Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
aralıkta
Meanings of
"aralıkta"
in English Turkish Dictionary : 3 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
aralıkta
in between
adv.
2
General
aralıkta
in the month of december
adv.
3
General
aralıkta
in december
adv.
Meanings of
"aralıkta"
with other terms in English Turkish Dictionary : 26 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
yakın aralıkta
closely spaced
adj.
2
General
belirlenen aralıkta yüksek bir bölüme denk gelen
plus
adj.
Phrasals
3
Phrasals
belli bir aralıkta bulunmak
come within something
v.
4
Phrasals
belli bir aralıkta bulunmak
come within
v.
Idioms
5
Idioms
çok uzun bir aralıkta
from here to kingdom come
adv.
Trade/Economic
6
Trade/Economic
ölçüm standardının metrolojik özelliklerini uygun bir aralıkta saklaması için gereken önlemler seti
maintenance of a measurement standard
n.
7
Trade/Economic
belirli bir aralıkta seyreden (hisse senedi vb)
rangebound
adj.
8
Trade/Economic
belirli bir aralıkta seyreden (hisse senedi vb)
range-bound
adj.
Industry
9
Industry
işlem sırasındaki belirli bir aralıkta hareketsiz olmak (hareketli alet veya makine parçası)
dwell
v.
Technical
10
Technical
gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektrikli beslenmeyi sağlayan transformatör
step-down autotransformer
n.
11
Technical
frekansı insan kulağının işitebileceği aralıkta olan (dalga veya titreşim)
sonic
adj.
Computer
12
Computer
aralıkta_ara
hlookup
expr.
13
Computer
alt simge, olması gereken aralıkta değil
subscript out of range
expr.
Electric
14
Electric
her iki girdi uçbirimi de yalnız belirli bir aralıkta uyarıldığında çıktı üreten (devre)
coincidence
adj.
Aeronautic
15
Aeronautic
gelen elektrik voltajını belli bir aralıkta düşürerek elektrikli beslenmeyi sağlayan transformatör
step down autotransformer
n.
16
Aeronautic
uçakların güvenli şekilde uçmaya devam etmesi için uçuş parametrelerinin hangi aralıkta olması gerektiğini belirten grafik
flight envelope
n.
Medical
17
Medical
belirlenen aralıkta yürütme
develop over a path
n.
18
Medical
(ingiltere'de) geniş aralıkta tedavi hizmeti sağlayan büyük sağlık merkezi
polyclinic
n.
Math
19
Math
fonksiyonun verilen aralıkta alabileceği en büyük değer
maximum
n.
20
Math
bir kümenin elemanlarının tümünü bir mantığa göre temsil eden ve bulundukları aralıkta yer alan türdeş çokluk
mean
n.
Geology
21
Geology
bir aralıkta uzanan
ranging
adj.
22
Geology
bir aralıkta yayılan
ranging
adj.
Hunting
23
Hunting
avın silah menzilinin ötesindeki bir aralıkta sürülmesi
drive
n.
Music
24
Music
kulağın algılayamayacağı aralıkta kalan bir tür ses tonu
missing fundamental
n.
25
Music
şarkı söyleme sesi orta kuvvet ve aralıkta olan
lyric
adj.
26
Music
sabit aralıkta zıt yönde hareket eden
contrary
adj.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of aralıkta
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy