|
- We need to combat ignorance and outmoded clichés about gender roles.
- Toplumsal cinsiyet rollerine ilişkin cehalet ve modası geçmiş klişelerle mücadele etmeliyiz.
- Ascribing these problems to ignorance and a lack of transparency is, in our opinion, too simplistic.
- Bu sorunları cehalete ve şeffaflık eksikliğine bağlamak bizce çok basite indirgemek olur.
- It is only by eradicating poverty and ignorance that we will definitively defeat terrorism.
- Ancak yoksulluğu ve cehaleti ortadan kaldırarak terörizmi kesin olarak yenebiliriz.
- The ignorance surrounding this debate is unbelievable.
- Bu tartışmayı çevreleyen cehalet inanılmaz.
- We are dealing here with little more than media hysteria and ignorance.
- Burada medya histerisi ve cehaletten biraz daha fazlasıyla karşı karşıyayız.
- Mr Bolkestein, the ignorance surrounding this debate is unbelievable.
- Sayın Bolkestein, bu tartışmayı çevreleyen cehalet inanılmaz.
- I fear that the ignorance and nationalism of many of the people involved will only grow.
- Korkarım ki ilgili birçok kişinin cehaleti ve milliyetçiliği daha da artacak.
- I hate school but ignorance is worse.
- Okuldan nefret ediyorum ama cehalet daha kötü.
- It is important to recognize the extent of one's ignorance.
- İnsanın cehaletinin boyutunu fark etmesi önemlidir.
- Her ignorance infuriates me.
- Onun cehaleti beni kızdırıyor.
- All you need is ignorance and confidence and the success is sure.
- İhtiyacınız olan tek şey cehalet ve güvendir ve başarı kesindir.
- In my country, there is a shocking amount of mathematical ignorance.
- Benim ülkemde, şok edici miktarda matematiksel cehalet var.
- Ignorance is the source of many forms of prejudice.
- Cehalet birçok önyargının kaynağıdır.
- Ignorance is not bliss.
- Cehalet mutluluk değildir.
- Forgive me for my ignorance.
- Cehaletim için beni affet.
- Socrates said that recognising your own ignorance is the first step towards wisdom.
- Sokrates, kendi cehaletinizin farkına varmanın bilgeliğe giden ilk adım olduğunu söylemiştir.
- Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people.
- Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehalet ve acizliklerinden yararlanmaktadır.
- I was astonished by his ignorance.
- Cehaleti beni hayrete düşürdü.
- Ignorance is no excuse.
- Cehalet mazeret değildir.
- Ignorance is invisible to those who suffer from it.
- Cehalet, ondan muzdarip olanlar için görünmezdir.
- She took advantage of my ignorance.
- Benim cehaletimden faydalandı.
- Ignorance always creates fear.
- Cehalet her zaman korku yaratır.
- He often takes advantage of her ignorance.
- Sık sık onun cehaletinden yararlanır.
- Ignorance gives rise to many forms of prejudice.
- Cehalet pek çok önyargıya yol açar.
- Ignorance is not an indication of stupidity.
- Cehalet aptallığın bir göstergesi değildir.
- He made fun of our ignorance.
- O bizim cehaletimizle alay etti.
- Ignorance and error are as necessary to life as bread and water.
- Cehalet ve hata, yaşam için ekmek ve su kadar gereklidir.
- He was ashamed of his ignorance.
- Cehaletinden utanıyordu.
- The more we learn, the better we realize our ignorance.
- Ne kadar çok öğrenirsek, cehaletimizi o kadar iyi fark ederiz.
- Ignorance is not an indication of stupidity.
- Cehalet bir aptallık belirtisi değildir.
- Education is a system of imposed ignorance.
- Eğitim dayatılmış cehalet sistemidir.
- Ignorance has no limits.
- Cehaletin sınırı yoktur.
- His failure is due to his ignorance.
- Başarısızlığı cehaletinden kaynaklanıyor.
- Few things are more dangerous than organized ignorance.
- Organize cehaletten daha tehlikeli çok az şey vardır.
- His ignorance infuriates me.
- Onun cehaleti beni deli ediyor.
- Ignorance is destroying this country.
- Cehalet bu ülkeyi mahvediyor.
- If you think education is expensive, consider the cost of ignorance.
- Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cehaletin maliyetini düşünün.
- True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
- Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cehaletten uzak durmayı öğretir.
- I'm appalled by such ignorance.
- Böyle bir cehalet beni dehşete düşürdü.
- She often takes advantage of his ignorance.
- Sık sık onun cehaletinden yararlanır.
- The world's evil almost always comes from ignorance.
- Dünyanın kötülüğü neredeyse her zaman cehaletten gelir.
- Please excuse my ignorance.
- Lütfen cehaletimi bağışlayın.
- Your ignorance is astonishing.
- Cehaletiniz hayret verici.
- His ignorance causes her problems.
- Onun cehaleti onun sorunlarına neden oluyor.
- Your ignorance is astonishing.
- Cehaletiniz şaşırtıcı.
- I admire your ignorance.
- Cehaletine hayranım.
- He made fun of our ignorance.
- Cehaletimizle dalga geçti.
- The more you study, the more you discover your ignorance.
- Ne kadar çok çalışırsanız, cehaletinizin o kadar çok farkına varırsınız.
- Some speculators take advantage of the ignorance and helplessness of old people.
- Bazı spekülatörler yaşlı insanların cehaletinden ve çaresizliğinden faydalanıyor.
- Ignorance gives rise to many forms of prejudice.
