impaired - English Turkish Sentences
English Turkish
impaired bozulan adj.
  • That effect may be even more profound in an impaired brain.
  • Bu etki, işlevi bozulmuş bir beyinde çok daha belirgin olabilir.
  • Sami's vision was severely impaired.
  • Sami'nin görme yetisi ciddi şekilde bozulmuştu.
Show More (-1)
impaired bozuk adj.
  • How can you read that far with such impaired vision?
  • Bu kadar bozuk bir görüşle nasıl bu kadar uzağı okuyabiliyorsunuz?
Show More (-2)
impaired zihinsel engelli adj.
  • Sami was mentally impaired.
  • Sami zihinsel engelliydi.
Show More (-2)