laudable - English Turkish Sentences
English Turkish
laudable övgüye değer adj.
  • This is certainly a laudable aim.
  • Bu kesinlikle övgüye değer bir amaç.
  • This is certainly a laudable aim.
  • Bu kesinlikle övgüye değer bir amaçtır.
  • Mr Paasilinna's action plan has very laudable aims in incorporating eGovernment, eLearning, eHealth and eBusiness.
  • Sayın Paasilinna'nın eylem planında eDevlet, eÖğrenim, eSağlık ve eİş'i kapsayan çok övgüye değer hedefler var.
Show More (9)
laudable takdire şayan adj.
  • The magnificent efforts by the Prime Minister and his team have created laudable results.
  • Başbakan ve ekibinin muhteşem çabaları takdire şayan sonuçlar yarattı.
  • The magnificent efforts by the Prime Minister and his team have created laudable results.
  • Başbakan ve ekibinin muhteşem çabaları takdire şayan sonuçlar yaratmıştır.
  • What appears to be a laudable aim, however, could also be a double-edged sword.
  • Ne var ki, takdire şayan bir amaç gibi görünen bu durumun hem iyi hem kötü tarafları da olabilir.
Show More (0)