English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | trap n. | kapan | ||
They set a trap to catch rabbits. Tavşanları yakalamak için kapan kurdular. More Sentences |
||||
Common Usage | trap n. | tuzak | ||
The FBI set a trap for the mob. FBI mafyaya tuzak kurdu. More Sentences |
||||
General | ||||
General | trap n. | tuzak | ||
We very often fall into the trap of excessively attributing the causes of the conflict to individuals. Çatışmanın nedenlerini aşırı derecede bireylere atfetme tuzağına çok sık düşüyoruz. More Sentences |
||||
General | trap n. | kıskaç | ||
Most families in that area are caught in the poverty trap. O bölgedeki ailelerin çoğu yoksulluğun kıskacında. More Sentences |
||||
General | trap n. | (golfte) çukur | ||
The boy fetched the golf ball from the trap. Çocuk golf topunu çukurdan aldı. More Sentences |
||||
General | trap n. | (tazı yarışlarında) çıkış | ||
I'm betting on the greyhound in trap number two. İki numaralı çıkıştaki tazıya oynuyorum. More Sentences |
||||
General | trap n. | at arabası | ||
A white horse was pulling the two-wheeled trap. İki tekerlekli at arabasını beyaz bir at çekiyordu. More Sentences |
||||
General | trap v. | tuzağa düşürmek | ||
Tom led us into a trap. Tom bizi tuzağa düşürdü. More Sentences |
||||
General | trap v. | oyuna getirmek | ||
He was trapped into giving away confidential information. Gizli bilgileri vermesi için oyuna getirilmişti. More Sentences |
||||
General | trap v. | kapana kıstırmak | ||
Tom's trapped. Tom kapana kısıldı. More Sentences |
||||
General | trap v. | tuzakla yakalamak | ||
He survived in the forest by trapping and eating small animals. Ormanda ufak tefek hayvanları tuzakla yakalayıp yiyerek hayatta kalmıştır. More Sentences |
||||
General | trap v. | kaptırmak | ||
Be careful not to trap your fingers in the machine. Parmaklarınızı makineye kaptırmamaya dikkat edin. More Sentences |
||||
General | trap v. | mahsur bırakmak | ||
The climbers were trapped in a cave in the mountains. Tırmanışçılar dağdaki bir mağarada mahsur kalmışlardı. More Sentences |
||||
General | trap v. | hapsetmek | ||
Air provides considerable thermal insulation when trapped in a chamber. Hava, bir odaya hapsedildiğinde önemli ölçüde ısı yalıtımı sağlar. More Sentences |
||||
General | trap v. | köşeye sıkıştırmak | ||
I trapped Tom. Tom'u köşeye sıkıştırdım. More Sentences |
||||
Technical | ||||
Technical | trap n. | kapan | ||
It's impossible to release his foot from the trap. Ayağını kapandan kurtarmak imkansız. More Sentences |
||||
Technical | trap n. | tuzak | ||
It is an argument for avoiding the trap set for us by terrorism. Terörizmin bize kurduğu tuzaktan kaçınmak için bir argümandır. More Sentences |
||||
Construction | ||||
Construction | trap v. | kıstırmak | ||
The police officer trapped the thief in an alley. Polis memuru hırsızı bir ara sokakta kıstırdı. More Sentences |
||||
Construction | trap v. | tutmak | ||
This filter traps all kinds of dust that might be in the air. Bu filtre, havada bulunabilecek her türlü tozu tutar. More Sentences |
||||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | trap n. | tuzak | ||
This is precisely the trap that the terrorists wanted the Russian people and government to fall into. Bu tam da teröristlerin Rus halkı ve hükümetini düşürmek istedikleri tuzaktır. More Sentences |
||||
Military | ||||
Military | trap n. | tuzak | ||
Attempts were made to turn this into a major issue, but I think that this trap was, fortunately, avoided. Bunu büyük bir meseleye dönüştürme girişimleri oldu ancak neyse ki bu tuzaktan kaçınıldığını düşünüyorum. More Sentences |
||||
General | ||||
General | trap n. | fak | ||
General | trap n. | gaga | ||
General | trap n. | volkanik siyah taş | ||
General | trap n. | hafif araba | ||
General | trap n. | fırlatıcı | ||
General | trap n. | hile | ||
General | trap n. | dolap | ||
General | trap n. | mandepsi | ||
General | trap n. | ayırıcı | ||
General | trap n. | kapanca | ||
General | trap n. | desise | ||
General | trap n. | kondenstop | ||
General | trap n. | sifon | ||
General | trap n. | tutucu | ||
General | trap n. | iki tekerlekli at arabası | ||
