aşkın - Turkish English Dictionary
History

aşkın



Meanings of "aşkın" in English Turkish Dictionary : 14 result(s)

Turkish English
Common Usage
aşkın over prep.
General
aşkın transcendent adj.
aşkın excessive adj.
aşkın exceeding adj.
aşkın transcendental adj.
aşkın transcendant adj.
aşkın transcendent adj.
aşkın overdue adj.
aşkın beyond prep.
aşkın above prep.
aşkın beyond prep.
aşkın ower [geordie] prep.
Idioms
aşkın a (damn) sight too (something) adv.
Math
aşkın transcendental adj.

Meanings of "aşkın" with other terms in English Turkish Dictionary : 113 result(s)

Turkish English
General
aşkın üçgen kuramı triangular theory of love n.
aşkın ritmi rhythm of love n.
aşkın gözyaşları tears of love n.
aşkın temsil overrepresentation n.
aşkın anavatanı motherland of love n.
aşkın ispatı olarak giyilen şey love favor n.
işi başından aşkın olmak have one's hands full v.
aşkın içine düşmek fall in love v.
aşkın gösterilen transcendental signified adj.
başından aşkın overwhelming adj.
aşkın belirtisi olan amative adj.
aşkın belirtisi olan amatory adj.
aşkın belirtisi olan amatorial adj.
aşkın belirtisi olan amatorian [obsolete] adj.
aşkın belirtisi olan amatorious [obsolete] adj.
işi başından aşkın overburdened adj.
işi başından aşkın rushed adj.
başından aşkın bir şekilde overwhelmedly adv.
Phrasals
işi başından aşkın olmak drown in (something) v.
Proverb
aşkın gözü kördür love is blind
gerçek aşkın yolu engebelidir course of true love never did run smooth
gerçek aşkın yolu inişli çıkışlıdır the course of true love never ran smoothly
gerçek aşkın yolu inişli çıkışlıdır course of true love never did run smooth
hiçbir şey aşkın karşısında duramaz love conquers all
Colloquial
aşkın meyvesi fruit of the union n.
aşkın ürünü fruit of the union n.
işi başından aşkın hard at adj.
aşkın gözü kördür love is blind expr.
yılın yarısını aşkın bir kısmı for the better part of the year expr.
Idioms
işi başından aşkın olmak have one's handful v.
işi başından aşkın olmak be hard at it v.
işi başından aşkın olmak have a lot on one's plate v.
işi başından aşkın olmak be on the trot v.
işi başından aşkın olmak have one's hands full v.
işi başından aşkın olmak be up to the elbows v.
karşılıksız aşkın ıstırabını çekmek wear the green willow v.
(bir şey) başından aşkın/aşmış olmak have (something) up the yin-yang v.
işi başından aşkın olmak be rushed off (one's) feet v.
(bir şey, iş) başından aşkın olmak be snowed under (with something) v.
işi başından aşkın olmak be rushed off your feet v.
işi başından aşkın olmak get rushed off your feet v.
işi başından aşkın olmak run off your feet v.
işi/derdi başından aşkın olmak have enough on (one's) plate v.
işi/derdi başından aşkın olmak have enough on your plate v.
işi/derdi başından aşkın olmak have a lot on your plate v.
işi başından aşkın olmak have hands full v.
birinin işi başından aşkın olmak have one's work cut out for one v.
işi başından aşkın olmak have work cut out for v.
işi başından aşkın olmak have your hands full v.
işi başından aşkın olmak have your work cut out v.
işi başından aşkın olmak have your work cut out for you v.
işi başından aşkın olmak have your work cut out (to do something/doing something) v.
karşılıksız aşkın ıstırabını çekmek wear the willow v.
işi başından aşkın olmak spread oneself thin v.
işi başından aşkın swamped adj.
işim başımdan aşkın I've only got one pair of hands expr.
işim başımdan aşkın I’ve only got one pair of hands expr.
işi başından aşkın up to the eyes in work expr.
işi başından aşkın up to the elbows expr.
(birinin) işi başından aşkın (one's) hands are full expr.
birinin işi başından aşkın one's work is cut out for one expr.
işim başımdan aşkın I have only got one pair of hands expr.
(işi) başından aşkın/başından aşmış in up to (one's) ears expr.
aşkın gözü kördür love sees no faults expr.
başından aşkın/aşmış up the yin-yang expr.
Speaking
aşkın ne demek olduğunu bilmiyorsun bile you don't even know what love means expr.
aşkın ne kadar derin? how deep is your love? expr.
bugün işim başımdan aşkın I'm swamped today expr.
işim başımdan aşkın I am overbusy expr.
işin başından aşkın you've got your hands full expr.
işim başımdan aşkın I am too busy expr.
Trade/Economic
aşkın sigorta over insurance n.
aşkın sigorta over-insurance n.
aşkın sorumluluklar excess liabilities n.
aşkın teminatlandırma overcollateralization n.
on yılı aşkın dönemde getirisi olan long-term adj.
Law
aşkın sigorta over insurance n.
Insurance
aşkın plasman overplacing n.
aşkın sigorta excessive insurance n.
aşkın sigorta excess insurance n.
aşkın sigorta over insurance n.
aşkın sigorta overinsurance n.
aşkın sigorta over-insurance n.
aşkın sorumluluklar excess liabilities n.
Technical
aşkın gözeneklilik gross porosity n.
Computer
aşkın işlev transcendental function n.
Informatics
aşkın işlev transcendental function n.
Psychology
aşkın durum transcendental state n.
Math
düşey koordinatın diğerinden aşkın olduğu fonksiyonu içeren eğri transcendental curve n.
aşkın denklem transcendental equation n.
aşkın sayı transcendental number n.
aşkın sayı transcendental number n.
aşkın genişleme transcendental extension n.
aşkın genişleme transcendental extension n.
aşkın fonksiyon transcendental function n.
aşkın fonksiyon transcendental function n.
aşkın işlev transcendental function n.
aşkın öğe transcendental element n.
aşkın öğe transcendental element n.
yalın aşkın genişleme simple transcendental extension n.
Statistics
aşkın hasar sigortası excess insurance n.
aşkın hasar excess of loss n.
Literature
william shakespeare'in'aşkın çabası boşuna' isimli komedyasındaki polis memuru tharborough n.
biten aşkın sembolü olan söğüt dalı veya çelengi willow n.
shakespeare'in aşkın çabası boşuna eserinde "kinaye/ima" anlamında kullanılan bir sözcük pollusion n.
Philosophy
aşkın olma transcendentality n.
Slang
başından aşkın buttload adv.
başından aşkın shitload adv.
başından aşkın a metric shit ton expr.
başından aşkın a metric shitload expr.
başından aşkın metric shitload expr.
başından aşkın a shit ton expr.
başından aşkın a shitload expr.