aralıkta - Turkish English Dictionary
History

aralıkta



Meanings of "aralıkta" in English Turkish Dictionary : 3 result(s)

Turkish English
General
aralıkta in between adv.
aralıkta in the month of december adv.
aralıkta in december adv.

Meanings of "aralıkta" with other terms in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

Turkish English
General
yakın aralıkta closely spaced adj.
belirlenen aralıkta yüksek bir bölüme denk gelen plus adj.
Phrasals
belli bir aralıkta bulunmak come within something v.
belli bir aralıkta bulunmak come within v.
Idioms
çok uzun bir aralıkta from here to kingdom come adv.
Trade/Economic
ölçüm standardının metrolojik özelliklerini uygun bir aralıkta saklaması için gereken önlemler seti maintenance of a measurement standard n.
belirli bir aralıkta seyreden (hisse senedi vb) rangebound adj.
belirli bir aralıkta seyreden (hisse senedi vb) range-bound adj.
Industry
işlem sırasındaki belirli bir aralıkta hareketsiz olmak (hareketli alet veya makine parçası) dwell v.
Technical
gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektrikli beslenmeyi sağlayan transformatör step-down autotransformer n.
frekansı insan kulağının işitebileceği aralıkta olan (dalga veya titreşim) sonic adj.
Computer
aralıkta_ara hlookup expr.
alt simge, olması gereken aralıkta değil subscript out of range expr.
Electric
her iki girdi uçbirimi de yalnız belirli bir aralıkta uyarıldığında çıktı üreten (devre) coincidence adj.
Aeronautic
gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektrikli beslenmeyi sağlayan transformatör step down autotransformer n.
uçakların güvenli şekilde uçmaya devam etmesi için uçuş parametrelerinin hangi aralıkta olması gerektiğini belirten grafik flight envelope n.
Medical
belirlenen aralıkta yürütme develop over a path n.
(ingiltere'de) geniş aralıkta tedavi hizmeti sağlayan büyük sağlık merkezi polyclinic n.
Math
fonksiyonun verilen aralıkta alabileceği en büyük değer maximum n.
bir kümenin elemanlarının tümünü bir mantığa göre temsil eden ve bulundukları aralıkta yer alan türdeş çokluk mean n.
Geology
bir aralıkta uzanan ranging adj.
bir aralıkta yayılan ranging adj.
Hunting
avın silah menzilinin ötesindeki bir aralıkta sürülmesi drive n.
Music
kulağın algılayamayacağı aralıkta kalan bir tür ses tonu missing fundamental n.
şarkı söyleme sesi orta kuvvet ve aralıkta olan lyric adj.
sabit aralıkta zıt yönde hareket eden contrary adj.