(bir şeyin) üstüne - Turkish English Dictionary
History

(bir şeyin) üstüne



Meanings of "(bir şeyin) üstüne" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Idioms
(bir şeyin) üstüne on top of (something) expr.

Meanings of "(bir şeyin) üstüne" with other terms in English Turkish Dictionary : 453 result(s)

Turkish English
General
bir şeyin üstüne veya içine yerleştirilen eleman seating n.
bir şeyin üstüne tıklamak click on something v.
son vermek için bir şeyin üstüne gitmek crack down on v.
üstüne sürmek (bir şeyin) top v.
üstüne koymak (bir başka şeyin) superimpose over v.
üstüne bindirmek (bir başka şeyin) superimpose over v.
sürmek (bir başka şeyin üstüne) spread v.
bir şeyin üstüne resim vb çizmek draw on something v.
(bir şeyin üstüne) bağlantı işareti koymak matchmark v.
(bir şeyin) üstüne yıkılmak come crashing down onto v.
(bir şeyin) üstüne oturtmak fay v.
(bir şeyin) üstüne yatmak poach v.
bir şeyin üstüne immediately after adv.
bir şeyin üstüne right after adv.
bir şeyin üstüne following prep.
bir şeyin üstüne giyilen anlamı veren son ek -let suf.
Phrasals
bir şeyin üstüne çıkmak go up v.
bir şeyin üstüne çıkmak go up v.
(bir şeyin) üstüne/üzerine koymak put onto (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne/üzerine yerleştirmek put onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek exceed (someone or something) by (something) v.
(birinin/bir şeyin) kadar üstüne geçmek exceed someone or something by something v.
(bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak carry (someone or something) over to (some place) v.
bir şeyin üstüne uzanmak/yatmak lie down on something v.
bir şeyin üstüne çıkmak step up onto v.
birinin/bir şeyin üstüne (taş vb) yağdırmak pelt someone or something with something v.
bir şeyin üstüne bir şey çizmek/bir şeyin resmini yapmak paint something on v.
bir şeyin üstüne çıkmak step up on v.
bir şeyin üstüne bir şey çizmek/bir şeyin resmini yapmak paint something onto something v.
(yapışması için) bir şeyin üstüne bastırmak press something onto something v.
(yapışması için) bir şeyin üstüne bastırmak press something on v.
bir şeyin en üstüne bir şey koymak crown (someone or something) with (something) v.
bir şeyin en üstüne bir şey yerleştirmek crown something with something v.
(birinin ya da bir şeyin) üstüne yıkılmak crush (up) against (someone or something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne sürmek daub (something) on(to) (something) v.
birinin veya bir şeyin üstüne dört nala koşmak charge down on someone or something v.
birinin veya bir şeyin üstüne hızla sürmek charge down on someone or something v.
birinin veya bir şeyin üstüne çullanmak charge down on someone or something v.
(birinin veya bir şeyin) üstüne gitmek get down on (someone or something) v.
birinin veya bir şeyin üstüne indirmek (yağmur veya akışkan madde) pour down v.
birinin veya bir şeyin üstüne akışkan bir maddeyi boca etmek/dökmek/yağdırmak pour down v.
bir şeyin şeklini başka bir şeye göre değiştirip üstüne uydurmak work something down (over something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) sermek drape (someone or something) with (something) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne düşürmek drop (someone or something) on (someone or something) v.
birini/bir şeyi başka birinin/bir şeyin üstüne düşürmek drop someone or something on someone or something v.
(birinin/bir) şeyin üstüne kar yağmak dump on (someone or something) v.
(bir şeyi, yazıyı, deseni) bir şeyin üstüne kazımak etch (something) in (something) v.
(bir şeyi, yazıyı, deseni) bir şeyin üstüne kazımak etch (something) into (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne göçmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkılmak fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall on (someone or something) v.
bir şeyin üstüne düşmek fall on v.
bir şeyin üstüne düşmek fall upon v.
