in the air - English Turkish Sentences
English Turkish
in the air havada adv.
  • Safety in the air must be the highest priority in air transport.
  • Havada güvenlik, hava taşımacılığında en yüksek öncelik olmalıdır.
  • We need guarantees of freedom of movement on the ground as well as in the air.
  • Havada olduğu kadar karada da hareket özgürlüğünün güvence altına alınmasına ihtiyacımız var.
  • The answer remains in the air.
  • Cevap havada kalmaya devam ediyor.
Show More (48)
in the air belirsiz expr.
  • Although he says he might return to Iran to marry, his plans after Japan are up in the air.
  • Evlenmek için İran'a dönebileceğini söylese de Japonya'dan sonraki planları belirsiz.
  • The date of the party is still up in the air.
  • Partinin tarihi, hala belirsiz.
  • Our holiday plans are still in the air.
  • Tatil planlarımız hala belirsiz.
Show More (2)
in the air karara bağlanmamış adj., expr.
  • His plan is still in the air.
  • Onun planı hâlâ karara bağlanmadı.
  • As yet, the project is in the air.
  • Proje henüz karara bağlanmadı.
Show More (-1)
in the air ortalıkta dolaşan adj.
  • There are rumors in the air.
  • Ortalıkta dolaşan söylentiler var.
Show More (-2)
in the air muallakta expr.
  • His plan is still in the air.
  • Planı hâlâ muallakta.
Show More (-2)
in the air askıda adv.
  • The decision was still in the air.
  • Karar halen askıda.
Show More (-2)