastes good.
- İnsan açken her şeyin tadı güzeldir.
- I guess they really weren't hungry.
- Sanırım onlar gerçekten aç değildi.
- They're not hungry.
- Karınları aç değil.
- Are you very hungry?
- Karnın çok mu aç senin?
- Tom didn't seem very hungry.
- Tom pek aç görünmüyordu.
- Are you very hungry?
- Sen mi açsın çok?
- Tom is still hungry, isn't he?
- Tom hâlâ aç, değil mi?
- Tom and Mary are both really hungry, aren't they?
- Tom ve Mary gerçekten çok açlar, değil mi?
- Tom is probably hungry.
- Tom muhtemelen açtır.
- I bet Tom was hungry.
- Eminim Tom açtır.
- Are you very hungry?
- Çok aç mı sizin karnınız?
- I just ordered a coffee, because I was not hungry.
- Sadece bir kahve sipariş ettim, çünkü aç değildim.
- I was really very hungry.
- Gerçekten çok açtım.
- Are you very hungry?
- Çok aç mısınız?
- I bet Tom is hungry.
- Eminim Tom açtır.
- I wasn't feeling very hungry.
- Çok aç hissetmiyordum.
- Are you very hungry?
- Çok aç mısın?
- When a dog is very hungry, it devours its food.
- Bir köpek çok aç olduğu zaman, yemeğini bir çırpıda bitirir.
- I prefer salad for supper; I'm usually not hungry at this time of the day.
- Akşam yemeği için salata tercih ederim; günün bu saatinde genellikle aç değilimdir.
- We were all hungry.
- Hepimiz açtık.
- Are you really hungry?
- Gerçekten aç mısın?
- Nobody's hungry.
- Hiç kimse aç değil.
- The city was full of hungry soldiers.
- Şehir aç askerlerle doluydu.
- Tom and Mary were hungry.
- Tom ve Mary açtı.
- I feel kind of hungry.
- Ben biraz aç hissediyorum.
- Are you two hungry?
- Siz ikiniz aç mısınız?
- Tom is probably hungry.
- Tom muhtemelen aç.
- I'm not feeling very hungry right now.
- Şu anda pek aç hissetmiyorum.
- You aren't hungry, are you?
- Aç değilsin, değil mi?
- I'm not really hungry.
- Gerçekten aç değilim.
- Tom probably isn't hungry.
- Tom muhtemelen aç değildir.
- Tom was really hungry.
- Tom gerçekten açtı.
- A lot of people in Africa go hungry.
- Afrika'da pek çok insan açlık çekiyor.
- I assumed that you might be hungry so I brought some sandwiches.
- Aç olabileceğini düşündüm bu yüzden birkaç sandviç getirdim.
- Tom certainly seemed hungry.
- Tom kesinlikle aç görünüyordu.
- The man is hungry.
- Adam aç.
- I wasn't very hungry when I got home, but I'm really hungry now.
- Eve geldiğimde çok aç değildim ama şimdi gerçekten açım.
- Are you very hungry?
- Aç mısınız çok siz?
- He's hungry and thirsty.
- O aç ve susuz.
- I assumed that you might be hungry.
- Aç olabileceğini düşündüm.
- Aren't you guys hungry?
- Aç değil misiniz beyler?
- Considering all I've eaten all day is just one slice of bread, I'm not really all that hungry.
- Bütün gün sadece bir dilim ekmek yediğimi düşünürsek, o kadar da aç değilim.
- You are hungry again?
- Yine mi açsın?
- I wasn't too hungry.
- Çok aç değildim.
- Tom said that Mary seemed hungry.
- Tom, Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- Do you think Tom is hungry?
- Sence Tom aç mı?
- Are you still hungry?
- Hala aç mısın?
- He's still hungry after all that food.
- O kadar yemekten sonra hala aç.
- The hungry boys ate everything on the table.
- Aç çocuklar masadaki her şeyi yedi.
- Tom is really hungry.
- Tom gerçekten aç.
- I've just eaten, so I'm not hungry.
- Daha yeni yemek yedim, yani aç değilim.
- A hungry bear will eat even insects.
- Aç bir ayı böcekleri bile yer.
- I think Tom might be hungry.
- Tom'un aç olabileceğini düşünüyorum.
- Tom wasn't hungry either.
- Tom da aç değildi.
- If you're still hungry, have another hamburger.
- Hala açsanız, bir hamburger daha alın.
- Are you very hungry?
- Çok mu açsın?
- Aren't you still hungry?
- Hâlâ aç değil misin?
- He was always hungry.
- O hep açtı.
- Tom was so hungry.