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey yıkmak force on (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne haciz koymak foreclose on (something) v.
bir şeyin üstüne haciz koymak foreclose on something v.
bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek found on v.
bir şeyi başka bir şeyin üstüne kurmak/inşa etmek found upon v.
bir şeyi bir şeyin üstüne saçmak distribute something over something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne yaymak distribute something over something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden dağıtmak distribute something over something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak dağıtmak distribute something over something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne/üstünden eşit olarak uygulamak distribute something over something v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak throw at v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak throw something at someone v.
geriye doğru giderken (birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak back over (someone or something) v.
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak barrel in v.
(birinin veya bir şeyin) üstüne çıkmak barrel into v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek handle (someone or something) with gloves v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak heap something upon someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek heap something upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey yığmak heap something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne bindirmek heap something on someone or something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne bastırmak/tutmak hold something against someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall down on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne atılmak jump on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak/zıplamak jump on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne/üstünde hoplamak jump on someone or something v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne koymak lay (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bırakmak lay (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne sermek lay (something) on (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak lay (something) on (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yüklemek load something on v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne kaldırıp yüklemek load something on v.
(bir şeyin) üstüne/tepesine tünemek perch on (something) v.
(bir şeyin) tepesine/üstüne çıkarmak perch on (something) v.
birini/bir şeyi bir şeyin üstüne koymak perch someone or something on something v.
(bir şeyin) üstüne atlamak pounce on (something) v.
(bir şeyin) üstüne uzanmak repose on (something) v.
(bir şeyin) üstüne uzanmak repose upon (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlanmak roll onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yuvarlamak roll onto (someone or something) v.
bir şeyin üstüne ruloyla bir şey sürmek roll something onto something v.
birinin/bir şeyin üstüne pat diye bir şey koymak slap something onto someone or something v.
bir şeyin üstüne pat diye bir şey koymak slap something on v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey sıkmak spray someone or something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek spray someone or something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey serpmek sprinkle someone or something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne bir şey püskürtmek sprinkle someone or something with something v.
(bir şeyin) üstüne gitmek stick with (something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne takmak strap (someone or something) onto (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak strap (someone or something) onto (someone or something) v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne bağlamak strap (someone or something) with (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) bağlamak strap (someone or something) with (something) v.
(bir şeyin) üstüne gitmek toss at (something) v.
bir şeyin üstüne bir şey basmak imprint something with something v.
bir şeyin üstüne bir yazı/desen basmak imprint something with something v.
bir şeyin üstüne bir şey nakşetmek imprint something with something v.
bir şeyin üstüne bir şeyi damga olarak basmak imprint something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek tumble into someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne yuvarlanmak tumble into someone or something v.
(bir şeyin) üstüne sıçramak jump up to (something) v.
(bir şeyin) üstüne zıplamak jump up to (something) v.
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne koymak/yerleştirmek mount (something) on (something else) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne koymak mount something on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne yerleştirmek mount something on something v.
bir şeyin üstüne koymak mount up v.
bir şeyin üstüne yerleştirmek mount up v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğneyle tutturmak/asmak pin (something) up onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğnelemek pin (something) up onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne firketeyle tutturmak pin (something) up onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak pin (something) up onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iliştirmek pin (something) up onto (something) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak pop something on something v.
bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak pop something on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak pop something onto something v.
bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak pop something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne kapatmak pop something on v.
bir şeyi pat/çat diye bir şeyin üstüne kapatmak pop something on v.
bir şeyi bir şeyin üstüne dökmek pour something on (to) something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne boşaltmak pour something on (to) something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne bir şey döküp/sıçratıp sırılsıklam etmek splash all over (someone or something) v.
(birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin) üstüne yerleştirmek put (someone or something) above (someone or something) v.
birini ya da bir şeyi başka birinin ya da bir şeyin üstüne yerleştirmek put someone or something above someone or something v.
