1 |
knit |
örmek |
v. |
|
- The daughter knits.
- Kız örüyor.
- Mary knit Tom a sweater.
- Mary, Tom'a bir kazak ördü.
- Mary knitted Tom a sweater for his birthday.
- Mary, Tom'a doğum günü için bir kazak ördü.
- Mary knitted a sweater for Tom.
- Mary Tom için bir süveter ördü.
- She knitted her father a sweater.
- Babasına bir kazak ördü.
- Are you really knitting Tom a sweater?
- Gerçekten Tom'a bir süveter örüyor musun?
- She knitted her father a sweater.
- Babasına kazak ördü.
- She knit him a sweater for his birthday.
- Doğum günü için ona bir kazak ördü.
- I didn't knit it for him.
- Ona örmedim.
- I didn't knit it for him.
- Bunu onun için örmedim.
- My mother is knitting me a new sweater.
- Annem bana yeni bir kazak örüyor.
- Are you really knitting Tom a sweater?
- Gerçekten Tom'a kazak mı örüyorsun?
- The daughters knit.
- Kızlar örüyorlar.
- I didn't knit it for him.
- Onun için örmedim.
- My grandmother knit that by hand.
- Büyükannem onu elleriyle örerdi.
- Did Mary knit gloves for you both?
- Mary ikiniz için eldivenler mi ördü?
- She wore a sweater that she'd knitted herself.
- Kendi ördüğü kazağı giydi.
- Mary is knitting a sweater.
- Mary bir süveter örüyor.
- She wore a sweater that she'd knitted herself.
- Kendi ördüğü bir kazağı giymişti.
- Have you finished knitting that sweater?
- O kazağı örmeyi bitirdin mi?
- Mary knitted Tom a sweater.
- Mary, Tom'a bir kazak ördü.
- Mary is knitting Tom a sweater.
- Mary, Tom'a kazak örüyor.
- What are you knitting?
- Ne örüyorsun?
- Mary knit Tom a sweater.
- Mary Tom'a bir süveter ördü.
- I like to knit.
- Örmek hoşuma gidiyor.
- Mary knitted Tom a pullover for his birthday.
- Mary, doğum günü için Tom'a bir kazak ördü.
- Mary knitted Tom a pullover for his birthday.
- Mary, Tom'a doğum günü için bir kazak ördü.
- Tom tried to convince Mary to knit him a scarf.
- Tom, Mary'yi ona atkı örmesi için ikna etmeye çalıştı.
- She is knitting a sweater for her boyfriend.
- Erkek arkadaşı için bir süveter örüyor.
- Mary knitted a pair of multicolored socks.
- Mary bir çift çok renkli çorap ördü.
- Mary is knitting a scarf.
- Mary bir eşarp örüyor.
- Tom is knitting a sweater.
- Tom bir süveter örüyor.
- Mary knitted a pair of multicolored socks.
- Mary çok renkli bir çift çorap ördü.
- I knitted these mittens for you.
- Bu eldivenleri senin için ördüm.
- She knit him a sweater.
- Ona bir kazak ördü.
- Mary knitted a sweater for Tom.
- Mary, Tom için bir süveter ördü.
- Have you finished knitting that sweater?
- O süveteri örmeyi bitirdin mi?
- Mary is knitting Tom a sweater.
- Mary Tom'a bir kazak örüyor.
- Mary is knitting Tom a scarf.
- Mary, Tom'a atkı örüyor.
- Mary knitted Tom a sweater for his birthday.
- Mary Tom'a doğum günü için bir kazak ördü.
- My grandmother knit that by hand.
- Büyükannem onu eliyle ördü.
- Tom's girlfriend knitted him a sweater.
- Tom'un kız arkadaşı ona bir kazak ördü.
- Did Mary knit gloves for you both?
- Mary ikiniz için eldiven ördü mü?
Show More (41)
|
2 |
knit |
örgü örmek |
v. |
|
- My aunt taught me how to knit.
- Teyzem bana örgü örmeyi öğretti.
- She likes to knit.
- Örgü örmeyi seviyor.
- He likes knitting.
- Örgü örmeyi seviyor.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
- Yemek pişirmek, örgü örmek, bahçeyle uğraşmak, pul koleksiyonu yapmak gibi pek çok hobisi var.
- Tom sat next to Mary and read a book while she sat there knitting.
- Tom, Mary'nin yanında oturdu ve o orada oturup örgü örerken bir kitap okudu.
- Tom likes knitting too.
- Tom'da örgü örmeyi sever.
- My sister has been knitting since this morning.
- Kız kardeşim sabahtan beri örgü örüyor.
- The daughter knits.
- Kızları örgü örer.
- I was able to knit.
- Örgü örebildim.
- Tom knits.
- Tom örgü örer.
- Tom likes to knit.
- Tom örgü örmeyi seviyor.
- The girl is skillful at knitting.
- Kız örgü örmekte çok yetenekli.
- Mary had been knitting for an hour when I called.
- Mary, ben aradığımda bir saattir örgü örüyordu.
- Tom likes knitting too.
- Tom da örgü örmeyi seviyor.
- My sister has been knitting since this morning.
- Kız kardeşim bu sabahtan beri örgü örüyor.
- I'd rather stay home and knit.
- Evde kalıp örgü örmeyi tercih ederim.
- The daughters knit.
- Kızlar örgü örer.
- Tom wants to learn how to knit.
- Tom örgü örmeyi öğrenmek istiyor.
- The girl is skillful at knitting.
- Kız, örgü örmede yeteneklidir.
- Tom asked Mary if she knew how to knit.
- Tom, Mary'ye örgü örmeyi bilip bilmediğini sordu.
- Mary had been knitting for an hour when I called.
- Ben aradığımda Mary, bir saattir örgü örüyordu.
- She has many hobbies, cooking, knitting, gardening, collecting stamps, and so on.
- Yemek yapmak, örgü örmek, bahçıvanlık, pul toplamak ve benzeri birçok hobileri vardır.
- Tom sat next to Mary and read a book while she sat there knitting.
- Tom, Mary'nin yanına oturmuş ve Mary orada oturup örgü örerken kitap okumuş.
- I like to knit.
- Örgü örmeyi severim.
- Tom asked Mary if she knew how to knit.
- Tom Mary'ye nasıl örgü öreceğini bilip bilmediğini sordu.
- Tom likes to knit.
- Tom, örgü örmeyi sever.
- She was busy with her knitting.
- Örgüsünü örmekle meşguldü.
Show More (26)
|
3 |
knit |
örgü |
n. |
|
- This video teaches simple knits and purl stitches.
- Bu video, basit düz ve ters örgüyü anlatıyor.
- Tom often wears a knit ski cap in the winter.
- Tom kışın çoğunlukla örgü kayak şapkası giyiyor.
- Tom often wears a knit ski cap in the winter.
- Tom kışın sık sık örgü kayak şapkası takar.
Show More (0)
|
4 |
knit |
bağlamak |
v. |
|
- The two groups are knit together by common interests.
- İki grup ortak çıkarlarla birbirine bağlanmıştır.
Show More (-2)
|
5 |
knit |
kaynamak (kemik) |
v. |
|
- After the operation, his broken bone knitted.
- Ameliyattan sonra, kırılan kemiği kaynadı.
Show More (-2)
|
6 |
knit |
çatmak |
v. |
|
- The old woman knitted her brows.
- Yaşlı kadın kaşlarını çattı.
Show More (-2)
|