panic - English Turkish Sentences
English Turkish
panic panik n.
  • The panic caused by 11 September 2001 has still not died down.
  • 11 Eylül 2001'in yol açtığı panik hala yatışmış değil.
  • The panic caused by 11 September 2001 has still not died down.
  • 11 Eylül 2001'in yol açtığı panik henüz yatışmış değil.
  • You prevent panic by taking adequate measures and not by acting as if there is nothing amiss.
  • Paniği, hiçbir şey yokmuş gibi davranarak değil, yeterli önlemleri alarak önlersiniz.
Show More (39)
panic panik yapmak v.
  • Nor is it any reason to start panicking.
  • Panik yapmaya başlamak için de bir neden yok.
  • It happened so fast I didn't even have time to panic.
  • O kadar hızlı oldu ki panik yapacak zamanım bile olmadı.
  • Tom started to panic.
  • Tom panik yapmaya başladı.
Show More (30)
panic paniklemek v.
  • It happened so fast I didn't even have time to panic.
  • O kadar çabuk gerçekleşti ki paniklemeye dahi vakit bulamadım.
  • I knew that Tom would panic.
  • Tom'un panikleyeceğini biliyordum.
  • Mary began to panic.
  • Mary paniklemeye başladı.
Show More (10)
panic paniğe kapılmak v.
  • Each time, the authorities panicked, as is the case again now.
  • Her seferinde yetkililer paniğe kapıldı, tıpkı şimdi olduğu gibi.
  • Let us not panic and introduce legislation which eliminates the principles of a state governed by law.
  • Paniğe kapılıp hukuk devleti ilkelerini ortadan kaldıran yasalar çıkarmayalım.
  • It happened so fast I didn't even have time to panic.
  • O kadar hızlı oldu ki paniğe kapılmaya bile vaktim olmadı.
Show More (2)
panic panik n
  • There is nothing strange about such panic.
  • Böylesi bir panikte garip olan hiçbir şey yoktur.
  • There is nothing strange about such panic.
  • Böyle bir panikte garip bir şey yok.
  • She was in a panic and yelled something inarticulate.
  • O panikteydi ve anlaşılamayan bir şey bağırdı.
Show More (0)
panic telaş n.
  • Panicking won't help.
  • Telaş etmenin bir faydası olmayacak.
Show More (-2)
panic panik olmak v.
  • Tom tried not to panic.
  • Tom panik olmamaya çalıştı.
Show More (-2)