(bir şeyin) üstüne eğilmek lean across (someone or something) v.
bir şeyin üstüne eğilmek lean across someone or something v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yersiz bir şekilde eklemek tack (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne getirip yapıştırmak tack (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack (something) onto (something else) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek tack something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne yersiz bir şekilde eklemek tack something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne getirip yapıştırmak/koymak tack something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek tack something on v.
bir şeyi bir şeyin üstüne yersiz bir şekilde eklemek tack something on v.
bir şeyi bir şeyin üstüne getirip yapıştırmak/koymak tack something on v.
bir şeyi bir şeyin üstüne fazladan eklemek/ilave etmek tack something on v.
bir şeyin üstüne tuz biber ekmek top something off v.
bir şeyin üstüne üstlük top something off v.
bir şeyin üstüne bir de top something off v.
bir de bir şeyin üstüne top something off v.
havadan birinin/bir şeyin üstüne imek land upon v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yaymak smear (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne yaymak smear (something) onto (something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something onto someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne yaymak smear something on v.
birinin/bir şeyin üstüne hapşırmak sneeze on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne aksırmak sneeze on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne doğru hapşırmak sneeze on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak spill over on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek spill over on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne taşmak spill over onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne dökülmek spill over onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak unload on (someone or something) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne sarmak/dolamak wind something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne sarmak/dolamak wind something on v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yüklemek unload onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak unload onto (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne akmak sweep down on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek sweep down on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne inmek için aşağı süzülmek swoop down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek swoop down on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek swoop down upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek için aşağı süzülmek swoop down on someone or something v.
bir şeyin üstüne çullanmak swoop down upon something v.
bir şeyin üstüne çullanmak swoop down on something v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çıt diye takmak pop (something) onto (something) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek tack something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne eklemek tack something on v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek alight on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne konmak alight on someone or something v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne atmak ascribe something to someone or something v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne atmak ascribe (something) to (something) v.
geri geri bir şeyin üstüne itmek, hareket ettirmek, sürmek back onto (something) v.
geri geri giderken bir şeyin üstüne çıkmak back onto (something) v.
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak jump at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak jump at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne sıçramak jump at someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek bear down on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek bear down on (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne düşmek bear down on (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak breathe upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek breathe upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hohlamak breathe on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne nefesini vermek breathe on (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne (bir şey) inşa etmek build (something) over (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne doğru inşa etmek build (something) over (something) v.
(bir şeyi/yapıyı bir şeyin) üstüne doğru genişletmek/uzatmak build (something) over (something) v.
(genellikle bir hayvanı) bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak chase up v.
birini/bir şeyi bir şeyin tepesine/üstüne kovalamak chase someone or something up something v.
bir şeyin üstüne çıkmak/tırmanmak climb on something v.
bir şeyin üstüne çıkmak/tırmanmak climb onto something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak climb onto (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne binmek climb onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkmak/tırmanmak climb on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne binmek climb on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yürümek come at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne üstüne gelmek come at (someone or something) v.
(miras olarak bir şeyin/yerin) üstüne konmak come into (something or some place) v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out at someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out at someone or something v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out toward someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out toward someone or something v.
çıkıp birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out towards someone or something v.
birden birinin/bir şeyin üstüne atlamak come out towards someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek come out toward (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak come out towards (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırmak come out towards (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne doğru gelmek/hücum etmek come out towards (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) örtmek cover (someone or something) in (something) v.
(birinin/bir şeyin) yavaş yavaş/hissettirmeden üstüne çökmek creep up on (someone or something) v.
bir şeyin üstüne bir şey uygulamak daub something with something v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek descend upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek descend upon someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne düşmek descend on someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne inmek descend on someone or something v.
(bir şeyin) üstüne düşmek descend on (something) v.
(bir şeyin) üstüne inmek/indirmek descend on (something) v.
(bir şeyin) üstüne çullanmak descend on (something) v.
(bir şeyin) üstüne düşmek descend upon (something) v.
