carry - Turkish English Dictionary
History

carry

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "carry" in Turkish English Dictionary : 90 result(s)

English Turkish
Common Usage
carry v. taşımak
General
carry n. taşıma
carry n. menzil
carry v. satışa sunmak
carry v. başarmak
carry v. çekmek
carry v. sağlamak
carry v. nakletmek
carry v. kaçırmak
carry v. geçirmek
carry v. bulundurmak
carry v. büyülemek
carry v. tamamlamak
carry v. elde etmek
carry v. sürüklemek
carry v. taşıyıcılık yapmak
carry v. yayımlamak
carry v. üzerinde taşımak
carry v. stokunda bulundurmak
carry v. yayımlamak (gazete/tv/radyo)
carry v. götürmek
carry v. üzerinde bulundurmak
carry v. başarı kazanmak
carry v. getirmek
carry v. sesi uzaklardan duyulabilmek
carry v. kaldırmak
carry v. getirip götürmek
carry v. taşımak
carry v. (toplama ve çarpmada sayıyı sonuncu basamağa) geçirmek
carry v. sürdürmek
carry v. iletmek
carry v. yanında taşımak
carry v. eşlik etmek
carry v. hamile olmak
carry v. borç hesabında yer almak
carry v. telafi etmek
carry v. kabul edilmek
carry v. onaylamak
carry v. içermek
carry v. ihtiva etmek
carry v. ele geçirmek
carry v. aktarmak
carry v. devretmek
carry v. tavır takınmak
carry v. (sorumluluk) taşımak
carry v. (sorumluluğu) üstlenmek
carry v. beslemek (kin/nefret)
carry v. doyurmak
carry v. içermek
carry v. ile sonuçlanmak
carry v. ulaşmak
carry v. ulaştırmak
carry v. desteğini kazanmak
carry v. dayanmak (içkiye)
carry v. tahammül etmek (olumsuz bir etkiye)
carry v. (başarı, süreklilik vb.) tek başına sırtlanmak
carry v. (yaşını) göstermek
Trade/Economic
carry v. kamusal kullanıma sunmak
carry v. satmak
carry v. sevk etmek
carry v. satışa arz etmek
Politics
carry v. önergenin vs. geçişini güvence altına almak
carry v. seçim kazanmak
carry v. oy çokluğunu elde etmek
Technical
carry n. elde sayısı
carry n. menzil
carry n. taşıma
carry v. ağırlığını çekmek
carry v. taşımak
carry v. üstlenmek
carry v. -e erişmek
carry expr. elde
Transportation
carry n. bir su taşıtının karadan taşınması
carry n. bir su taşıtının karadan taşınırken izlediği yol
Marine
carry v. (direk veya yelkenle) donatılmış olmak
Math
carry v. toplama ve çarpma işlemlerinde sayıyı sonraki basamağa geçirmek
Biology
carry v. genotipinde bulundurmak
carry v. (gene) sahip olmak
Agriculture
carry v. (ürünün yetişmesine) elverişli olmak
Hunting
carry v. (av köpeği) iz sürmek
carry v. doğru iz üzerinde olmak
Sport
carry n. top taşıma
carry n. golfte topun kat ettiği mesafe
carry n. golfte topun vurulmadan önceki gidişi
carry v. basketbolda topu kurallara aykırı olarak avuçta taşımak
carry v. topu veya diski sürmek
Slang
carry n. birinin üzerinde taşıdığı uyuşturucu
carry n. birinin üstünden çıkan uyuşturucu
carry n. birinin üstünde ele geçirilen/yakalanan uyuşturucu
carry v. üzerinde uyuşturucu taşımak

Meanings of "carry" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
Common Usage
carry out v. yerine getirmek
carry out v. uygulamak
carry out v. yürütmek
General
carry flag n. elde göstergesi
carry cot n. portatif karyola
carry cot n. bebek taşıma çantası
carry cot n. bebek taşıyıcısı
fireman's carry n. itfaiyeci kaldırışı
carry-on baggage n. el bagajı
carry permit n. silah taşıma ruhsatı
carry-forward n. sonraki yıla/döneme aktarılan şey
carry-forward n. devredilen şey
carry-on [brit] n. uygunsuz davranış
carry-on [brit] n. aptalca davranış
carry-on [brit] n. sıradışı davranış
carry-on [brit] n. ahlaksız davranış
carry-over n. bir durumdan öğrenilen becerinin ona benzer başka bir durumda kullanılması
carry bag n. alışveriş çantası
carry-out n. yolluk
carry-out n. restorandan alınan paket yiyecek
carry-out n. paket servis yapan restoran
carry-out n. eve götürülmek üzere bardan alınan içki
carry-out [scotland] n. paket servis
fireman's carry n. itfaiyeci taşıma yöntemi
fireman's carry n. omuzda taşıma
fireman's carry n. itfaiyeci yöntemi
carry on v. düşüp kalkmak
carry things too far v. abartmak
carry through v. yerine getirmek
carry off v. öldürmek
carry over v. devam etmek
carry out v. tamamlamak
carry on v. devam ettirmek
carry out v. dışarıya taşımak
carry off v. hakkından gelmek
carry with it v. beraberinde getirmek
carry on with v. düşüp kalkmak
carry out a biopsy v. parça almak
carry on with v. devam etmek
carry forward v. nakletmek
carry on with v. oynaşmak
carry on v. sürdürmek
carry away v. heyecanlandırmak
carry off v. kapmak
carry on v. sızlanıp durmak
carry out v. yürütmek
carry on v. peşini bırakmamak
carry on with v. ile ilişkisi olmak
carry forward v. ilerletmek
carry out operations v. işlemleri yürütmek
carry something through v. gerçekten yapmak
carry out v. gerçekleştirmek
carry on with v. kırıştırmak
carry to excess v. ifrata vardırmak
carry through v. bitirmek
carry through v. gerçekleştirmek
carry tales v. dedikodu yapmak
be unable to carry through v. altından kalkamamak
carry on v. kızgınlıktan bağırıp çağırmak
carry out v. misilleme yapmak
carry out v. başarmak
carry one through v. bir şey birini başarılı bir sonuca ulaştırmak
carry too far v. ileri götürmek
carry out a biopsy v. biyopsi yapmak
carry away v. götürmek
carry through v. başarmak
carry weight with v. önemi olmak
carry on v. oynaşmak
carry on with v. gayrimeşru bir ilişki içinde olmak
carry away v. aparmak
carry off v. başarmak
carry off v. kolayca yapmak
carry one's point v. amacına ulaşmak
carry off v. kazanmak
carry to excess v. abartmak
carry away the bell v. yenmek
carry out v. uygulamak
carry on v. kırıştırmak
carry on v. aşırı bir şekilde davranmak
carry off v. iletmek
carry out a search v. arama yapmak
carry with it v. yol açmak
carry out v. tatbik etmek
carry away v. taşımak
carry one through v. bir şey birini ayakta tutmak
carry away v. ayartmak
carry on with v. aşna fişne olmak
carry over v. gelmek
carry out v. infaz etmek
carry weight with v. etkisi olmak
carry away v. sürüklemek
carry forward v. devam etmek
carry away v. alıp götürmek
carry something through v. bir şeyi yerine getirmek
carry something out v. yürütmek
carry away v. coşturmak
carry on v. şamata etmek
carry out v. gerçekten yapmak
carry a grudge against v. kin beslemek
carry on v. işi sürdürmek
carry out v. çevirmek
carry the day v. üstün gelmek
carry on v. ilişkisi olmak
carry on v. devam etmek
carry on v. korte etmek
carry out v. bitirmek
carry off v. ödül kazanmak
carry the day v. kazanmak
carry on with v. korte etmek
carry away the bell v. kazanmak
carry one's point v. istediğini elde etmek
carry on with success v. başarı ile sürdürmek
carry on with v. ilişkisi olmak
carry a message v. haber taşımak
carry into effect v. uygulamaya koymak
carry authority v. yetki sahibi olmak
carry over v. nakletmek
carry an election v. seçim kazanmak
carry out a raid v. baskın düzenlemek
carry out the evaluation v. değerlendirme yapmak
carry out investigation v. soruşturma yürütmek
carry out the orders v. emirleri yerine getirmek
carry on the path of v. yola devam etmek
carry out trade activities v. ticari faaliyette bulunmak
speak softly but carry a big stick v. aba altından değnek sopa göstermek
carry out a ruse v. dolap çevirmek
carry out (a task) v. yerine getirmek
carry over v. taşımak
carry on a work or a study v. çalışmada bulunmak
carry on a work or a study v. çalışma yürütmek
carry out a work or a study v. çalışmada bulunmak
carry on a work v. çalışma sürdürmek
carry on works or studies v. çalışmalar yapmak
carry on a study v. çalışma sürdürmek
carry out a work or a study v. çalışma yürütmek
carry out works or studies v. çalışmalar yapmak
carry value v. değer taşımak
carry meaning v. anlam taşımak
carry a meaning v. anlam taşımak
carry cargo v. yük taşımak
carry load v. yük taşımak
carry on successfully v. başarı ile sürdürmek
carry the disease v. hastalık taşımak
carry something in sack v. çuvallarda taşımak
carry cargo v. kargo taşımak
carry out v. hayata geçirmek
carry out a duty v. görev gerçekleştirmek
carry on the tradition v. geleneği sürdürmek
carry out a duty v. görev yapmak
carry out evaluations v. değerlendirmelerde bulunmak
carry the same meaning v. aynı anlamı taşımak
carry out an analysis v. analiz yapmak
carry out a project v. proje yürütmek
carry out an operation v. ameliyat uygulamak
carry a torch v. birisine aşırı bağlılık göstermek
carry out a poll v. anket uygulamak
carry a torch v. gönülden bağlı olmak
carry out a poll v. anket yapmak
carry out an inspection v. denetim yapmak
carry out an inspection v. denetim uygulamak
carry out an experiment v. deney yapmak
carry gun v. silah taşımak
carry out measurement v. ölçüm yapmak
carry into effect v. gerçekleştirmek
carry into effect v. hayata geçirmek
carry out an attack v. saldırı gerçekleştirmek
carry out an attack v. saldırıda bulunmak
carry out an attack v. saldırı yapmak
carry out v. icra etmek
carry out an operation v. operasyon düzenlemek
carry out an activity v. faaliyet yürütmek
carry out an operation v. operasyon yürütmek
carry out an operation v. operasyon gerçekleştirmek
carry out an assault v. operasyon gerçekleştirmek
carry out a policy v. politika izlemek
carry out an assault v. operasyon yürütmek
carry out sentence v. ceza uygulamak
carry out massacre v. soykırım yapmak
carry out genocide v. soykırım yapmak
carry out lobbying activities v. lobi faaliyeti yürütmek
carry on a task v. görev yürütmek
carry out negotiations v. görüşmelerde bulunmak
carry a penalty of … imprisonment v. hapis cezasına çarptırmak
carry out instruction v. talimat yerine getirmek
carry a gun v. silah taşımak
carry out valuation v. değerleme yapmak
carry out v. gerçeğe dönüştürmek
carry a step further v. bir adım ileriye taşımak
carry a step forward v. bir adım ileriye taşımak
carry the traces of v. izlerini taşımak
carry to success v. başarıya taşımak
carry a torch for v. karşılık görmeksizin sevmek
carry out massacre v. katliam işlemek
carry on the spirit v. ruhunu yaşatmak
carry off v. alıp götürmek
carry through v. tamamlamak
carry off v. kolayca ve başarılı bir biçimde yapmak
carry on v. yürütmek
carry out a project v. proje gerçekleştirmek
carry out a project v. projeyi yürütmek
carry out an interview v. mülakat gerçekleştirmek
carry on v. yapmak
carry along v. sürekli desteklemek
carry on v. varlığını sürdürmek
carry along v. aynı görüşü paylaşmak
carry on v. sürmek
carry conviction v. inandırıcı olmak
carry out v. ifa etmek
carry conviction v. inandırıcı gelmek
carry conviction v. doğruluğuna inandırmak
back carry v. sırtta taşımak
carry out a procedure v. işlemi gerçekleştirmek
carry out partially v. kısmen gerçekleştirmek
carry out partly v. kısmen gerçekleştirmek
carry out a policy v. siyaset gütmek
carry out a policy v. politika gütmek
carry out cooperation v. işbirliği yürütmek
carry off v. ölüme neden olmak
carry off v. ölüme sebebiyet vermek
carry on a business v. faaliyet göstermek
carry out an inspection v. teftiş yapmak
carry out in cooperation v. bir arada yürütmek
carry out collectively v. bir arada yürütmek
carry on one's works v. çalışmalarını sürdürmek
carry on one's studies v. çalışmalarını sürdürmek
carry all kinds of germs v. her türlü mikrobu taşımak
carry germ v. mikrop taşımak
carry into future v. geleceğe taşımak
carry out a policy v. politika uygulamak
carry on the activities v. faaliyetlerini sürdürmek
carry on the activity v. faaliyet sürdürmek
carry on the activities v. faaliyetleri sürdürmek
carry out a transaction v. işlemi gerçekleştirmek
carry out a transaction v. işlem gerçekleştirmek
carry out together v. ortak yürütmek
carry out jointly v. ortak yürütmek
carry on/continue one's operations v. operasyonlarını sürdürmek
carry virus v. virüs taşımak
carry heavy loads v. ağır yükler taşımak
put/bring/carry something into effect v. (bir şeyi) kuvveden fiile çıkarmak
carry gun on plane v. uçakta silah taşımak
carry a pocket watch v. cep saati taşımak
carry a lot of cash v. yüklü miktarda nakit para taşımak
carry on a tradition v. bir geleneği sürdürmek
carry to term v. (hamileliği) sonuna kadar götürmek
carry out a fire drill v. yangın tatbikatı yapmak
carry one step further v. ileri taşımak
carry onward v. ileri taşımak
carry out research v. araştırma yürütmek
carry out (his/her) duty v. görevini yürütmek
carry/move furniture v. eşya taşımak
carry out a project v. projeye imza atmak
carry out an activity v. faaliyet gerçekleştirmek
carry heavy things v. ağır şeyler taşımak
carry heavy things v. ağır şeyler kaldırmak
carry away an impression v. aklında bir izlenim kalmak
carry a disease v. hastalık taşımak
carry out the manoeuvre v. manevra yapmak
carry weight v. bir dereceye kadar etkili olmak
carry weight v. bir dereceye kadar sözünü geçirmek
carry on business v. iş yapmak
carry arms v. askerlik yapmak
carry a gun v. silahlı olmak
easy to carry adj. kolay taşınır
easy to carry adj. kolay taşınabilir
carry-out adj. paket ürün
carry-out adj. restorandan alınıp eve götürülen yemek
Phrasals
carry off v. bulunduğu yerden çıkmak
carry off v. zihinsel veya duygusal bir durumdan başka bir duruma geçmek
carry on v. meşgul olmak
carry on v. telaş veya kargaşaya neden olmak
carry on v. coşkusunu göstermek
carry on v. uygunsuz davranmak
carry through v. sürmek
carry through v. sürdürmek
carry through v. devam etmek
carry through v. katlanmak
carry through v. emniyete almak
carry through v. güvenli bölgeye taşımak
carry away v. cezbetmek
carry off v. uzağa defetmek
carry on v. işletmek
carry out v. sürdürmek
carry through v. dayanmak
carry up v. yukarı doğru taşımak
carry away v. aldatmak
carry out v. işletmek
carry off v. ölümüne neden olmak
carry on v. saçma sapan davranmak
carry up v. yükseltmek
carry out v. başarıya ulaştırmak
carry on v. engellere rağmen devam etmek
carry up v. inşa etmek
carry off v. kabul edilir kılmak
carry away v. kandırmak
carry on v. yelkeni mümkün olan en fazla derecede açmak
carry off v. cesurca dayanmak
carry out v. nihayete erdirmek
carry away v. ölümüne sebep olmak
carry away v. mahvetmek
carry away v. harap etmek
carry away v. aklını ve mantığını ele geçirmek
carry away v. harap olmak
carry (someone or something) about v. beraberinde taşımak
carry someone or something about v. beraberinde taşımak
carry around v. beraberinde taşımak
carry around v. hatırasını taşımak
carry around v. kendini hep suçlu hissetmek
carry someone around (with oneself) v. kucağında/sırtında taşımak
carry someone around (with oneself) v. hatırasını taşımak
carry something around (with one) v. beraberinde taşımak
carry (someone or something) about v. yanında taşımak
carry someone or something about v. yanında taşımak
carry around v. yanında taşımak
carry around v. varlığını hissetmek
carry around v. hep (belli bir duyguyu) hissetmek
carry someone around (with oneself) v. beraberinde taşımak
carry someone around (with oneself) v. varlığını hissetmek
carry something around (with one) v. yanında taşımak
carry (someone or something) about v. kucağında taşımak
carry someone or something about v. kucağında taşımak
carry around v. kucağında taşımak
carry around v. yanında bulundurmak
carry around v. omuzlarında bir yük gibi hissetmek
carry something around (with one) v. yanında bulundurmak
carry around v. oraya buraya taşımak
carry around v. her yere taşımak
carry (someone or something) about v. her yere yanında taşımak
carry (someone or something) about v. her yere kucağında taşımak
carry (someone or something) about v. her zaman yanında bulundurmak
carry (someone or something) about v. her yere yanında gezdirmek
carry someone or something about v. her yere yanında taşımak
carry someone or something about v. her yere kucağında taşımak
carry someone or something about v. her zaman yanında bulundurmak
carry someone or something about v. her yere yanında gezdirmek
carry someone or something around v. her yere yanında taşımak
carry someone or something around v. her yere kucağında taşımak
carry someone or something around v. her zaman yanında bulundurmak
