aralarında - Turkish English Dictionary
History

aralarında



Meanings of "aralarında" in English Turkish Dictionary : 8 result(s)

Turkish English
General
aralarında among the numbers adv.
aralarında amongst prep.
aralarında between prep.
aralarında in between prep.
aralarında among prep.
aralarında mang [scotland] prep.
Trade/Economic
aralarında among prep.
Technical
aralarında among prep.

Meanings of "aralarında" with other terms in English Turkish Dictionary : 179 result(s)

Turkish English
General
tatlı (yemek aralarında yenilen) snack n.
balina avcılarının aralarında yaptıkları sohbet gam n.
öğün aralarında hafif yiyecekler yiyen kişi nosher n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence stag party n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence stag do n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence stag night n.
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence hen night n.
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence hen do n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence bucks party n.
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence bachelorette party n.
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence hen party n.
düğünden önce kadınların kendi aralarında yaptığı eğlence hen's night n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence bulls party n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence bucks night n.
düğünden önce erkeklerin kendi aralarında yaptığı eğlence bachelor party n.
(dama) aralarında boş bir kare bırakılmış aynı renkte iki taş bridge n.
bilginin aralarında yayıldığı insan grubu loop n.
(anagram olarak veya satır aralarında ipuçlarının bulunduğu) kelime bulmacası logogriph n.
kır düğünlerinde erkeklerin aralarında yaptığı bir yarış broose [dialect] [scotland] n.
derz aralarında bulunan renkli çizgiler penciling n.
siyasi olarak örgütlenmiş veya aralarında kan bağı olan bir grubu oluşturanlar people n.
aralarında uygunluk sağlamak correlate v.
aralarında anlaşmazlık olmak be at odds v.
aralarında ilişki kurmak correlate v.
aralarında dağlar kadar fark olmak be poles apart v.
aralarında bir şey olmak have a thing going with someone v.
ile aralarında bir yakınlık gelişmek an intimacy develop with v.
kendi aralarında konuşmak talk among themselves v.
aralarında dağıtmak distribute among v.
-ile aralarında bir yakınlık gelişmek develop an intimacy with v.
aralarında sıkı bağlantılar olmayan belirli sayıdaki konu üzerine aynı üslupta konuşmak veya yazmak meander v.
aralarında evlatlık ilişkisi kurmak filiate v.
aralarında az aralık bulunan tight adj.
aralarında anlaşma olan allied adj.
aralarında ilişki olmayan nonrelational adj.
tamamen aralarında kalmak üzere in absolute privacy adv.
tarafından aralarında by and between adv.
tarafından ve aralarında by and between adv.
Phrasals
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) kemirmek browse among (something) v.
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) yemek browse among (something) v.
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) kemirmek browse among something v.
aralarında dolaşarak (bitkileri/çiçekleri) yemek browse among something v.
aralarında bir seçim yapmak decide among some people v.
aralarında yaşamak live among v.
kendi aralarında değiştirmek swap around v.
işi aralarında paylaşmak switch off v.
aralarında kavga etmek fight among themselves v.
aralarında tartışmak fight among themselves v.
aralarında atışmak fight among themselves v.
aralarında münakaşa etmek fight among themselves v.
aralarında dalaşmak fight amongst v.
aralarında tartışmak fight amongst v.
aralarında didişmek fight amongst v.
aralarında dalaşmak fight among v.
aralarında tartışmak fight among v.
aralarında didişmek fight among v.
aralarında dolaşarak kemirmek/yemek browse among v.
kişilerin aralarında topladığı paraya katkıda bulunmak chip in for (something) v.
kişilerin aralarında topladığı paraya katkıda bulunmak chip in on (something) v.
kişilerin (bir şey için) aralarında topladığı paraya (bir miktar) katkıda bulunmak chip in with (something) for (something) v.
aralarında bir seçim yapmak decide among v.
Phrases
aralarında kıyaslama yapılamaz/olamaz there's no comparison between expr.
aralarında fark yoktur there is no difference between them expr.
kendi aralarında between each other expr.
Colloquial
aralarında toplumca uygun görülmeyen oranda yaş farkı olan iki kişinin yaşadığı ilişki may-december romance n.