(bir şeyin) üstüne inmek/indirmek descend upon (something) v.
(bir şeyin) üstüne çullanmak descend upon (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak devolve upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne kalmak devolve on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek dote on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek dote over (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sürmek drive at (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne kar yağmak dump on someone/something v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine kazımak engrave (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine oymak engrave (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine kazımak engrave (something) onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne/yüzeyine oymak engrave (something) onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne girmek enter upon (something) v.
(bir şeyin) üstüne gelmek enter upon (something) v.
(bir şeyin) üstüne girmek enter on (something) v.
(bir şeyin) üstüne gelmek enter on (something) v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall back onto someone or something v.
(geriye doğru) birinin/bir şeyin üstüne düşmek fall back on someone or something v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşmek fall onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çullanmak fall onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne hücum etmek fall onto (someone or something) v.
bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak fit something on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak fit something onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne uydurmak/takmak fit something on v.
(bir şeyin) üstüne geçirmek/takmak fit on (something) v.
(bir şeyin) üstüne takmak fix on (something) v.
birinin/bir şeyin üstüne yanmak (ışık) flash on someone or something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne löp diye atmak flop something down on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne şap diye atmak flop something down on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne şak diye atmak flop something down on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne küt diye atmak flop something down on something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne löp diye atmak flop something down onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne şap diye atmak flop something down onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne şak diye atmak flop something down onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne küt diye atmak flop something down onto something v.
bir şeyi bir şeyin üstüne löp diye atmak flop something down v.
bir şeyi bir şeyin üstüne şap diye atmak flop something down v.
bir şeyi bir şeyin üstüne şak diye atmak flop something down v.
bir şeyi bir şeyin üstüne küt diye atmak flop something down v.
(bir şeyin) üstüne kendini atmak/bırakmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne kendini lap diye atmak/bırakmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne yığılmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne cumbadak atlamak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne löp diye atmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne şap diye atmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne şak diye atmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne küt diye atmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne pat diye atmak flop down onto (something) v.
(bir şeyin) üstüne kendini atmak/bırakmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne kendini lap diye atmak/bırakmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne yığılmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne cumbadak atlamak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne löp diye atmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne şap diye atmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne şak diye atmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne küt diye atmak flop down on (something) v.
(bir şeyin) üstüne pat diye atmak flop down on (something) v.
(birinin/bir şeyin) birdenbire üstüne saldırmak fly at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak fly at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne uçmak fly at (someone or something) v.
(birinin üstüne bir şeyin) suçunu atmak frame (someone) for (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne titremek fuss over (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne düşmek get after (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne gitmek get on (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne saldırmak/atlamak go at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne çullanmak go at someone or something v.
(bir şeyin) üstüne çıkmak go beyond (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak grasp at (someone or something) v.
bir şeyi birinin/bir şeyin üstüne asmak hang something over someone or something v.
birinin üstüne bir şeyin suçunu atmak hang something on someone v.
(bir şeyin) üstüne (parasal bir meblağ) katıp şişirmek inflate (something) with (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne (bir şey) çağırmak invoke (something) (up)on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne düşürmek/itmek knock into (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak/saldırmak lash out against (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) aniden üstüne atlamak/saldırmak lash out at (someone or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne atlamak leap at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne zıplamak leap at someone or something v.
(bir şeyin) üstüne tuz biber lid on v.
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne çivilemek nail (something) onto (something else) v.
üstüne (bir şey) çizmek/(bir şeyin) resmini yapmak paint on v.
üstüne (bir şey) çizmek/(bir şeyin) resmini yapmak paint onto v.
başarana kadar (bir şeyin) üstüne gitmek persevere at (something) v.
azimle (bir şeyin) üstüne gitmek persevere at (something) v.
başarana kadar (bir şeyin) üstüne gitmek persevere in (something) v.
azimle (bir şeyin) üstüne gitmek persevere in (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iğnelemek/asmak pin (something) up on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne raptiyeyle asmak/tutturmak pin (something) up on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne iliştirmek pin (something) up on (something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne/yükseğine koymak place (someone or something) above (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne atlamak pounce on (someone or something) v.