- Tom çok açtı.
- Tom said that Mary seemed to be very hungry.
- Tom, Mary'nin çok aç göründüğünü söyledi.
- Tom doesn't seem to be hungry.
- Tom aç gibi görünmüyor.
- The men are hungry.
- Erkekler aç.
- I was hungry and you've given me something to eat.
- Açtım ve bana yiyecek bir şey verdiniz.
- I was hungry and you've given me something to eat.
- Açtım ve bana yiyecek bir şey verdin.
- Are you very hungry?
- Çok aç mı karnın?
- I'm feeling a bit hungry.
- Biraz aç hissediyorum.
- The Indians were hungry.
- Kızılderililer açtı.
- I wasn't very hungry, so I didn't finish my dinner.
- Çok aç değildim, bu yüzden yemeğimi bitirmedim.
- We were all very hungry.
- Hepimiz çok açtık.
- A lot of people in Africa go hungry.
- Afrika'daki birçok insan açtır.
- Aren't you still hungry?
- Hala aç değil misin?
- Tom hadn't eaten all day and was very hungry.
- Tom bütün gün bir şey yememişti ve çok açtı.
- I'm not feeling particularly hungry.
- Pek aç hissetmiyorum.
- I was both tired and hungry when I got home last night.
- Dün gece eve geldiğimde hem yorgun hem de açtım.
- Tom hadn't eaten all day and was very hungry.
- Tom bütün gün yemek yememişti ve çok açtı.
- I think Tom might be hungry.
- Bence Tom'un aç olabilir.
- I was quite hungry.
- Ben oldukça açtım.
- We really are hungry.
- Biz gerçekten açız.
- The hungry cat kept meowing outside the window.
- Aç kedi pencerenin dışında miyavlayıp duruyordu.
- I bet Tom is hungry.
- Bahse girerim Tom açtır.
- Tom is probably still hungry.
- Tom muhtemelen hala aç.
- Tom and Mary are very hungry.
- Tom ve Mary çok açlar.
- 98% of hungry people live in developing countries.
- Aç insanların %98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşıyor.
- I hope you're all hungry.
- Umarım hepiniz açsınızdır.
- Tom wasn't a bit hungry.
- Tom biraz aç değildi.
- They weren't hungry.
- Aç değillerdi.
- I'm just not hungry.
- Sadece aç değilim.
- Tom's not hungry.
- Tom aç değil.
- We're not hungry.
- Biz aç değiliz.
- We're always hungry.
- Her zaman açız.
- Both Tom and Mary are very hungry.
- Hem Tom hem de Mary çok aç.
- I don't want you to go hungry.
- Aç gitmeni istemiyorum.
- I was hungry, so I ate it.
- Açtım, o yüzden bunu yedim.
- Everybody seems to be hungry.
- Herkes aç görünüyor.
- You seem to be hungry.
- Aç gibi görünüyorsun.
- I wasn't very hungry.
- Ben çok aç değildim.
- I don't feel very hungry.
- Çok aç hissetmiyorum.
- Provide water to the thirsty and food to the hungry.
- Susuzlara su, açlara gıda sağla.
- Are you kids hungry?
- Aç mısınız çocuklar?
- Tom and Mary are really hungry.
- Tom ve Mary gerçekten aç.
- I didn't feel particularly hungry.
- Kendimi çok aç hissetmiyordum.
- I was hungry when I got home, but I was too tired to cook anything.
- Eve geldiğimde açtım, ama bir şey pişirmek için çok yorgundum.
- Tom says Mary didn't seem to be hungry.
- Tom, Mary'nin aç görünmediğini söylüyor.
- Tom and I aren't very hungry yet.
- Tom ve ben henüz çok aç değiliz.
- I'm not even a little hungry.
- Biraz bile aç değilim.
- You don't seem to be hungry.
- Aç görünmüyorsun.
- Tom is probably not hungry right now.
- Tom muhtemelen şu anda aç değildir.
- Both Tom and Mary aren't hungry.
- Hem Tom hem de Mary aç değil.
- I didn't feel particularly hungry.
- Pek aç hissetmiyordum.
- We weren't hungry.
- Aç değildik.
- Aren't you hungry?
- Sen aç değil misin?
- You're hungry.
- Sen açsın.
- I think Tom is still hungry.
- Bence Tom hala aç.
- We were tired and hungry.
- Yorgun ve açtık.
- We were all always hungry.
- Hepimiz hep açtık.
- I'm not at all hungry.
- Hiç aç değilim.
- Tom wasn't really hungry.
- Tom gerçekten aç değildi.
- Tom doesn't seem to be hungry.
- Tom aç görünmüyor.
- I was tired and hungry, and so was everyone else.
- Herkes gibi ben de yorgun ve açtım.
- You look like you're hungry.
- Aç gibi görünüyorsun.
- Tom is already hungry again.
- Tom zaten yine aç.
- Tom rescued the dog from being eaten by the hungry soldiers.
- Tom, köpeği aç askerler tarafından yenilmekten kurtardı.
- The hungry boys made for the restaurant.
- Aç çocuklar restorana doğru gitti.
- Tom isn't still hungry, is he?
- Tom hâlâ aç değil, değil mi?
- Are you very hungry?
- Çok aç mısınız siz?
- Is Tom still hungry?
- Tom hala aç mı?
- Do you think Tom is hungry?
- Sence Tom aç mıdır?
- 98% of hungry people live in developing countries.
- Aç insanların % 98'i gelişmekte olan ülkelerde yaşar.
- Nobody's hungry.
- Kimse aç değil.
- They are all very hungry.
- Onların hepsi çok aç.
- If you oversleep, you'll end up hungry.
- Eğer uyuyakalırsan, aç kalırsın.
- I assumed you might be hungry so I brought some sandwiches.
- Aç olabileceğini düşündüm bu yüzden birkaç sandviç getirdim.
- He hadn't eaten all day long and was very hungry.
- Bütün gün boyunca yememişti ve çok açtı.
- Tom was hungry this morning.
- Tom bu sabah açtı.
- When I got home, I was very hungry.
- Eve vardığımda, çok açtım.
- As a result of always being hungry and fatigued, that dog finally died.
- Sürekli aç ve yorgun olmanın bir sonucu olarak, o köpek sonunda öldü.
- How hungry are you?
- Ne kadar açsın?
- I'm not very hungry right now.
- Şu an pek aç değilim.
- I'm not hungry anyway.
- Ben zaten aç değilim.
- Are you very hungry?
- Sizin karnınız çok mu aç?
- Tom said Mary seemed hungry.
- Tom Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- I'm not very hungry right now.
- Şu anda çok aç değilim.
- My cat is hungry.
- Benim kedim aç.
- I'm not hungry, but I'm thirsty.
- Aç değilim ama susadım.
- Tom always seems to be hungry.
- Tom her zaman aç görünüyor.
- Tom didn't seem to be hungry.
- Tom aç görünmüyordu.
- He was not hungry.
- O aç değildi.
- I guess they really weren't hungry.
- Sanırım gerçekten aç değillerdi.
- You don't seem hungry.
- Aç görünmüyorsun.
- Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan aç.
- Eat if you're hungry!
- Eğer açsan yemek ye!
- He hadn't eaten all day long and was very hungry.
- Bütün gün bir şey yememişti ve çok açtı.
- I'm not all that hungry.
- O kadar da aç değilim.
- I was hungry and you gave me something to eat.
- Açtım ve bana yiyecek bir şey verdiniz.
- Are you very hungry?
- Karnın çok aç mı?
- Tom might be very hungry when he gets home.
- Tom eve döndüğünde çok aç olabilir.
- I'm not feeling very hungry right now.
- Şu anda çok aç hissetmiyorum.
- I was hungry and you gave me something to eat.
- Açtım ve sen bana yiyecek bir şeyler verdin.
- Are you very hungry?
- Karnın çok mu aç?
- I thought you might be hungry, so I made some sandwiches.
- Aç olabileceğini düşündüm, o yüzden sandviç yaptım.
- Are you two hungry?
- İkiniz aç mısınız?
- Tom is hungry, and so am I.
- Tom aç ve ben de açım.
- The hungry boys ate everything on the table.
- Aç çocuklar masadaki her şeyi yediler.
- Tom seems to be hungry.
- Tom aç görünüyor.
- If you're hungry, then eat.
- Eğer açsan o zaman yemek ye.
- Millie is hungry.
- Millie aç.
- I'm not feeling very hungry.
- Pek aç hissetmiyorum.
- Aren't you hungry?
- Aç değil misin?
- Tom is hungry, and so am I.
- Tom aç, ben de öyle.
- Are you very hungry?
- Senin çok aç mı karnın?
- We were both very hungry.
- Biz ikimiz de çok açtık.
- We weren't all that hungry.
- O kadar aç değildik.
- The men are hungry.
- Adamlar aç.
- Tom isn't still hungry, is he?
- Tom hala aç değil, değil mi?
- I hope you are hungry.
- Umarım açsındır.
- I'm not hungry right now.
- Şu anda aç değilim.
- I'm sort of hungry.
- Ben de aç sayılırım.