sokak aralarında dikilip kadınları etkilemeye çalışan boş adam drugstore cowboy n.
aralarında bir şey olmak have something going with someone v.
aralarında bir şey olmak something happen between them v.
aralarında kara kedi olmak be at loggerheads v.
aralarında tartışmak trade blows/insults v.
aralarında kavga etmek fight among themselves v.
aralarında tartışmak fight among themselves v.
aralarında atışmak fight among themselves v.
aralarında münakaşa etmek fight among themselves v.
aralarında didişmek fight among themselves v.
ile arasında/aralarında bir şeyler olmaya başlamak get going with v.
ile arasında/aralarında bir şeyler olmak get going with v.
arasında/aralarında bir şeyler olmak get something going v.
arasında/aralarında (romantik) bir şeyler olmaya başlamak get something going v.
aralarında çok az bir fark var same same, but different [thailand] expr.
Idioms
aralarında husumet olan taraflar the hatfields and the mccoys n.
birbirini tanımayan iki kişinin aralarında romantik bir ilişki başlaması ihtimaliyle ilk buluşması a blind date n.
aralarında en iyisi flower of the flock n.
aralarında en iyisi/iyileri the flower of n.
aralarında en canlısı/canlıları the flower of n.
aralarında dağlar/kilometreler olmak be miles apart v.
aralarında çok mesafe olmak be miles apart v.
aralarında husumet olmak have bad blood between v.
aralarında husumet olmak (there) be bad blood between v.
arasında/aralarında bir şeyler olmak get something going with someone v.
arasında/aralarında bir şeyler olmaya başlamak get something going with someone v.
(romantik ilişki) aralarında bir şeyler olmak (have) got a thing going (with someone) v.
(romantik ilişki) aralarında bir şeyler olmak (have) got something going (with someone) v.
aralarında bir elektrik olmak strike sparks off each other v.
(bir şeyle) aralarında dağlar kadar fark olmak be far/further/furthest removed from (something) v.
aralarında uçurum olmak be miles apart v.
aralarında dağlar/dünyalar kadar fark olmak be poles apart v.
aralarında dağlar/dünyalar kadar fark olmak be worlds apart v.
(biriyle) kendi aralarında konuşmak get into a huddle (with somebody) v.
(biriyle) kendi aralarında konuşmak go into a huddle (with somebody) v.
aralarında dağlar kadar fark olan as alike as chalk and cheese adj.
aralarında dağlar kadar fark olan poles apart expr.
aralarında husumet var there is bad blood between expr.
aralarında uzun süredir bir düşmanlık var there is bad blood between expr.
aralarında husumet/düşmanlık var there is no love lost expr.
aralarında sevgiden eser yok there is no love lost expr.
aralarında husumet/düşmanlık var there's no love lost between expr.
aralarında sevgiden eser yok there's no love lost between expr.
Speaking
aralarında dağlar kadar fark var they're as different as chalk and cheese expr.
aralarında fark yoktur there is nothing to choose between them expr.
aralarında kıyas bile götürmez there's no comparison between expr.
tiyatro veya sinemaya giden iki erkeğin homoseksüel oldukları düşünülmesin diye oturuken aralarında bıraktıkları boş koltuk I'm not gay seat expr.
Trade/Economic
bir kliring odası birliğine üye olmakla aralarında ilişki kurulan bankalar associated banks n.
kendi aralarında konvertibl olabilme inter-convertibility n.
menkul kıymetler piyasası aracılarının müşteriyle değil de kendi aralarında alım satım yapmaları inter-dealer trading n.
menkul kıymetler piyasası aracılarının müşteriyle değil de kendi aralarında alım satım yapmaları interdealer trading n.
para birimleri ingiltere'ninkine bağlı olan ve aralarında olağan kur kontrollerinin işlemediği ülkeler için kullanılan eski terim sterling area n.
Law
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat premarital agreement n.
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat prenuptial contract n.
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat prenup n.
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat prenuptial agreement n.
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat marriage settlement n.
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat antenuptial agreement n.
evlilik öncesi çiftlerin aralarında yaptığı kontrat prenupt n.
şirket çalışanlarının kendi aralarında para karşılığında vardiya alım/satımı yapması internal payoffs n.
tarafların, kendi aralarında yaptıkları sözleşme ile ileride doğacak anlaşmazlıkları, mahkemeye götürmek yerine hakem aracılığı ile çözmeyi taahhüt etmeleri binding arbitration n.
Tourism