carry someone or something around v. her yere yanında gezdirmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. büyülemek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. etkisi altına almak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. kendinden geçirmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. oyunun içine çekmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. beraberinde alıp götürmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. beraberinde sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. her zaman yanında bulundurmak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. her yere yanında taşımak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. alıp götürmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. sürüklemek
carry around v. her yere yanında taşımak
carry around v. her yere kucağında taşımak
carry around v. her yere yanında gezdirmek
carry around v. her yere kucağında gezdirmek
carry around v. her zaman yanında bulundurmak
carry around v. her yere yanında taşımak
carry around v. her zaman aklında bulunmak
carry around v. her zaman aklına gelmek
carry around v. hiç unutamamak
carry around v. sanki hep yanında olmak
carry around v. bir duygudan kurtulamamak
carry around v. vicdan azabı çekmek
carry around v. vicdan azabından kurtulamamak
carry around v. pişmanlık duymak
carry someone around (with oneself) v. her yere yanında taşımak
carry someone around (with oneself) v. her yere kucağında taşımak
carry someone around (with oneself) v. her yere yanında gezdirmek
carry someone around (with oneself) v. her yere kucağında gezdirmek
carry someone around v. her zaman aklında bulunmak
carry someone around v. her zaman aklına gelmek
carry someone around v. hiç unutamamak
carry someone around v. sanki hep yanında olmak
carry away v. kendinden geçirmek
carry away v. beni benden almak
carry away v. heyecanlandırmak
carry away v. tutkuyla anlatmak/yapmak
carry away v. çalmak
carry away v. alıp götürmek
carry away v. kaçırmak
carry away v. (çöp) toplamak
carry away v. alıp götürmek
carry away v. sürüklemek
carry someone or something away v. çalmak
carry someone or something away v. alıp götürmek
carry someone or something away v. kaçırmak
carry away v. kendinden geçirmek
carry away v. heyecanlandırmak
carry away v. tutkuyla anlatmak/yapmak
carry away v. aşırıya kaçmak
carry in (some place) v. (bir yere) taşımak
carry in (some place) v. (kapalı bir yere) götürmek
carry in (some place) v. (bir şeyin içine) koymak
carry into (some place) v. (bir yere) taşımak
carry into (some place) v. (kapalı bir yere) götürmek
carry into (some place) v. (bir şeyin içine) koymak
carry someone or something into some place v. (bir yere) taşımak
carry someone or something into some place v. (kapalı bir yere) götürmek
carry someone or something into some place v. (bir şeyin içine) koymak
carry someone or something in v. (bir yere) taşımak
carry someone or something in v. (kapalı bir yere) götürmek
carry someone or something in v. (bir şeyin içine) koymak
carry (someone or something) over to (some place) v. (bir yere kadar) taşımak
carry (someone or something) over to (some place) v. (bir şeyin yanına) götürmek
carry (someone or something) over to (some place) v. (bir şeyin önüne/üstüne) götürüp koymak
carry (someone or something) about v. oradan oraya taşımak
carry someone or something about v. oradan oraya taşımak
carry someone or something around v. oradan oraya taşımak
carry something on v. araca koymak/yerleştirmek
carry something onto something v. araca koymak/yerleştirmek
carry away v. başını döndürmek
carry someone in v. birini bir yere taşımak
carry someone somewhere v. birini bir yere götürmek
carry something with v. beraberinde taşımak
carry through v. başarmak
carry someone into some place v. birini bir yere taşımak
carry someone somewhere v. birine bir yere kadar eşlik etmek
carry up into v. bir şeyin içine karışmak
carry something with one v. beraberinde taşımak
carry away v. coşturmak
carry away v. çekip sürüklemek
carry away v. heyecanlandırmak
carry someone back to some time v. geçmişte bir zamana götürmek
carry something back v. geri götürmek
carry someone back to some time v. geçmişe götürmek
carry out v. sonuca ulaştırmak
cannot carry on without someone or something v. (birisi veya bir şey) olmadan yapamamak