- They aren't hungry.
- Aç değiller.
- Are you very hungry?
- Sizin çok mu aç karnınız?
- If you are hungry, why don't you eat?
- Eğer açsanız, neden yemiyorsunuz?
- Is everyone hungry?
- Herkes aç mı?
- Both of them are hungry.
- İkisi de aç.
- The children were hungry and sick.
- Çocuklar aç ve hastaydı.
- Tom said Mary seemed to be hungry.
- Tom Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- I'm still not very hungry yet.
- Halen daha pek aç değilim.
- Tom is hungry now.
- Tom şimdi aç.
- The baby appears hungry all the time.
- Bebek her zaman aç görünür.
- Tom isn't very hungry.
- Tom çok aç değil.
- Tom and Mary are both still hungry, aren't they?
- Tom ve Mary hala açlar, değil mi?
- You're always hungry.
- Sen her zaman açsın.
- Why is Tom so hungry?
- Tom niye bu kadar aç?
- Do you think Tom was hungry?
- Sence Tom aç mı?
- Tom was still hungry.
- Tom hala açtı.
- I assumed you might be hungry.
- Aç olabileceğini düşündüm.
- Beth had to work very hard, and now she is hungry and exhausted.
- Beth, çok sıkı çalışmak zorunda kaldı ve şimdi o, aç ve bitkin.
- Tom didn't seem very hungry.
- Tom çok aç görünmüyordu.
- Everyone was so hungry.
- Herkes çok açtı.
- They were all hungry.
- Hepsi açtı.
- Are you very hungry?
- Çok mu aç sizin karnınız?
- Frank's boss is extremely money hungry.
- Frank'in patronu, aşırı derecede paraya aç.
- You're hungry, aren't you?
- Açsın, değil mi?
- Maybe they're hungry.
- Belki de açtırlar.
- No one's hungry.
- Kimse aç değil.
- The mountaineer was hungry as a wolf.
- Dağcı bir kurt kadar açtı.
- All five rabbits were eaten by the hungry wolves.
- Beş tavşanın hepsi aç kurtlar tarafından yenildi.
- I am not hungry.
- Ben aç değilim.
- Many of us are hungry.
- Çoğumuz aç.
- We really are hungry.
- Gerçekten açız.
- They're not hungry.
- Aç değiller.
- Even if you're hungry, you must eat slowly.
- Aç olsan bile, yavaş yemelisin.
- I was really hungry.
- Gerçekten açtım.
- The girl is really hungry.
- Kız gerçekten aç.
- Are you very hungry?
- Karnınız mı çok aç sizin?
- Are you very hungry?
- Çok aç mısın sen?
- Tom is always hungry, isn't he?
- Tom hep açtır, değil mi?
- Tom is very tired, and he's hungry.
- Tom çok yorgun ve aç.
- Many of us are hungry.
- Çoğumuz açız.
- Tom is always hungry, isn't he?
- Tom her zaman aç, değil mi?
- They were all hungry.
- Onların hepsi açtı.
- Tom doesn't seem to be very hungry.
- Tom çok aç görünmüyor.
- Tom looks like he's hungry.
- Tom aç gibi görünüyor.
- Tom is probably not hungry.
- Tom muhtemelen aç değildir.
- He is not a believer whose stomach is filled while his neighbor goes hungry.
- Komşusu açken tok yatan inançlı değildir.
- Tom is probably not hungry right now.
- Tom muhtemelen şimdi aç değildir.
- If you don't want to eat potatoes, then sit hungry.
- Patates yemek istemiyorsan, aç otur.
- Tom and Mary aren't hungry.
- Tom ve Mary aç değiller.
- You don't seem so hungry.
- Sen çok aç görünmüyorsun.
- You're not hungry, are you?
- Aç değilsin, değil mi?
- She was hungry enough to eat anything.
- Her şeyi yiyebilecek kadar açtı.
- Are you very hungry?
- Senin karnın çok mu aç?
- She was hungry enough to eat anything.
- Bir şey yiyecek kadar açtı.
- You seem hungry.
- Aç görünüyorsun.
- A hungry man is an angry man.
- Aç adam sinirli adamdır.
- I thought you might be hungry, so I made some sandwiches.
- Aç olabileceğini düşündüm, o yüzden birkaç sandviç yaptım.
- Everyone seems to be hungry but me.
- Benden başka herkes aç görünüyor.
- Tom was probably hungry.
- Tom muhtemelen açtı.
- Tom seems to be very hungry.
- Tom çok aç görünüyor.
- I was hungry and you gave me something to eat.
- Açtım ve bana yiyecek bir şey verdin.
