|
- The only salvation for poor countries is to be found in a radical transformation of the global economic system.
- Yoksul ülkeler için tek kurtuluş, küresel ekonomik sistemin radikal bir şekilde dönüştürülmesinde yatmaktadır.
- The only salvation for poor countries is to be found in a radical transformation of the global economic system.
- Yoksul ülkeler için tek kurtuluş küresel ekonomik sistemin radikal bir şekilde dönüştürülmesinde yatmaktadır.
- They won't believe that we work for peace and the salvation of humanity.
- Barış ve insanlığın kurtuluşu için çalıştığımıza inanmayacaklar.
- It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş ya da lanetlenme olup olmadığını belirlemek mümkün değil.
- The salvation of human race starts with the family.
- İnsan ırkının kurtuluşu aile ile başlar.
- I gave some of my old clothes to the Salvation Army.
- Eski giysilerimin bir kısmını Kurtuluş Ordusu'na verdim.
- Is there hope in salvation?
- Kurtuluş umudu var mı?
- It isn't possible to determine if there's either salvation or damnation.
- Kurtuluş veya lanet olup olmadığını belirlemek mümkün değildir.
- Salvation from this misery is inconceivable.
- Bu sefaletten kurtuluş düşünülemez.
- Since I had suffered from hay fever for many years, this medicine was truly like a salvation.
- Yıllardır saman nezlesinden muzdarip olduğum için, bu ilaç gerçekten bir kurtuluş gibiydi.
Show More (7)
|