açık alan - Turkish English Dictionary
History

açık alan



Meanings of "açık alan" in English Turkish Dictionary : 17 result(s)

Turkish English
General
açık alan open area n.
açık alan opening n.
açık alan range n.
açık alan agora n.
açık alan concourse n.
açık alan open field n.
açık alan open-air space n.
açık alan open space n.
açık alan lung [uk] n.
Technical
açık alan open land n.
açık alan open area n.
açık alan outdoor adj.
Construction
açık alan open space n.
açık alan open space n.
Railway
açık alan open area n.
Marine
açık alan open yard n.
Environment
açık alan open space n.

Meanings of "açık alan" with other terms in English Turkish Dictionary : 53 result(s)

Turkish English
General
orman içindeki açık alan glade n.
halka açık alan open public space n.
ormanda açık alan clearing n.
(orman) açık alan clearing n.
halka açık alan common n.
üstü açık alan open air area n.
üstü açık alan outdoor area n.
geniş açık alan wide open space n.
kontrast oluşturan açık renkli veya parlak alan highlight n.
ciltte veya saçta açık renk barındıran alan highlighting n.
yahudi mabedinin etrafındaki açık alan court n.
(dini veya siyasi bir konuyu ele alan) tartışmaya açık yazı pamphlet n.
manastırda yer alan açık alan paradise n.
kilise yanında bulunan açık alan paradise n.
tarihi bir olayı konu alan açık hava oyunu pageant n.
hayvan otlatmaya veya ekip biçmeye elverişli olan açık alan park [dialect] n.
orman içindeki açık alan slade [dialect] n.
ağaçlı yamaçlar arasında uzanan açık alan slade n.
(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü spread eagle n.
(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü spread-eagle n.
(dini veya siyasi bir konuyu ele alan) tartışmaya açık yazı pamph. (pamphlet) abrev.
Colloquial
halka açık forumlarda samimiymiş gibi görünüp bir ürünü destekleyerek ve tanıtarak ürün hakkında ses getirmeye çalışan, ama aslında hizmetleri karşılığında para alan gizli reklamcı shill n.
Trade/Economic
çok sayıda dükkanın bulunduğu açık alan retail park expr.
Law
açık ve görülebilir alan doktrini plain view doctrine n.
(ingiltere ve galler) halka açık kırsal alan access land n.
Tourism
otel vb bir yapıda ortası açık merkezi alan atrium n.
Technical
açık alan testi open field test n.
açık alan vinci yard crane n.
malzeme depolamak için kullanılan açık alan hardstand n.
cevherin pişirildiği açık alan stall n.
Telecom
kamuya açık alan public domain n.
Architecture
binalarda tren istasyonu vb. olarak kullanılan büyük ve açık merkezi alan nave n.
antik roma evlerinin merkezindeki açık alan atrium n.
evleri surlardan ayıran açık alan esplanade n.
kiliseye ait açık alan paradise n.
Construction
bir yapının içinde kalan etrafı çevrili açık alan yard n.
binayı nemden koruması için temelin dışında bırakılan küçük açık alan dry area n.
Aeronautic
havaalanlarında insanların yollarına devam etmeden önce bir süre beklemelerine uygun açık alan concourse n.
Marine
açık bir teknede kıç taraftaki alan stern sheets n.
Psychology
açık alan düşkünlüğü agoramania n.
açık alan korkusu aeroacrophobia n.
Optics
gözle açık ve net olarak görülebilen alan focus n.
Forestry
ormanda açık alan clearance n.
Social Sciences
maori kabilelerinin veya ailelerinin kültürel ve kutsal toplanma mekanlarının önünde yer alan, misafirlerin resmi kabullerinin ve diğer resmi faaliyetlerin yapıldığı açık alan marae n.
Environment
mahalle içi açık alan open space in a block n.
Geography
tropikal yaylalardaki açık ormanlık alan orchard bush [uk] n.
Art
açık ile koyu arasında yer alan ara ton demitint n.
açık ile koyu arasında yer alan ara ton half tint n.
en açık tonlu alan highlight n.
Cinema
bir insanın adım atabileceği ya da yürüyebileceği açık alan step-through n.
Archaic
orman içindeki açık alan laund n.
açık çimenlik alan lawnd n.
açık ile koyu arasında yer alan ara ton mezzotint n.