shave - English Turkish Sentences
English Turkish
shave tıraş olmak v.
  • Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
  • Yıkanmak, duş almak ve tıraş olmak herhangi bir soruna neden olmayacaktır.
  • Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
  • Banyo yapmak, duş almak ve tıraş olmak hiçbir soruna yol açmaz.
  • Bathing, showering and shaving should cause no problems at all.
  • Banyo yapmak, duş almak ve tıraş olmak hiçbir soruna neden olmamalıdır.
Show More (122)
shave tıraş etmek v.
  • Do you shave your legs?
  • Bacaklarını tıraş eder misin?
  • She shaves her legs.
  • Kadın bacaklarını tıraş ediyor.
  • Tom shaved his legs.
  • Tom bacaklarını tıraş etti.
Show More (60)
shave kesmek v.
  • Tom shaved his mustache off.
  • Tom bıyıklarını kesti.
  • Tom shaved off his beard and dyed his hair blonde, hoping people wouldn't recognize him.
  • Tom sakalını kesti ve insanların onu tanımamasını umarak saçını sarıya boyadı.
  • He shaved his mustache off.
  • Bıyıklarını kesti.
Show More (9)
shave sakal tıraşı olmak v.
  • He knows how to shave his beard.
  • Sakal tıraşı olmayı biliyor.
  • I think Tom looked better before he shaved off his beard.
  • Tom'un sakal tıraşı olmadan önce daha iyi göründüğünü düşünüyorum.
  • When was the last time you shaved your beard?
  • En son ne zaman sakal tıraşı oldunuz?
Show More (1)
shave tıraş n.
  • You need a shave.
  • Bir tıraşa ihtiyacın var.
  • If the door doesn't fit, you might have to shave off a bit of the wood until it closes properly.
  • Kapı oturmazsa, düzgün kapanana kadar ahşabı biraz tıraşlamanız gerekebilir.
  • You need a shave.
  • Tıraşa ihtiyacın var.
Show More (0)
shave kazımak v.
  • Maybe I'll shave my head.
  • Belki ben de kafamı kazıtırım.
  • I think I'll shave my head.
  • Sanırım kafamı kazıtacağım.
  • If this post gets a hundred likes, then I'll shave my head.
  • Bu paylaşım 100 beğeni alırsa, kafamı kazıtırım.
Show More (0)
shave tıraşlamak v.
  • Tom shaved his legs.
  • Tom bacaklarını tıraşladı.
  • Mary shaved her legs.
  • Mary bacaklarını tıraşladı.
Show More (-1)
shave sıyırıp geçmek v.
  • The bullet just shaved his cheek.
  • Az önce,kurşun onun yanağını sıyırarak geçti.
Show More (-2)