carry through v. üstesinden gelmek
carry something down v. (raftan/çatı katıdan vb) aşağıya indirmek
carry something with one v. yanında taşımak
carry through v. yüreklendirerek desteklemek
carry something with v. yanında taşımak
carry something over from something v. (eşyaları vb) (uzak bir yerden) getirmek
carry something along with someone v. (bir şeyi) yanında getirmek
carry someone around with oneself v. (bir kimseyi/bebek vb) beraberinde taşımak
carry something around with one v. (bir şeyi) beraberinde/yanında taşımak
carry (something) to extremes v. tadını kaçırmak
carry (something) to extremes v. abartmak
carry (something) to extremes v. suyunu çıkarmak
carry (one) back v. (birini) geçmişe götürmek
carry (one) back v. (birine) eski bir zamanı hatırlatmak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. bir şeyi yanında taşımak
carry someone along (with something) v. (bir şeyin peşi sıra) gitmek
carry someone along v. birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek
carry something along (with someone) v. bir şeyi yanında taşımak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. alıp götürmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. bir şeyi sürekli üstünde taşımak
carry someone along (with something) v. (bir şey ile) sürüklenmek
carry someone along v. alıp götürmek
carry something along (with someone) v. bir şeyi sürekli üstünde taşımak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. büyülemek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. yanından ayırmamak
carry someone along (with something) v. (bir şeyi) beraberinde taşımak
carry someone along v. büyülemek
carry something along (with someone) v. yanından ayırmamak
carry (someone or something) along with (someone or something) v. cezbetmek
carry someone along v. cezbetmek
carry (someone or something) along with (someone or something) v. ayartmak
carry someone along v. ayartmak
carry someone along (with something) v. birini (bir şeyle) sürüklemek
carry someone along (with something) v. birini (bir şeyle) alıp götürmek
carry someone along (with something) v. birini beraberinde sürüklemek/alıp götürmek
carry someone or something over from something v. birini/bir şeyi uzak bir yerden getirmek
carry someone or something over from something v. birini/bir şeyi bir yerden nakletmek
carry someone or something over from something v. birini/bir şeyi uzak bir yerden taşımak
carry someone or something over to something v. birini/bir şeyi alıp bir yere götürmek
carry someone or something over to something v. birini/bir şeyi kaldırıp bir yere götürmek
carry (something) with (one) v. (bir şeyi) aklının bir köşesinde tutmak
carry (something) with (one) v. (bir şeyi) hiç unutmamak
carry (something) with (one) v. bir his, düşünce her zaman biriyle olmak
carry (something) with (one) v. (bir şeyi) içinde/ruhunda taşımak
carry about v. beraberinde taşımak
carry about v. yanında taşımak
carry about v. kucağında taşımak
carry about v. yanında gezdirmek
carry someone away v. birini kendinden geçirmek
carry someone away v. birini alıp götürmek
carry someone away v. birini coşturmak
carry someone away v. birinin başını döndürmek
carry down v. aşağı taşımak
carry something forward v. bir şeyi bir sütundan/kategoriden diğerine taşımak
carry off v. çalmak
carry off v. yürütmek
carry off v. sürüklemek
carry off v. uzağa götürmek
carry someone or something off v. (birini/bir şeyi) alıp götürmek
carry someone or something off v. (birini/bir şeyi) kaçırmak
carry something off v. bir şeyi alıp götürmek
carry something off v. bir şeyi çalmak
carry something off v. bir şeyi yürütmek
carry something off v. bir şeyi başarıyla yürütmek
carry something off v. bir şeyin başarıyla üstesinden gelmek
carry on v. kudurmak
carry on v. bağırıp çağırmak
carry on v. taşkınlık yapmak
carry on v. gürültü patırtı etmek
carry on v. flört etmek
carry on v. kırıştırmak
carry on v. kur yapmak
carry on with (someone) v. (biriyle) kudurmak
carry on with (someone) v. (biriyle) gürültü patırtı etmek