simple - English Turkish Sentences
English Turkish
simple basit adj.
  • This is our simple analysis and this is why we continue.
  • Bu bizim basit analizimiz ve bu yüzden devam ediyoruz.
  • There must be simple ways of keeping track of the legislative process.
  • Yasama sürecini takip etmenin basit yolları olmalıdır.
  • But they must be simple solutions.
  • Ama bunlar basit çözümler olmalıdır.
Show More (663)
simple kolay adj.
  • Who said that it would be simple?
  • Bunun kolay olacağını kim söyledi?
  • It is not that simple to get from Serbia to Croatia.
  • Sırbistan'dan Hırvatistan'a geçmek o kadar kolay değil.
  • Then it might be simpler for you to address your comments to him directly, right now!
  • O halde yorumlarınızı doğrudan kendisine yöneltmeniz sizin için daha kolay olabilir, hemen şimdi!
Show More (25)
simple sade adj.
  • Tom lives a very simple life in a sparsely furnished apartment.
  • Tom seyrek döşenmiş bir dairede çok sade bir hayat yaşıyor.
  • Mary wore a simple dress.
  • Mary sade bir elbise giymişti.
  • Tom continued to live a simple life in Boston.
  • Tom Boston'da sade bir hayat yaşamaya devam etti.
Show More (10)
simple sıradan (kimse) adj.
  • Maria is a very polite, simple girl.
  • Maria çok kibar, sıradan bir kız.
  • We're simple men.
  • Biz sıradan insanlarız.
Show More (-1)
simple sade ve basit adj.
  • He gives plain, simple explanations.
  • Sade ve basit açıklamalar yapar.
Show More (-2)
simple saf adj.
  • I am not so simple as to believe that.
  • Buna kanacak kadar saf değilim.
Show More (-2)