pale - English Turkish Sentences
English Turkish
pale solgun adj.
  • She looked ravishing under the pale moonlight.
  • Solgun ay ışığı altında büyüleyici görünüyordu.
  • They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
  • Büyük, transparan ve solgun yeşil kanatlara ve narin bir vücuda sahiptir.
  • He's a little pale.
  • O biraz solgun.
Show More (58)
pale soluk adj.
  • The sky turned pale pink as the sunset.
  • Gökyüzü gün batımı gibi soluk pembeye döndü.
  • They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
  • Büyük, şeffaf, soluk yeşil kanatları ve narin bir gövdesi vardır.
  • They have large, transparent, pale green wings and a delicate body.
  • Büyük, şeffaf, soluk yeşil kanatları ve narin bir vücutları vardır.
Show More (10)
pale benzi atmış adj.
  • Ruby went pale as I told her what had happened.
  • Ona olanları anlattığımda Ruby'nin beti benzi attı.
Show More (-2)
pale beti benzi atmak v.
  • Clark paled with shock.
  • Clark'ın şaşkınlıktan beti benzi atmıştı.
Show More (-2)
pale beti benzi atmış adj.
  • She was pale with fear.
  • Korkudan beti benzi atmıştı.
Show More (-2)
pale sararmış adj.
  • You're pale as a ghost.
  • Hayalet gibi sararmışsın.
Show More (-2)
pale solgunlaşmak v.
  • Tom is paling.
  • Tom solgunlaşıyor.
Show More (-2)