multiply - English Turkish Sentences
English Turkish
multiply çoğalmak v.
  • The common agricultural policy still works on the basis of productivist thinking by multiplying surpluses.
  • Ortak tarım politikası hala üretim fazlalarını çoğaltarak üretimci düşünce temelinde işlemektedir.
  • The obstacles between the Fifteen that multiplied during the Summit are symptomatic.
  • Zirve sırasında On Beşler arasında çoğalan engeller semptomatiktir.
  • We all know how meetings waste time and multiply like rabbits.
  • Toplantıların nasıl zaman kaybettirdiğini ve pıtrak gibi çoğaldığını hepimiz biliriz.
Show More (5)
multiply çarpmak v.
  • You have only to multiply the number of headings by the number of Member States.
  • Sadece başlık sayısını Üye Devlet sayısı ile çarpmanız yeterlidir.
  • To make a business, you have to multiply the two.
  • Bir iş yapmak için ikisini çarpmanız gerekir.
  • To make a business, you have to multiply the two.
  • İş yapmak için ikisini çarpmanız gerekir.
Show More (4)
multiply çoğaltmak v.
  • The only way on Earth to multiply happiness is to divide it.
  • Dünya üzerinde mutluluğu çoğaltmanın tek yolu onu bölmektir.
  • Knowledge is a dot multiplied by the ignorant.
  • İlim bir noktadır, onu cahiller çoğaltmaktadır.
Show More (-1)
multiply artmak v.
  • China's per capita GDP has multiplied by four over these twenty years.
  • Çin'in kişi başına düşen GSYİH'si bu yirmi yıl içinde dört kat artmıştır.
Show More (-2)