- We were both hungry.
- İkimiz de açtık.
- Both Tom and Mary are hungry.
- Hem Tom hem de Mary aç.
- I was hungry and angry.
- Açtım ve kızgındım.
- If you're still hungry, have another hamburger.
- Eğer hâlâ açsan, bir hamburger daha ye.
- When I came home, I felt very hungry.
- Eve geldiğimde kendimi çok aç hissediyordum.
- Layla was homeless and hungry.
- Leyla evsiz ve açtı.
- Are you very hungry?
- Karnınız çok aç mı?
- Tom and Mary are both hungry.
- Tom ve Mary'nin ikisi de aç.
- Tom seemed tired and hungry.
- Tom yorgun ve aç görünüyordu.
- Aren't you hungry?
- Aç değil misiniz?
- I was hungry and thirsty.
- Aç ve susuzdum.
- Tom is hungry again.
- Tom yine aç.
- I don't feel very hungry.
- Kendimi çok aç hissetmiyorum.
- You never seem to be very hungry.
- Sen çok aç görünmüyorsun.
- Are you very hungry?
- Senin çok mu aç karnın?
- The hungry children ate everything on the table.
- Aç çocuklar masadaki her şeyi yedi.
- I was a bit hungry.
- Ben biraz açtım.
- Aren't you kids hungry?
- Aç değil misiniz çocuklar?
- Sophie was so hungry that she ate everything that she could get her hands on.
- Sophie o kadar açtı ki eline geçen her şeyi yedi.
- I wasn't that hungry.
- Karnım o kadar aç değildi.
- They are hungry.
- Onlar aç.
- I'm still not hungry.
- Hala aç değilim.
- I'm not hungry anymore.
- Artık aç değilim.
- Tom was pretty hungry.
- Tom çok açtı.
- It looks like Tom is hungry.
- Tom aç gibi görünüyor.
- I hope you're hungry.
- Umarım açsındır.
- Everybody's hungry.
- Herkes aç.
- I'm no longer hungry.
- Artık aç değilim.
- A hungry man is an angry man.
- Aç bir adam, kızgın bir adamdır.
- I'm not all that hungry right now.
- Şu anda o kadar aç değilim.
- The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.
- Çiftçinin karısı, mutfak penceresinden küflü ekmek fırlattı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.
- Many people in the world are hungry.
- Dünyada birçok insan açtır.
- I'm not hungry now.
- Ben şimdi aç değilim.
- Tom wasn't hungry.
- Tom aç değildi.
- I'm not hungry.
- Aç değilim.
- I'm still not very hungry yet.
- Hâlâ çok aç değilim henüz.
- Are you very hungry?
- Karnınız sizin çok aç mı?
- The birds were hungry.
- Kuşlar açtı.
- I thought you might be hungry.
- Aç olabileceğini düşündüm.
- Just how hungry are you?
- Ne kadar açsın ki?
- Tom is hungry, too, isn't he?
- Tom da aç, değil mi?
- Nobody was hungry except me.
- Ben hariç kimse aç değildi.
- The hungry cat kept meowing outside the window.
- Aç kedi pencerenin dışında miyavlamaya devam etti.
- I'm beginning to feel a little hungry.
- Ben biraz aç hissetmeye başlıyorum.
- I feel very hungry, too.
- Ben de çok aç hissediyorum.
- Do you think Tom was hungry?
- Sence Tom aç mıdır?
- Tom and Mary are always hungry.
- Tom ve Mary hep açtır.
- If you are hungry, why don't you eat?
- Açsan, neden yemek yemiyorsun?
- I'm not at all hungry now.
- Şu an hiç aç değilim.
- You were very hungry, weren't you?
- Sen çok açtın, değil mi?
- Are you very hungry?
- Sen çok mu açsın?
- How hungry are you?
- Sen ne kadar açsın?
- I bet you're hungry.
- Eminim açsındır.
- Are you very hungry?
- Çok mu açsın sen?
- Tom says Mary didn't seem hungry.
- Tom, Mary'nin aç görünmediğini söylüyor.
- He appeared hungry.
- O aç görünüyordu.
- I was not feeling very hungry.
- Kendimi pek aç hissetmiyordum.
- I feel a little hungry.
- Biraz aç hissediyorum.
- I wasn't that hungry.
- O kadar aç değildim.
- Are you guys hungry?
- Aç mısınız?
- We were all a little hungry.
- Hepimiz biraz açtık.
- I'm not hungry right now.
- Şu an aç değilim.
- Tom and I are very hungry.
- Tom ve ben çok açız.
- Are you very hungry?
- Karnın senin çok aç mı?
- They were hungry.
- Onlar açtı.
- Considering all I've eaten all day is just one slice of bread, I'm not really all that hungry.
- Bütün gün yediğim şeyin sadece bir dilim ekmek olduğunu düşünürsek ben pek o kadar aç değilim.
- I'm not very hungry.
- Çok aç değilim.
- If you are hungry, you can eat the bread.
- Açsan, ekmeği yiyebilirsin.
- Tom always seems to be hungry.
- Tom her zaman aç gibi görünüyor.
- They were very hungry.
- Çok açtılar.
- Tom said that Mary seemed to be very hungry.
- Tom Mary'nin çok aç göründüğünü söyledi.
- Are you very hungry?
- Çok mu açsınız siz?
- I was pretty hungry.
- Ben oldukça açtım.
- I am no longer hungry.
- Artık aç değilim.
- Are you very hungry?
- Çok aç mı karnınız?
- How hungry are you, Tom?
- Ne kadar açsın, Tom?
- Aren't you hungry yet?
- Henüz aç değil misin?
- Tom was so hungry that he ate dog food.
- Tom o kadar açtı ki köpek maması yedi.
- I guess you're hungry.
- Sanırım açsın.
- Are you very hungry?
- Çok mu açsınız?
- He seems hungry.
- Aç görünüyor.
- I've been hungry all day.
- Bütün gün açtım.
- We were very hungry.
- Karnımız çok açtı.
- I was hungry and you gave me something to eat.
- Ben açtım ve sen bana yiyecek bir şeyler verdin.
- Tom isn't hungry.
- Tom aç değil.
- He hadn't eaten anything the whole day and was hungry.
- O bütün gün bir şey yememişti ve açtı.
- Tom said Mary seemed hungry.
- Tom, Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- Nobody is hungry.
- Hiç kimse aç değil.
- I'm not hungry yet.
- Henüz aç değilim.
- As a result of always being hungry and fatigued, that dog finally died.
- Her zaman aç ve yorgun olmanın sonucu olarak, o köpek sonunda öldü.
- Tom wasn't very hungry.
- Tom çok aç değildi.
- You're not very hungry, are you?
- Çok aç değilsin, değil mi?
- I'm not that hungry.
- Ben o kadar aç değilim.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
- Aç kedi çöpleri mutfağın her yerine dağıttı.
- I'm really not all that hungry.
- Gerçekten o kadar aç değilim.
- Tom didn't seem to be very hungry.
- Tom çok aç gibi görünmüyordu.
- Tom is really hungry, isn't he?
- Tom gerçekten aç, değil mi?
- The beast is alive, awake and hungry.
- Canavar yaşıyor, uyanık ve aç.
- He isn't hungry.
- Aç değil.
- Are you very hungry?
- Sen çok aç mısın?
- None of us are hungry right now.
- Şu anda hiçbirimiz aç değiliz.
- Why aren't you hungry?
- Neden aç değilsin?
- Tom is very hungry.
- Tom çok aç.
- I think everybody's hungry.
- Bence herkes aç.
- We are always hungry.
- Biz her zaman açız.
- I'm still not hungry.
- Ben hâlâ aç değilim.
- A hungry pig dreams of acorns.
- Aç bir domuz meşe palamudu hayal eder.
- Even if you're hungry, you must eat slowly.
- Aç olsan bile yavaş yemelisin.
- Are you very hungry?
- Sen aç mısın çok?
- Are you very hungry?
- Karnın çok aç mı senin?
- How can you still be hungry?
- Nasıl hâlâ aç olabilirsin?
- The beast is alive, awake and hungry.
- Canavar canlı, uyanık ve aç.
- When you're hungry, anything tastes good.
- Açken her şeyin tadı güzeldir.
- I think Tom is hungry.
- Sanırım Tom aç.
- No one was hungry except you.
- Senden başka kimse aç değildi.
- We were tired and hungry.
- Yorgunduk ve açtık.
- Tom was very hungry.
- Tom çok açtı.
- Most of us are hungry right now.
- Çoğumuz şu anda açız.
- Tom also was very hungry.
- Tom da çok açtı.
- I can cook you something if you're hungry.
- Açsan sana bir şey pişirebilirim.
- Tom went home hungry.
- Tom eve aç gitti.
- Are you very hungry?
- Karnınız çok mu aç?
- When I came home, I felt very hungry.
- Eve geldiğimde, kendimi çok aç hissettim.
- I think you're hungry.
- Sanırım açsın.
- Are you very hungry?
- Aç mısınız siz çok?
- Tom and Mary don't seem to be hungry.
