|
- These had already reached 20% on 2 January, the first working day.
- Bu oran ilk iş günü olan 2 Ocak'ta %20'ye ulaşmıştı.
- Many European women have had their working days ruined by men who will not take no for an answer.
- Birçok Avrupalı kadının iş günleri, hayır cevabını kabul etmeyen erkekler tarafından mahvedildi.
- Sunset is typically a sign that another working day is over.
- Gün batımı bir iş gününün daha sona erdiğinin tipik bir işaretidir.
- Sunset is typically a sign that another working day is over.
- Gün batımı genellikle başka bir iş gününün bittiğinin işaretidir.
- Sunset is typically a sign that another working day is over.
- Gün batımı genellikle bir iş gününün daha bittiğinin işaretidir.
- Local travel within a working day is normal for client visits.
- Müşteri ziyaretleri için bir iş günü içinde lokal seyahatler normaldir.
- After the work day was over, Tom went home to his wife.
- İş günü bittikten sonra Tom eve, karısının yanına gitti.
- Today is a working day.
- Bugün bir iş günüdür.
- Tom looks forward to his lunchtime run, to break up the monotony of his working day.
- Tom, iş gününün monotonluğunu kırmak için öğle yemeği saatindeki koşusunu dört gözle bekliyor.
- A working day shortens life by 8 hours.
- Bir iş günü hayatı 8 saat kısaltır.
- Today is a working day.
- Bugün iş günü.
- After the work day was over, Tom went home to his wife.
- İş günü bittikten sonra, Tom eve karısına gitti.
- Lots of companies have implemented an eight-hour working day.
- Birçok şirket sekiz saatlik iş günü uygulamasına geçti.
Show More (10)
|