- Cehalet önyargının birçok formlarına yol açmaktadır.
- Please stop living in ignorance.
- Lütfen cehalet içinde yaşamayı bırak.
- You ignorance is truly frightening.
- Senin cehaletin gerçekten korkutucu.
- The concept of God is a fantasy, created to placate our ignorance about our own existence.
- Tanrı kavramı, kendi varoluşumuz hakkındaki cehaletimizi yatıştırmak için yaratılmış bir fantezidir.
- Tom's ignorance is telling.
- Tom'un cehaleti çok açık.
- He was ashamed of his ignorance.
- O cehaletinden utanmıştı.
- I was astonished by his ignorance.
- Onun cehaletine şaşırdım.
- Ignorance gets you nowhere in life.
- Cehalet, hayatta sizi hiçbir yere götürmez.
- The dealer took advantage of her ignorance and bought the picture very cheap.
- Satıcı onun cehaletinden yararlandı ve resmi çok ucuza satın aldı.
- Science is the belief in the ignorance of experts.
- Bilim, uzmanların cehaletine olan inançtır.
- The more you study, the more you discover your ignorance.
- Ne kadar çok öğrenirsen, o kadar çok cehaletini anlarsın.
- His ignorance infuriates me.
- Onun cehaleti beni çileden çıkarıyor.
- As Tom told me, Esperanto has two enemies, ignorance and prejudice.
- Tom'un bana söylediği gibi, Esperanto'nun iki düşmanı var, cehalet ve önyargı.
- Ignorance smothers like a noose.
- Cehalet bir kement gibi boğuyor.
- You ignorance is truly frightening.
- Cehaletin gerçekten korkutucu.
- The highest form of ignorance is to reject something you know nothing about.
- Cehaletin en büyük şekli, hakkında hiçbir şey bilmediğin bir şeyi reddetmektir.
- Freedom begins where ignorance ends.
- Özgürlük cehaletin bittiği yerde başlar.
- Ignorance does not protect against punishment.
- Cehalet cezaya karşı koruma sağlamaz.
- Please stop living in ignorance.
- Lütfen cehalet içinde yaşamaktan vazgeç.
- If you think education is expensive, consider the cost of ignorance.
- Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, Cehaletin maliyetini düşünün.
- Ignorance smothers like a noose.
- Cehalet bir ilmik gibi boğar.
- Education is a system of imposed ignorance.
- Eğitim, dayatılan bir cehalet sistemidir.
- Few things are more dangerous than organized ignorance.
- Pek az şey organize olmuş cehaletten daha tehlikelidir.
- Ignorance is invisible to those who suffer from it.
- Cehalet, kendisinden muzdarip olanlarca fark edilmez.
Show More (70)
|
|
- If you think education is expensive, try ignorance.
- Eğer eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsan cahilliği dene.
- Her ignorance infuriates me.
- Onun cahilliği beni çileden çıkarıyor.
- Tom's ignorance is telling.
- Tom'un cahilliği paçalarından akıyor.
- Ignorance gets you nowhere in life.
- Cahillik sizi hayatta hiçbir yere götürmez.
- If you think education is expensive, try ignorance.
- Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsanız, bir de cahilliği deneyin.
- He seemed surprised by my ignorance.
- Cahilliğime şaşırmış gibiydi.
- She took advantage of my ignorance.
- O benim cahilliğimden yararlandı.
- Socrates said that recognising your own ignorance is the first step towards wisdom.
- Sokrat, kendi cahilliğimizin farkına varmanın bilgelik yolunda atılmış ilk adım olduğunu söylemiştir.
- I plead ignorance.
- Cahil olduğumu iddia ediyorum.
- Forgive me for my ignorance.
- Cahilliğim için beni affet.
- His ignorance causes her problems.
- Cahilliği onun sorunlarına neden oluyor.
- Please excuse my ignorance.
- Lütfen cahilliğimi bağışlayın.
- You should be ashamed of your ignorance.
- Cahilliğinden utanmalısın.
- I can plead ignorance.
- Cahil olduğumu iddia edebilirim.
- True science teaches us to doubt and to abstain from ignorance.
- Gerçek bilim bize şüphe etmeyi ve cahillikten kaçınmayı öğretir.
- The highest form of ignorance is to reject something you know nothing about.
- Cahilliğin en yüksek formu, hakkında hiçbir şey bilmediği bir şeyi reddetmektir.
- Ignorance is destroying this country.
- Cahillik bu ülkeyi yok ediyor.
- If you think education is expensive, wait till you see what ignorance costs you.
- Eğitimin pahalı olduğunu düşünüyorsan, cahilliğin sana neye mâl olduğunu görene kadar bekle.
Show More (15)
|
|
- We have to meet this need for information, especially in those areas where ignorance gives rise to fears.
- Özellikle bilgisizliğin korkulara yol açtığı alanlarda bu bilgi ihtiyacını karşılamak zorundayız.
- Mr Malmström mentioned ignorance about the Ombudsman's office in some Member States.
- Sayın Malmström, bazı Üye Devletlerde Ombudsmanlık kurumuna ilişkin bilgisizlikten bahsetti.
- Ignorance does not protect against punishment.
- Bilgisizlik cezadan korumaz.
- His failure is due to his ignorance.
- Onun başarısızlığı onun bilgisizliğinden kaynaklanmaktadır.
- As Tom told me, Esperanto has two enemies, ignorance and prejudice.
- Tom'un bana dediği gibi Esperanto'nun iki düşmanı var, bilgisizlik ve ön yargı.
Show More (2)
|