- Tom ve Mary aç görünmüyorlar.
- I wasn't a bit hungry.
- Biraz aç değildim.
- Is Tom still hungry?
- Tom hâlâ aç mı?
- You're always hungry.
- Her zaman açsın.
- I'm just not hungry.
- Gerçekten aç değilim.
- You don't seem very hungry.
- Pek aç görünmüyorsun.
- We're not hungry.
- Aç değiliz.
- You're not hungry.
- Aç değilsin.
- I've just eaten so I'm not hungry.
- Az önce yemek yedim, bu yüzden aç değilim.
- I'm not all that hungry right now.
- Şu an o kadar da aç değilim.
- Tom seemed hungry.
- Tom aç görünüyordu.
- The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.
- Çiftçinin karısı küflenmiş ekmeği mutfak penceresinden dışarı attı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.
- Do you feel hungry?
- Aç mısın?
- Are you very hungry?
- Çok mu aç karnınız?
- If you're hungry, eat.
- Eğer açsan yemek ye.
- Tom said that Mary seemed to be hungry.
- Tom, Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- They were terribly hungry.
- Onlar son derece açtı.
- If you're hungry, then eat.
- Eğer açsan, o zaman ye.
- Tom and Mary were very hungry.
- Tom ve Mary çok açtı.
- Tom is probably not hungry.
- Tom muhtemelen aç değil.
- Are you very hungry?
- Siz mi açsınız çok?
- I'm really not hungry.
- Gerçekten aç değilim.
- Isn't Tom hungry?
- Tom aç değil mi?
- Tom was feeling pretty hungry.
- Tom oldukça aç hissediyordu.
- We're all pretty hungry.
- Hepimiz oldukça açız.
- I'm still not hungry yet.
- Hâlâ aç değilim.
- Most of us are hungry right now.
- Şu anda çoğumuz açız.
- Tom and Mary are very hungry.
- Tom ve Mary çok aç.
- Tom isn't very hungry, is he?
- Tom çok aç değil, değil mi?
- The hungry monkey gets desperate to eat bananas.
- Aç maymun muz yemek için çaresiz kalır.
- They were very tired, hungry, and thirsty that night.
- Onlar o gece çok yorgun, aç ve susuzdu.
- They are hungry this morning.
- Bu sabah açlar.
- He has a hungry look.
- O aç gibi görünüyor.
- You guys aren't hungry, are you?
- Aç değilsiniz, değil mi arkadaşlar?
- We're really hungry.
- Gerçekten açız.
- Hungry puppy barks on the street.
- Aç yavru köpek sokakta havlıyor.
- You're all hungry, aren't you?
- Hepiniz açsınız, değil mi?
- You seem to be hungry.
- Aç görünüyorsun.
- My cat ignores me, except when she's hungry.
- Kedim aç olduğu zamanlar dışında beni görmezden geliyor.
- A hungry pig dreams of acorns.
- Aç domuz meşe palamutları hayal eder.
- Tom and Mary are always hungry.
- Tom ve Mary her zaman aç.
- Are you very hungry?
- Sizin çok aç mı karnınız?
- The hungry boys made for the restaurant.
- Aç çocuklar lokantaya gittiler.
- We're all hungry.
- Hepimiz açız.
- Tom was hungry and so was I.
- Tom da açtı, ben de.
- Tom is hungry, too.
- Tom da aç.
- I suppose you're hungry.
- Sanırım açsın.
- I'm not feeling that hungry yet.
- Henüz o kadar aç hissetmiyorum.
- Not only were we hungry, but we were also suffering from thirst.
- Sadece aç değildik, aynı zamanda susuzluk da çekiyorduk.
- Are you very hungry?
- Karnınız mı çok aç?
- I assumed that you might be hungry.
- Ben senin aç olabileceğini düşündüm.
- Maybe Tom wasn't hungry.
- Belki de Tom aç değildi.
- My cat is hungry.
- Kedim aç.
- Are you very hungry?
- Karnın mı çok aç senin?
- Are you very hungry?
- Çok mu aç karnın?
- Tom is hungry, isn't he?
- Tom aç, değil mi?
- Are you very hungry?
- Siz çok aç mısınız?
- Everyone's hungry.
- Herkes aç.
- Tom is hungry and thirsty.
- Tom aç ve susuz.
- Tom didn't seem to be very hungry.
- Tom çok aç görünmüyordu.
- I'm not that hungry.
- O kadar aç değilim.
- Tom is hungry.
- Tom açtır.
- Tom doesn't seem hungry.
- Tom aç görünmüyor.
- I was so hungry.
- Ben çok açtım.
