Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
History
(birinin) üzerinde
Meanings of
"(birinin) üzerinde"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
Colloquial
1
Colloquial
(birinin) üzerinde
upon (one)
adj.
Idioms
2
Idioms
(birinin) üzerinde
at (one's) door
expr.
Meanings of
"(birinin) üzerinde"
with other terms in English Turkish Dictionary : 117 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
her zaman birinin üzerinde taşınan faydalı bir şey
vade mecum
n.
2
General
birinin üzerinde otoritesini kullanmak
pull rank
v.
3
General
(birinin üzerinde) etki bırakmak
bite
v.
4
General
gözü (birinin) üzerinde
prowling
adj.
Phrasals
5
Phrasals
/birinin veya bir şeyin üzerinde uçmak/uçuşmak
fly around someone or something
v.
6
Phrasals
birinin üzerinde bir şey yazmak
write on someone
v.
7
Phrasals
(helikopter) birinin üzerinde uçmak
hover over someone
v.
8
Phrasals
birinin üzerinde bir kanunu/yasayı uygulamak
enforce something on someone
v.
9
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerinde tepinip bir hale sokmak
trample someone or something to something
v.
10
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde ziyan olmak
waste on (someone or something)
v.
11
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde tepinmek
stamp on (someone or something)
v.
12
Phrasals
birinde/birinin üzerinde test etmek
test out
v.
13
Phrasals
birinin bir şeyin üzerinde kalmasına yardım etmek
keep someone on (something)
v.
14
Phrasals
birinin/bir şeyin üzerinde fazla durmamak
brush over someone or something
v.
15
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde tutturmak
clip something on someone or something
v.
16
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde tutturmak
clip something onto someone or something
v.
17
Phrasals
bir şeyi birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine yoğunlaştırmak
concentrate something on someone or something
v.
18
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde durmak
dwell upon (someone or something)
v.
19
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde kafa patlatmak
dwell upon (someone or something)
v.
20
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde durmak
dwell on (someone or something)
v.
21
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde kafa patlatmak
dwell on (someone or something)
v.
22
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde güçlü bir şekilde parlamak
glare down on (someone or something)
v.
23
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde süzülmek
hover over (someone or something)
v.
24
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde asılı kalmak
hover over (someone or something)
v.
25
Phrasals
(bir şeyi) birinin/bir şeyin üzerinde/üzerine bırakmak
leave (something) on
v.
26
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üst katında/üzerinde yaşamak
live above (someone or something)
v.
27
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üst katında/üzerinde oturmak
live above (someone or something)
v.
28
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde (bir şey) uygulamak
perform (something) on (someone or something)
v.
29
Phrasals
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) üzerinde konumlandırmak
place (someone or something) above (someone or something)
v.
30
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde değerlendirilmek
rate above (someone or something)
v.
31
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde değerlendirmek
rate above (someone or something)
v.
32
Phrasals
birinin üzerinde denemek
run by someone
v.
33
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde yayılmak/üzerini kaplamak
spread over (someone or something)
v.
34
Phrasals
(birinin/bir şeyin) üzerinde tepinmek
stomp on (someone or something)
v.
35
Phrasals
(birinin/bir grubun) üzerinde pek kayda değer bir etki bırakmadan geçip gitmek
wash over (someone or something)
v.
Colloquial
36
Colloquial
(birinin) bir şey üzerinde kurduğu kontrol
one's (own) way (with someone or something)
n.
37
Colloquial
(birinin biri/bir şey) üzerinde kurduğu egemenlik
one's (own) way (with someone or something)
n.
38
Colloquial
(birinin) üzerinde bir şey olmak
have (something) on (one)
v.
39
Colloquial
birinin üzerinde derin duygusal etkisi olmak
do things to somebody
v.
40
Colloquial
(birinin) yolu üzerinde değil
out of (one's) way
expr.
41
Colloquial
bütün gözler (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
42
Colloquial
tüm gözler (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
43
Colloquial
tüm dikkatler (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
44
Colloquial
herkesin gözü/dikkati (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
45
Colloquial
bütün gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
46
Colloquial
tüm gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
47
Colloquial
tüm dikkatler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
48
Colloquial
herkesin gözü/dikkati birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
49
Colloquial
bütün gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
50
Colloquial
tüm gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
51
Colloquial
tüm dikkatler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
52
Colloquial
herkesin gözü/dikkati birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
53
Colloquial
bütün gözler (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
54
Colloquial
tüm gözler (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
55
Colloquial
tüm dikkatler (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
56
Colloquial
herkesin gözü/dikkati (birinin/bir şeyin) üzerinde
all eyes are on (someone or something)
expr.
57
Colloquial
bütün gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
58
Colloquial
tüm gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
59
Colloquial
tüm dikkatler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
60
Colloquial
herkesin gözü/dikkati birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on somebody/something
expr.
61
Colloquial
bütün gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
62
Colloquial
tüm gözler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
63
Colloquial
tüm dikkatler birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
64
Colloquial
herkesin gözü/dikkati birinin/bir şeyin üzerinde
all eyes are on someone/something
expr.
65
Colloquial
üzerinde (birinin) adı yazıyor
it has (one's) name on it
expr.
Idioms
66
Idioms
(birinin) üzerinde kara bir leke
a black mark against (one)
n.
67
Idioms
birinin üzerinde kara bir leke
a black mark against someone
n.
