|
- This was the great slogan.
- Bu büyük bir slogandı.
- More and more people in Europe and America are demonstrating under the slogan 'No blood for oil'.
- Avrupa ve Amerika'da giderek daha fazla sayıda insan 'Petrol için kana hayır' sloganı altında gösteriler düzenliyor.
- We adopted the slogan 'There is no great Russia without Europe, and no great Europe without Russia' for it.
- Bunun için 'Avrupa olmadan büyük Rusya, Rusya olmadan da büyük Avrupa olmaz' sloganını benimsedik.
- Lifelong learning has to be meaningful, not just a slogan.
- Yaşam boyu öğrenme sadece bir slogan değil, anlamlı olmalıdır.
- There is talk of a 'Maastricht of pensions', a slogan that, at first sight, is devoid of meaning.
- İlk bakışta anlamsız gelen bir "Maastricht emekli maaşı" sloganından söz ediliyor.
- Take the slogan ‘decentralising the way the Commission is run’, which, as such, I welcome.
- Komisyonun çalışma şeklinin adem-i merkezileştirilmesi' sloganını ele alalım; bu sloganı memnuniyetle karşılıyorum.
- We want to do something, at long last, to turn a citizens' Europe from a slogan into a reality.
- Vatandaşların Avrupa'sını bir slogan olmaktan çıkarıp gerçeğe dönüştürmek için nihayet bir şeyler yapmak istiyoruz.
- Hygiene regulations and on-the-spot checks should be the slogan of the hour.
- Hijyen düzenlemeleri ve yerinde kontroller günün sloganı olmalıdır.
- Turkey has always wanted to set its own rules for accession under the slogan 'We are not like other candidates'.
- Türkiye her zaman 'Biz diğer adaylar gibi değiliz' sloganı altında katılım için kendi kurallarını belirlemek istemiştir.
- More and more people in Europe and America are demonstrating under the slogan 'No blood for oil'.
- Avrupa ve Amerika'da giderek daha fazla sayıda insan 'Petrol için Kan Dökülmesin' sloganı altında gösteriler düzenliyor.
- Take the slogan ‘decentralising the way the Commission is run’, which, as such, I welcome.
- Komisyon'un çalışma şeklinin adem-i merkezileştirilmesi' sloganını ele alalım; bu sloganı memnuniyetle karşılıyorum.
- This could mean that our supposed free trade will become nothing more than a slogan.
- Bu, sözde serbest ticaretimizin bir slogandan başka bir şey olmayacağı anlamına gelebilir.
- Slogans will not resolve the immigration problem.
- Sloganlar göçmenlik sorununu çözmeyecektir.
- The logo and slogan should also sync nicely with one another.
- Logo ve slogan da birbiriyle güzel bir şekilde uyumlu olmalıdır.
- What's your favorite slogan?
- En sevdiğin sloganın nedir?
- I'm tired of slogans.
- Sloganlardan bıktım.
- The slogan was designed to rouse the people.
- Slogan, insanları harekete geçirmek için tasarlanmıştır.
- We need a campaign slogan that'll really energize the base.
- Tabanı harekete geçirecek bir kampanya sloganına ihtiyacımız var.
- The company has a catchy slogan.
- Şirketin akılda kalıcı bir sloganı var.
- What's your favorite slogan?
- En sevdiğiniz slogan nedir?
- We need a campaign slogan that'll really energize the base.
- Tabanı motive edecek bir kampanya sloganına ihtiyacımız var.
- The slogan was designed to rouse the people.
- Slogan, insanları canlandırmak için tasarlandı.
Show More (19)
|