reflection - English Turkish Sentences
English Turkish
reflection düşünme n.
  • This a moment of truth, a time for reflection for all of us.
  • Bu bir hakikat anı, hepimiz için bir düşünme zamanı.
  • Strategic reflection is now needed for the future, if we are to continue to have the same levels of efficiency.
  • Aynı verimlilik düzeyine sahip olmaya devam etmek istiyorsak, gelecek için stratejik düşünmeye ihtiyacımız var.
  • For now, we are at the reflection stage.
  • Şimdilik düşünme aşamasındayız.
Show More (20)
reflection yansıma n.
  • I could see my reflection in the calm waters of the pond.
  • Göletin sakin sularında yansımamı görebiliyordum.
  • Your home is a reflection of your personality.
  • Eviniz kişiliğinizin bir yansımasıdır.
  • Their research is based on the reflection of light and other forms of electromagnetic radiation.
  • Araştırmaları ışığın ve elektromanyetik radyasyonun diğer formlarının yansımasına dayanmaktadır.
Show More (11)
reflection düşünce n.
  • It seems to me that the forty pages of this White Paper are forty dense pages, full of reflection and proposals.
  • Bana öyle geliyor ki bu Beyaz Kitap'ın kırk sayfası, düşünce ve önerilerle dolu kırk yoğun sayfadır.
  • The Commission has not yet concluded its reflections on this.
  • Komisyon bu konudaki düşüncelerini henüz tamamlamamıştır.
  • What are your reflections on this issue?
  • Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Show More (2)
reflection derinlemesine düşünme n.
  • They disagreed at first, but on reflection, they realized we were right.
  • İlk başta aynı fikirde değillerdi ama derinlemesine düşününce haklı olduğumuzu anladılar.
  • We recognise the need to react quickly but believe, at the same time, that thorough reflection is important.
  • Hızlı tepki verme ihtiyacının farkındayız ancak aynı zamanda derinlemesine düşünmenin de önemli olduğuna inanıyoruz.
  • This response shames the child and doesn't provide her the opportunity for problem solving or reflection.
  • Bu tepki çocuğu utandırır ve ona problem çözme veya derinlemesine düşünme imkanı vermez.
Show More (1)
reflection derin düşünce n.
  • It is important that we have this period of deep reflection.
  • Bu derin düşünme dönemine sahip olmamız önemlidir.
  • I would add reflection - we ought to reflect before every experiment is carried out.
  • Ben olsam derin düşünme sürecini de eklerdim; her deneyden önce uzun uzadıya düşünmemiz gerekiyor.
Show More (-1)
reflection tefekkür n.
  • Quite frankly, I have never seen such a lack of reflection.
  • Açıkçası, daha önce hiç böyle bir tefekkür eksikliği görmemiştim.
  • Quite frankly, I have never seen such a lack of reflection.
  • Açıkçası, hiç bu kadar tefekkür yoksunluğu görmemiştim.
Show More (-1)