intrigue - English Turkish Sentences
English Turkish
intrigue ilgisini çekmek v.
  • Your talents intrigue me, I must say.
  • Yeteneklerinin ilgimi çektiğini söylemeliyim.
  • It looks like Tom is intrigued.
  • Tom'un ilgisini çekmişe benziyor.
  • Foreign people intrigue me.
  • Yabancı insanlar benim ilgimi çekiyor.
Show More (12)
intrigue entrika n.
  • All the political intrigues in the Tuileries benefit Edmond.
  • Tuileries'deki tüm politik entrikalar Edmond'a yarar.
  • This is a story full of intrigue, love, betrayal and secrets.
  • Bu entrika, aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir hikaye.
Show More (-1)
intrigue entrika çevirmek v.
  • They are going to be intriguing against me as soon as I lose any power.
  • Gücümü kaybettiğim anda bana karşı entrika çevirmeye başlayacaklar.
Show More (-2)