(bir şeyi başka bir şeyin) üstüne bastırmak press (something) onto (something else) v.
(birini/bir şeyi bir şeyin) üstüne itmek/yükseltmek push (someone or something) over v.
(birinin/bir şeyin) üstüne/üstünden bastırmak push down on (someone or something) v.
(bir yerden birinin/bir şeyin) üstüne yağmak rain in on (someone or something) v.
(bir şeyin) altını üstüne getirmek rifle through (something) v.
(bir şeyin) altını üstüne getirmek rummage around in (something) v.
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek rummage around in (something) for (something) v.
(bir şey) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek rummage through (something) (for something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek run out at (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek run up on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne koşmak/yürümek rush at (someone or something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak smack (something) down onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak smack (something) down onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak smack (something) down onto (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne çalmak/vurmak smack (something) down on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne fırlatmak smack (something) down on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne şap/şak diye atmak smack (something) down on (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak spatter on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak spatter on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek spit on (someone or something) v.
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak spit on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek spit onto (someone or something) v.
bir şeyi (birinin/bir şeyin) üstüne tükürmek/çıkarmak spit onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak splash on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak splash on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçramak splash onto (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıçratmak splash onto (someone or something) v.
(bir şeyin üstüne bir şey) dikmek, (bir şeyi bir şeyin) üstüne dikmek stitch (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne tutturmak stitch (something) onto (something else) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne saçmak strew (something) on (something) v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne dağıtmak strew (something) on (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak tread on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne basmak tread upon (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) altını üstüne getirmek turn (someone or something) upside down v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak unleash (someone or something) against (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne salmak unleash (someone or something) on (someone or something) v.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne atmak/yıkmak wish (someone or something) off on (someone or something else) v.
(bir şeyi) bulmak için (bir şeyin) altını üstüne getirmek root around in (something) for (something) v.
(bir şeyin) altını üstüne getirmek root around in (something) v.
Phrases
birinin/bir şeyin üstüne doğru eğilmek slant toward someone or something v.
kendi/birinin/bir şeyin riskini önceden üstüne almak suretiyle at risk to yourself/somebody/something v.
(birinin/bir şeyin/kendi) riskini önceden üstüne almak suretiyle at risk to (someone, something, or oneself) expr.
Proverb
bir şeyin problem olacağını düşünüyorsan durduk yere üstüne gitme/onu körükleme don't trouble trouble till trouble troubles you
Colloquial
(birinin/bir şeyin) üstüne saldırma a go (at someone or something) n.
birinin/bir şeyin üstüne çarpı atmak x someone or something out v.
birinin/bir şeyin üstüne listede çarpı atmak x someone or something out v.
birinin/bir şeyin silinmesi/iptal edilmesi/dikkate alınmaması için üstüne çarpı atmak x someone or something out v.
birinin/bir şeyin üstüne varmak keep (going) on at someone or something v.
birinin/bir şeyin üstüne gitmek keep (going) on at someone or something v.
yumuşak/konforlu bir şeyin üstüne yatmış pillowed adj.
(bir şeyin) üstüne çıkamazsın you can't beat (something) expr.
(bir şeyin) üstüne yok you can't beat (something) expr.
Idioms
(bir şeyin) üstüne tuz biber lid on (something) n.
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma salt in the wound n.
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma salt in the wounds n.
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma salt in one's wound n.
zaten kötü olan/giden bir şeyin üstüne tuz biber ekme/olma salt in one's wounds n.
(bir şeyin) üstüne perde çekmek bring down the shutters v.
(bir şeyin) üstüne perde indirmek/kapatmak bring down the shutters v.
(bir şeyin) üstüne perde çekmek put down the shutters v.