General | trap n. | iki kişilik hafif bir at arabası | ||
General | trap n. | kapak biçiminde kapı | ||
General | trap n. | kurtuluşu imkansız durum | ||
General | trap n. | darağacı | ||
General | trap n. | darağacında mahkumun üzerinde durduğu menteşeli platform | ||
General | trap v. | süslemek | ||
General | trap v. | pusuya düşürmek | ||
General | trap v. | ata süslü çul örtmek | ||
General | trap v. | ağına düşürmek | ||
General | trap v. | set çekmek | ||
General | trap v. | tongaya bastırmak | ||
General | trap v. | ata süslü koşum takımı geçirmek | ||
General | trap v. | tuzak kurmak | ||
General | trap v. | kapanla yakalamak | ||
General | trap v. | kapak takmak | ||
General | trap v. | kapan ile yakalamak | ||
General | trap v. | avlamak | ||
General | trap v. | tuzak tutmak | ||
General | trap v. | bezemek | ||
General | trap v. | kandırmak | ||
General | trap v. | aldatmak | ||
General | trap v. | faka bastırmak | ||
General | trap v. | başını derde sokmak | ||
General | trap v. | tuzakla hayvan yakalayarak geçim sağlamak | ||
General | trap v. | hile ile almak | ||
Technical | ||||
Technical | trap n. | alaşımlama plakalarından çıkan cıva veya cıvalı alaşımı tutan cihaz | ||
Technical | trap n. | kristal yapısında kusurlu alan | ||
Technical | trap n. | borularda kokuyu/gazı hapseden u şeklinde kıvrım | ||
Technical | trap n. | kondenstop | ||
Technical | trap n. | tıkaç | ||
Technical | trap v. | (kanalın/borunun) içine filtre kurmak | ||
Technical | trap v. | engel olmak | ||
Technical | trap v. | kapanla donatmak | ||
Technical | trap v. | yakalamak | ||
Textile | ||||
Textile | trap n. | çözgü veya dolgu ipliklerinin kırılmasından kaynaklanan kumaş hatası | ||
Construction | ||||
Construction | trap n. | döşeme kapağı | ||
Construction | trap n. | merdiven kapağı | ||
Automotive | ||||
Automotive | trap n. | bitirme hızı | ||
Automotive | trap n. | filtre | ||
Food Engineering | ||||
Food Engineering | trap n. | kapan | ||
Agriculture | ||||
Agriculture | trap n. | zararlı böcek veya haşereleri üzerine çekmesi için ekilen mahsul | ||
Breeding | ||||
Breeding | trap v. | (evcil tavukların) verimliliğini yumurta yakalayıcı tuzakla kontrol etmek | ||
Fishery | ||||
Fishery | trap n. | dalyan | ||
Fishery | trap n. | ıstakoz avlama sepeti | ||
Fishery | trap n. | buzda balık avında kullanılan, balık ısırığını tespit etme işlevi olan bir aygıt | ||
Geology | ||||
Geology | trap n. | kapan | ||
Hunting | ||||
Hunting | trap n. | atış poligonunda havaya hedef atmaya yarayan cihaz | ||
Sport | ||||
Sport | trap n. | basketbol, hokey ve amerikan futbolunda uygulanan bir tür defans taktiği | ||
Sport | trap n. | trapball gibi bazı oyunlarda topun yerleştirildiği ahşap alet | ||
Sport | trap n. | golfte topu engelleyen yapay tümsek | ||
Sport | trap n. | rakibi yenilgiye sürükleyen taktik | ||
Sport | trap n. | beyzbol eldiveninin başparmak ve işaret parmağı arasında topu almak için cep oluşturan deri parçası | ||
Sport | trap v. | (golf sahasına) yapay tümsekler döşemek | ||
Sport | trap v. | (topu) sıçrarken yakalamak | ||
Basketball | ||||
Basketball | trap n. | iki savunmacının bir hücum oyuncusunu sıkıştırması | ||
Basketball | trap v. | (iki defans oyuncusu) bir hücum oyuncusunu sıkıştırmak | ||
Football | ||||
Football | trap n. | topu yakalama | ||
Football | trap v. | el-kol dokundurmaksızın topu kontrol etmek | ||
Card | ||||
Card | trap v. | stratejik hamleyle rakibi tuzağa düşürmek | ||
Card | trap v. | taktik amaçlı tuzak hamleler yapmak | ||
Music | ||||
Music | trap n. | vurmalı bir çalgı | ||
Printery | ||||
Printery | trap n. | baskı mürekkebinin nüfuz etme derecesi | ||
Printery | trap v. | üst üste yazdırma işleminde (yüzey) farklı bir renkteki mürekkebi kabul etmek | ||
Engineering | ||||
Engineering | trap n. | istenmeyen sinyali filtrelemeye yarayan devre | ||
Slang | ||||
Slang | trap n. | ağız | ||
British Slang | ||||
British Slang | trap n. | tuvalet bölmesi | ||
British Slang | trap n. | tuvalet | ||
British Slang | trap n. | tuvalet kabini |
Turkish | English | |
---|---|---|
General | ||
General | trap | clay pigeon n. |
Sport | ||
Sport | trap | trapshooting n. |