inquisitive - English Turkish Sentences
English Turkish
inquisitive meraklı adj.
  • I thought he was too inquisitive for a first date.
  • İlk buluşmaya göre fazla meraklı olduğunu düşünmüştüm.
  • They're inquisitive.
  • Onlar meraklılar.
  • My daughter is a communicative and inquisitive girl.
  • Kızım iletişime açık ve meraklı bir kızdır.
Show More (2)
inquisitive sürekli sorgulayan adj.
  • Her father loves Hunter's inquisitive mind.
  • Babası Hunter'ın sürekli sorgulayan beynini seviyor.
Show More (-2)