1 |
intrigue |
ilgisini çekmek |
v. |
|
- Your talents intrigue me, I must say.
- Yeteneklerinin ilgimi çektiğini söylemeliyim.
- It looks like Tom is intrigued.
- Tom'un ilgisini çekmişe benziyor.
- Foreign people intrigue me.
- Yabancı insanlar benim ilgimi çekiyor.
- Your way of thinking intrigues me.
- Düşünce tarzın ilgimi çekiyor.
- That intrigued everybody.
- Bu herkesin ilgisini çekti.
- Tom is intrigued.
- Tom'un ilgisini çekti.
- Sami was intrigued by the month of Ramadan.
- Ramazan ayı Sami'nin ilgisini çekmişti.
- Tom said that Mary was intrigued.
- Tom, Mary'nin ilgisini çektiğini söyledi.
- Tom said that he was intrigued.
- Tom ilgisini çektiğini söyledi.
- Tom intrigues me.
- Tom benim ilgimi çekiyor.
- I didn't think Tom would be so intrigued.
- Tom'un bu kadar ilgisini çekeceğini düşünmemiştim.
- She intrigues me.
- O benim ilgimi çekiyor.
- He intrigues me.
- O benim ilgimi çekiyor.
- Tom intrigues me.
- Tom ilgimi çekiyor.
- Is Tom intrigued?
- Tom'un ilgisini çekti mi?
Show More (12)
|
2 |
intrigue |
entrika |
n. |
|
- All the political intrigues in the Tuileries benefit Edmond.
- Tuileries'deki tüm politik entrikalar Edmond'a yarar.
- This is a story full of intrigue, love, betrayal and secrets.
- Bu entrika, aşk, ihanet ve sırlarla dolu bir hikaye.
Show More (-1)
|
3 |
intrigue |
entrika çevirmek |
v. |
|
- They are going to be intriguing against me as soon as I lose any power.
- Gücümü kaybettiğim anda bana karşı entrika çevirmeye başlayacaklar.
Show More (-2)
|