rural - English Turkish Sentences
English Turkish
rural kırsal adj.
  • Their mansion is in a tranquil rural setting.
  • Yaşadıkları konak sakin bir kırsal bölgededir.
  • This will provide a well-needed boost to the flagging rural economies.
  • Bu, durgunluk yaşayan kırsal ekonomilere çok ihtiyaç duyulan bir destek sağlayacaktır.
  • Can Europe's rural environment count on adequate care and financial means?
  • Avrupa'nın kırsal çevresi yeterli bakım ve mali imkanlara güvenebilir mi?
Show More (69)
rural taşra gibi adj.
  • Compared to here, the city I'm from almost seems rural.
  • Burayla kıyaslandığında, benim geldiğim şehir neredeyse taşra gibi görünüyor.
Show More (-2)