survival - English Turkish Sentences
English Turkish
survival hayatta kalma n.
  • If free trade is implemented, this will mean survival of the fittest.
  • Serbest ticaret uygulanırsa, bu en güçlü olanın hayatta kalması anlamına gelecektir.
  • Weapons of mass destruction constitute a real threat to the survival and health of populations.
  • Kitle imha silahları halkların hayatta kalması ve sağlığı için gerçek bir tehdit oluşturmaktadır.
  • If free trade is implemented, this will mean survival of the fittest.
  • Eğer serbest ticaret uygulanırsa, bu en uygun olanın hayatta kalması anlamına gelecektir.
Show More (38)
survival sağ çıkma n.
  • Survival of the car from the race is a miracle.
  • Arabanın yarıştan sağ çıkması bir mucize.
Show More (-2)
survival varlığını sürdürme n.
  • Of course, we see a stronger Europe as a condition for the very survival of Nato.
  • Elbette daha güçlü bir Avrupa'yı NATO'nun varlığını sürdürebilmesi için bir koşul olarak görüyoruz.
Show More (-2)
survival yaşama n.
  • Fear is essential for survival.
  • Korku yaşamak için gereklidir.
Show More (-2)
survival kalım n.
  • It's a matter of survival.
  • Bu bir ölüm kalım meselesi.
Show More (-2)