passion - English Turkish Sentences
English Turkish
passion tutku n.
  • She had a passion for jazz music.
  • Caz müziğine karşı tutkusu vardı.
  • People have different views and bring passion to their views.
  • İnsanlar farklı görüşlere sahiptir ve görüşlerine tutku katarlar.
  • Reason without passion is sterile, passion without reason is heat.
  • Tutku olmadan akıl kısırdır, akıl olmadan tutku ise yakıcıdır.
Show More (79)
passion şevk n.
  • He conducted his speech with great passion.
  • Konuşmasını büyük bir şevkle yaptı.
Show More (-2)
passion tutkulu bir şekilde n.
  • The couple kissed with passion.
  • Çift tutkulu bir şekilde öpüştü.
Show More (-2)
passion hırs n.
  • Passion makes him blind.
  • Hırs onu kör eder.
Show More (-2)