(bir şeyin) üstüne perde indirmek/kapatmak put down the shutters v.
kapıyı (bir şeyin) üstüne kapatmak close the door on (something) v.
(bir şeyin) üstüne düşünmek take (something) under consideration v.
bir şeyin üstüne perde çekmek draw a veil over something v.
bir şeyin sorumluluğunu birinin üstüne atmak/yıkmak father something on someone v.
bir şeyin üstüne bir bardak soğuk su içmek kiss something goodbye v.
(birinin/bir şeyin) üstüne sıkıca abanmak have a firm grip on (someone or something) v.
(bir şeyin) üstüne elini koymak get a hand on (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çıkan bir özelliği olmamak have got nothing on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) eleştirel bir şekilde üstüne gitmek do a hatchet job on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne çökmek hang/lie heavy (on somebody/something) v.
bir şeyin sorumluluğu üstüne kalmak fall heir to something v.
bir şeyin ihalesi birinin üstüne kalmak fall heir to something v.
(bir şeyin) üstüne sert bir şekilde düşmek come down hard on (something) v.
(birinin/bir şeyin) üstüne elini koymak put (one's) hands on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak put one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birinin/bir şeyin/bir hayvanın) üstüne elini koymak lay one's hands on (someone, something, or an animal) v.
(birinin) bir şeyin üstüne gitmek put (someone or something) through the ringer v.
birinin/bir şeyin sorumluluğunu üstüne alıp birini rahatlatmak take something/somebody off somebody’s hands v.
bir şeyin mali sorumluluğunu üstlenmek/üstüne almak assume liability for something v.
(bir şeyin üstüne) silah doğrultmak/yöneltmek bring something to bear (on something) v.
dikkati/dikkatleri (birinin/bir şeyin) üstüne çekmek call attention to (someone or something) v.
dikkati/dikkatleri birinin/bir şeyin üstüne çekmek call attention to someone or something v.
(bir şeyin) üstüne sertçe düşmek come down hard on (something) v.
(birinin/bir şeyin) çok üstüne gitmek come down (hard) (on someone or something) v.
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne yöneltmek draw attention to (oneself, someone, or something) v.
dikkatleri/dikkati (kendinin/birinin/bir şeyin) üstüne çekmek draw attention to (oneself, someone, or something) v.
birinin/bir şeyin üstüne titremek make a fuss of somebody/something v.
birinin/bir şeyin üstüne titremek make a fuss over somebody/something v.
bir şeyin altını üstüne getirmek go over something with a fine-tooth comb v.
bir şeyin altını üstüne getirmek go through something with a fine-tooth comb v.
(bir şeyin) üstüne bir bardak soğuk su içmek kiss (something) goodbye v.
(bir şeyin) üstüne bir bardak soğuk su içmek kiss goodbye to (something) v.
bir şeyin üstüne bir bardak soğuk su içmek kiss something good-bye v.
(bir şeyi birinin/bir şeyin) üstüne doğru çekmek/indirmek pull (something) down over (someone or something) v.
(bir şeyin) tam üstüne basmak put (one's) finger on (something) v.
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne atmak put the blame on (someone or something) v.
suçu (birinin/bir şeyin) üstüne yıkmak put the blame on (someone or something) v.
(birinin/bir şeyin) yönetimini/idaresini üstüne almak/üstlenmek take (someone or something) in hand v.
(bir şeyi bir şeyin) üstüne sarmak/dolamak wind (something) on (something) v.
(biri bir şeyin) üstüne çıkamaz (one) can't beat (something) expr.
(bir şeyin) üstüne yok nothing beats (something) expr.
Technical
bir şeyin üstüne akmak superfuse v.
Slang
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
(birinin/bir şeyin) üstüne yapışıp kalmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
(birinin/bir şeyin) üstüne kara bir leke gibi yapışıp kalmak stick (to someone or something) like shit to a shovel v.
bir şeyin üstüne sıçmak do a number on something v.
bir şeyin üstüne pislemek do a number on something v.
bir şeyin üstüne çişini/kakasını yapmak do a number on something v.