- Are you very hungry?
- Siz mi çok açsınız?
- Are you very hungry?
- Karnınız çok aç mı sizin?
- Tom hadn't eaten anything the whole day and was hungry.
- Tom bütün gün hiçbir şey yememişti ve açtı.
- Beth had to work very hard, and now she is hungry and exhausted.
- Beth, çok çalışmak zorunda kaldı ve şu anda aç ve bitkin.
- Are you very hungry?
- Aç mısın sen çok?
- You never seem to be very hungry.
- Hiç aç görünmüyorsun.
- I think that Tom is still hungry.
- Bence Tom hala aç.
- Aren't you hungry, Tom?
- Aç değil misin, Tom?
- Why aren't you hungry?
- Sen neden aç değilsin?
- I just had a sandwich so I'm not hungry.
- Az önce bir sandviç yedim, o yüzden aç değilim.
- I assumed you might be hungry.
- Ben senin aç olabileceğini düşündüm.
- Nobody was hungry except me.
- Benden başka kimse aç değildi.
- He isn't hungry.
- O aç değil.
- I wasn't very hungry, so I decided to eat later.
- Çok aç değildim, bu yüzden daha sonra yemeye karar verdim.
- I think Tom is still hungry.
- Sanırım Tom hala aç.
- Are you very hungry?
- Karnın mı çok aç?
- He is not a believer whose stomach is filled while his neighbor goes hungry.
- O, komşusu açken karnı doyan bir mümin değil.
- Tom and Mary are both hungry, aren't they?
- Tom ve Mary'nin ikisi de aç, değil mi?
- I feel kind of hungry.
- Biraz aç hissediyorum.
- Are you very hungry?
- Çok aç mı senin karnın?
- We were all so hungry.
- Hepimiz çok açtık.
- I'm still not hungry yet.
- Hala aç değilim.
- Emily needs to eat something, because she's hungry.
- Emily'nin bir şeyler yemesi lazım, çünkü aç.
- Tom is still hungry, isn't he?
- Tom hala aç, değil mi?
- Why aren't you hungry?
- Neden aç değilsiniz?
- We're really hungry.
- Biz gerçekten açız.
- We weren't all that hungry.
- O kadar da aç değildik.
- Why is Tom so hungry?
- Tom neden bu kadar aç?
- We were all always hungry.
- Hepimiz açtık.
- We were very hungry.
- Çok açtık.
- Do you think Tom was hungry?
- Sence Tom aç mıydı?
- I wasn't very hungry.
- Çok aç değildim.
- Tom and Mary aren't hungry.
- Tom ve Mary aç değil.
- Tom said Mary seemed to be hungry.
- Tom, Mary'nin aç göründüğünü söyledi.
- I'm not hungry anyway.
- Zaten aç değilim.
- The hungry baby did nothing but cry.
- Aç bebek ağlamaktan başka bir şey yapmadı.
- Is everybody hungry?
- Herkes aç mı?
- Tom is tired and hungry.
- Tom yorgun ve aç.
- Everybody is hungry, so let's go ahead and eat.
- Herkes aç, öyleyse gidip yemek yiyelim.
- You don't seem to be very hungry.
- Pek aç görünmüyorsun.
- We're very, very hungry.
- Çok ama çok açız.
- If you are hungry, you can eat the bread.
- Eğer açsan, ekmeği yiyebilirsin.
- Tom hadn't eaten anything the whole day and was very hungry.
- Tom bütün gün hiçbir şey yememişti ve çok açtı.
- Tom might be hungry.
- Tom aç olabilir.
- You don't seem so hungry.
- Çok aç görünmüyorsun.
- Tom wasn't feeling very hungry.
- Tom pek aç hissetmiyordu.
- Tom seems to be very hungry.
- Tom çok aç gibi görünüyor.
- I was hungry, so I ate it.
- Açtım, bu yüzden onu yedim.
- They are all hungry.
- Onların hepsi aç.
- A hungry bear will eat even insects.
- Aç bir ayı böcek bile yer.
- The baby is hungry.
- Bebek aç.
- Tom is always hungry.
- Tom her zaman açtır.
- Tom is always hungry.
- Tom her zaman aç.
- I'm not feeling very hungry.
- Pek açlık hissetmiyorum.
- Tom didn't seem too hungry.
- Tom çok aç görünmüyordu.
- I guess I'm not all that hungry.
- Sanırım o kadar aç değilim.
- I guess I'm not that hungry.
- Sanırım o kadar aç değilim.
- At that time, Tom was really hungry.
- O zaman Tom gerçekten açtı.
Show More (606)
|