68
Idioms
birinin/bir şeyin üzerinde kara bulutlar dolaşmak
a cloud hangs over somebody/something
n.
69
Idioms
birinin/bir şeyin üzerinde kara bulutlar olmak
a cloud hangs over somebody/something
n.
70
Idioms
(suç) birinin üzerinde olmak
lie at the door of
v.
71
Idioms
birinin üzerinde tam kontrole sahip olmak
turn around one's finger
v.
72
Idioms
(bir şeyin ya da birinin) üzerinde kara bulutlar dolaşmak
a cloud hangs over (someone or something)
v.
73
Idioms
birinin üzerinde (iyi/kötü) bir izlenim bırakmak
leave someone with an impression
v.
74
Idioms
birinin tüm dikkatini üzerinde toplamak
rivet someone's attention
v.
75
Idioms
birinin üzerinde bir etki/iz bırakmak
leave an impression on someone
v.
76
Idioms
birinin üzerinde (iyi/kötü) bir izlenim bırakmak
leave an impression on someone
v.
77
Idioms
birinin üzerinde (iyi/kötü) bir izlenim bırakmak
make an impression on someone
v.
78
Idioms
birinin üzerinde bir etki/iz bırakmak
make an impression on someone
v.
79
Idioms
birinin dikkatini bir şeyin üzerinde sabit tutmak
rivet someone's attention
v.
80
Idioms
birinin üzerinde bir etki/iz bırakmak
leave someone with an impression
v.
81
Idioms
birinin üzerinde etki bırakmak
cast a spell on somebody
v.
82
Idioms
birinin dikkatini bir şeyin üzerinde sabit tutmak
keep someone's attention fixed on something
v.
83
Idioms
(birinin/bir şeyin) üzerinde tamamen hakimiyet kurmak
have (someone or something) by the ears
v.
84
Idioms
(birinin) üzerinde hakimiyet kurmak
get ahold of (one)
v.
85
Idioms
(birinin) üzerinde güç kurmak
get ahold of (one)
v.
86
Idioms
(birinin) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
get (one) on one's feet
v.
87
Idioms
(birinin) ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
put one on one's feet
v.
88
Idioms
(birinin) üzerinde hakimiyet kurmak
grab ahold of (someone)
v.
89
Idioms
(birinin) üzerinde güç kurmak
grab ahold of (someone)
v.
90
Idioms
(birinin) üzerinde hakimiyet kurmak
grab hold of (someone)
v.
91
Idioms
(birinin) üzerinde güç kurmak
grab hold of (someone)
v.
92
Idioms
(birinin biri) üzerinde büyük etki kurmasını sağlamak
give (one) a strong hold on (someone)
v.
93
Idioms
(birinin biri) üzerinde büyük nüfuz sahibi olmasını sağlamak
give (one) a strong hold on (someone)
v.
94
Idioms
(birinin) üzerinde otorite kurmak
have (someone) under (one's) thumb
v.
95
Idioms
(birinin) eski hatalarını/davranışlarını kullanarak üzerinde baskı kurmak
have a hold over (someone)
v.
96
Idioms
(birinin) yapabileceğinin biraz üzerinde olmak
be a huckleberry over (one's) persimmon
v.
97
Idioms
gözünü (birinin/bir şeyin) üzerinde tutmak
keep sight of (someone or something)
v.
98
Idioms
gözünü birinin/bir şeyin üzerinde tutmak
keep somebody/something in sight
v.
99
Idioms
(birinin) üzerinde hakimiyet kurmak
put the boot to (one)
v.
100
Idioms
gözü (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
have (got) an eye on (someone or something)
v.
101
Idioms
gözü (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
have (got) (one's) eye on (someone or something)
v.
102
Idioms
bir gözü (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
keep an eye out for (someone or something)
v.
103
Idioms
bir gözü (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
keep an eye peeled (for something or someone)
v.
104
Idioms
gözü birinin/bir şeyin üzerinde olmak
keep an eye on somebody/something
v.
105
Idioms
gözü birinin/bir şeyin üzerinde olmak
keep your eye on somebody/something
v.
106
Idioms
gözünü birinin/bir şeyin üzerinde tutmak
keep sight of somebody/something
v.
107
Idioms
gözünü birinin/bir şeyin üzerinde tutmak
keep somebody/something in sight
v.
108
Idioms
(birinin/bir şeyin) üzerinde iz bırakmak
leave (one's or its) mark on (someone or something)
v.
109
Idioms
(birinin/bir şeyin) üzerinde kalıcı iz bırakmak
leave (one's or its) mark on (someone or something)
v.
110
Idioms
gözü sürekli (birinin/bir şeyin) üzerinde olmak
not take (one's) eyes off (someone or something)
v.
111
Idioms
birinin ayakları üzerinde durmasına yardım etmek
set one on feet
v.
112
Idioms
(birinin) nüfuzunun üzerinde
above (one's) pay grade
adj.
113
Idioms
(birinin/bir şeyin) üzerinde/üzerine
on top of (someone or something)
expr.
Slang
114
Slang
birinin üzerinde taşıdığı uyuşturucu
carry
n.
115
Slang
(birinin/bir şeyin) üzerinde durmamak
sleep on (someone or something)
v.
116
Slang
(birinin) üzerinde hakimiyet kurmak
kick ass on (one)
v.
117
Slang
birinin üzerinde baskı kurmak/kurmaya çalışmak
kick-ass on someone
v.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of (birinin) üzerinde
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy