The sample sentences have been compiled from various sources and although they have been proofread, there may be some omissions. The sentences do not necessarily reflect the ideology and opinions of Tureng.com. Please let us know about sentences with political, social and sensitive content that offend you.
|
English |
Turkish |
|
| 1 |
plot |
komplo |
n. |
|
- Indeed, which country would not protect itself from outside plotting?
- Gerçekten de hangi ülke kendisini dışarıdan gelecek komplolara karşı korumaz ki?
- To my Eurosceptic friends, I say that this is not some subversive plot.
- Avrupa şüphecisi arkadaşlarıma bunun yıkıcı bir komplo olmadığını söylüyorum.
- The French administration, however, uncovered the plot.
- Ancak Fransız yönetimi komployu ortaya çıkardı.
- The assassination plot failed.
- Suikast komplosu başarısız oldu.
- According to the newspaper, he participated in the plot.
- Gazeteye göre, komploya katıldı.
- I don't understand the plot.
- Komployu anlamıyorum.
- Tom orchestrated a plot to destroy the project.
- Tom projeyi mahvetmek için bir komplo düzenledi.
- They believed there was a plot.
- Onlar bir komplo olduğuna inanıyordu.
- Tom orchestrated a plot to destroy the project.
- Tom projeyi yok etmek için bir komplo düzenledi.
- They believed there was a plot.
- Bir komplo olduğuna inanıyorlardı.
- Tom talked to a police inspector about the plot.
- Tom komplo hakkında bir polis müfettişiyle konuştu.
Show More (8)
|
| 2 |
plot |
planlamak |
v. |
|
- The UN is plotting to kill us all.
- BM hepimizi öldürmeyi planlıyor.
- Who knows what he is plotting again?
- Kim bilir yine ne planlıyor?
- They are plotting to kill the king.
- Kralı öldürmeyi planlıyorlar.
- Tom and Mary were plotting to kill Tom's father for the life insurance.
- Tom ve Mary hayat sigortası için Tom'un babasını öldürmeyi planlıyorlardı.
- Sami was plotting murder.
- Sami cinayet planlıyordu.
- I think they're plotting something.
- Sanırım bir şeyler planlıyorlar.
- I don't know what Tom is plotting.
- Tom'un ne planladığını bilmiyorum.
- Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- Tom, Mary ve benim bir şeyler planladığımızdan şüpheleniyor.
- Tom is plotting something.
- Tom bir şey planlıyor.
- Tom is plotting something.
- Tom bir şeyler planlıyor.
Show More (7)
|
| 3 |
plot |
arsa |
n. |
|
- A house cannot be built on half a plot of land.
- Yarım arsa üzerine bir ev inşa edilemez.
- A modern country house does not always imply a plot.
- Modern bir kır evi her zaman bir arsa anlamına gelmez.
- A modern garden plot often becomes a real work of art.
- Modern bir bahçe arsası çoğu zaman gerçek bir sanat eseri haline gelir.
- For example, a ton of gravel will cost 1000 rubles, but it will look amazing on a plot with proper clearance.
- Örneğin, bir ton çakıl 1000 rubleye mal olacak, ancak uygun açıklığa sahip bir arsa üzerinde harika görünecek.
- Most houses and plots will be given to citizens free of charge.
- Çoğu ev ve arsa vatandaşlara ücretsiz verilecek.
- Skyrim players can purchase plots and build houses on them.
- Skyrim oyuncuları arsa satın alabilir ve üzerlerine evler inşa edebilir.
- This plot of land is my property.
- Bu arsa benim mülküm.
- Plot is important!
- Arsa önemlidir!
Show More (5)
|
| 4 |
plot |
plan |
n. |
|
- Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.
- Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan hazırladı.
- Tom masterminded a diabolic plot to kill his wife.
- Tom karısını öldürmek için şeytani bir plan yaptı.
- Investigators foiled a plot to hijack an airplane.
- Müfettişler bir uçak kaçırma planını bozdular.
- Investigators foiled a plot to hijack an airplane.
- Müfettişler bir uçak kaçırma planını engellediler.
- Their plot to start a fire was discovered by the police.
- Yangın çıkarma planları polis tarafından ortaya çıkarıldı.
Show More (2)
|
| 5 |
plot |
olay örgüsü |
n. |
|
- How do you come up with such interesting plots for your novels?
- Romanlarınız için bu kadar ilginç olay örgüsünü nasıl buluyorsunuz?
- The plot was unbelievable.
- Olay örgüsü inanılmazdı.
- Plot is important!
- Olay örgüsü önemlidir!
- The main idea of the plot is not clear.
- Olay örgüsünün ana fikri net değil.
Show More (1)
|
| 6 |
plot |
çizmek |
v. |
|
- A framework has had to be established in order for us to plot Europe's future.
- Avrupa'nın geleceğini çizebilmemiz için bir çerçeve oluşturulmalıdır.
- Every day he counted the number of written words and plotted.
- Her gün yazılı kelimelerin sayısını saydı ve çizdi.
- Let us now plot the SWOT matrix and understand SWOT analysis.
- Şimdi SWOT matrisini çizelim ve SWOT analizini anlayalım.
Show More (0)
|
| 7 |
plot |
arazi |
n. |
|
- Tobacco is grown on small family plots in regions classed amongst the poorest in Europe.
- Tütün, Avrupa'nın en yoksulları arasında sınıflandırılan bölgelerde küçük aile arazilerinde yetiştirilmektedir.
Show More (-2)
|
| 8 |
plot |
dolap çevirmek |
v. |
|
- Tom suspects that Mary and I are plotting something.
- Tom, Mary ile benim bir dolap çevirdiğimizden şüpheleniyor.
Show More (-2)
|
| 9 |
plot |
kumpas kurmak |
v. |
|
- I don't know what Tom is plotting.
- Tom'un ne kumpas kurduğunu bilmiyorum.
Show More (-2)
|