ortak ev kiralayıp aralarında bağlantı olmayan insanlardan her biri grouper n.
Technical
(kristal) birbirine eşit olmayan üç ekseni ve eksen aralarında bir adet çapraz kesişimi bulunma monosymmetry n.
aralarında silindirik oluk bulunan iki çerçeveyi içeren bağlantı bead and butt n.
aralarında boşluk bırakmak interspace v.
Computer
rulo olarak sarılmış, aralarında karbon kağıdı bulunan iki veya dört yapraklı bir kağıdın üzerine çok sayıda basılan (bilgisayar çıktısı) multipart adj.
sayfa aralarında boşluk yok no breaks between pages expr.
Marine
düzenli hat gemi şirketlerinin aralarında yaptıkları anlaşmanın koşulları conference terms n.
aralarında bir yelken çekilen iki parçalı bir direk wishbone n.
aralarında bir yelken çekilen iki parçalı bir direği olan yelkenli gemi wishbone n.
Mining
madencilerin aralarında kura çekerek verimli kömür bölgelerini bölüşmesi cavel n.
Pathology
koyu renkli idrar ile karakterize edilen, aralarında karasu humması ve teksas hummasının da bulunduğu çeşitli hastalıklara verilen ad blackwater n.
Printing
kalıptaki harf sütunlarını ayırıp baskıda aralarında çizgi oluşturan pirinç şerit column rule n.
Gastronomy
tatlıyla veya öğün aralarında servis edilen yüksek alkollü ve tatlı bir şarap dessert wine n.
Math
belirli bir sayı ile aralarında asal olup o sayıdan daha küçük olan sayılar totient n.
belirli bir sayı ile aralarında asal olup o sayıdan daha küçük olan sayı totitive n.
aralarında asal polinomlar relatively prime polynomials n.
aralarında asal sayılar relatively prime numbers n.
aralarında asal relatively prime adj.
aralarında asal coprime adj.
-e göre asal (aralarında asal) relatively prime to expr.
Logic
aralarında ilişki olduğu söylenen nesneler relata n.
aralarında ilişki olduğu söylenen nesnelerden her biri relatum n.
Biology
bir türün kendi aralarında üreyen organizmalarından oluşup diğer popülasyonlardan morfolojik veya davranışsal olarak farklı olan melezlenebilir yerel popülasyon morph n.
Marine Biology
(denizyıldızında) aralarında su filtreleme açıklığının bulunduğu iki kol bivium n.
Astronomy
teleskopla bakılınca birbirine yakın görünmesine rağmen aralarında büyük mesafe bulunan iki yıldız optical double star n.
Botanic
aralarında pembe zıpçıktı da bulanan bir bitki cinsi zephyr n.
damarlı bitkilerde bulunan, kambiyumun da aralarında olduğu ikincil büyümeyi sağlayan sürgendoku lateral meristem n.
çatlak aralarında yetişen pembe çiçekli bir bitki parietaria difussa n.
aralarında boşluk bulunan iki dudaktan oluşan (taçyapraklar) ringent adj.
Social Sciences
bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu bubble n.
bulaşıcı hastalığın yayılmasını önlemek için yalnızca kendi aralarında sosyalleşen küçük insan grubu pod n.
History
irlanda soyluları tarafından aralarında ömür boyunca lordlar kamarasının üyesi olarak seçilmiş yirmi sekiz soylu peers of ireland n.
irlanda soyluları tarafından aralarında ömür boyu lordlar kamarasının üyesi olarak seçilmiş yirmi sekiz soylu peers of scotland n.
Sport
şehirde binaların ya da objelerin aralarında yapılan koşu parkour running n.
şehirde çeşitli jimnastik hareketler yaparak binaların ya da objelerin aralarında koşma sporu free running n.
şehirde binaların ya da objelerin aralarında koşmak parkour v.
Card
(poker) iki veya daha fazla oyuncunun eş değerde ele sahip olarak çipleri aralarında paylaşmak zorunda kaldıkları el chop n.
Music
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi trill n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi thrill n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi shake n.
aralarında birer ölçü fark olan iki tonun birbiri arasında değişimi trillo n.
aralarında bağlılık bulunan birkaç müzik periode n.
aralarında bir diyatonik derece olan iki notanın armonik kombinasyonu second n.
Theatre
oyun aralarında içecek servisi yapılan tiyatro barı crush bar n.
Latin
kendi aralarında inter se expr.
Entomology
aralarında ağaç kızılkurdunun da yer aldığı, ipekböceği güvelerine ait bir cins zeuzerian n.
Slang
teknoloji manyaklarının kendi aralarında konuştuğu dil nerdic n.
teknoloji manyaklarının kendi aralarında konuştuğu dil geekspeak n.
aralarında duygusal birliktelik olmayıp sadece cinsel ilişki olan iki kişi fwb (friends with benefits) n.
aralarında duygusal birliktelik olmayıp sadece cinsel ilişki olan iki kişi friends with benefits n.
aralarında çok boy farkı olan iki arkadaş/ikili mutt and jeff n.
sokak aralarında/köşelerinde uyuşturucu satan torbacı street pusher n.
Modern Slang
aralarında yaş uyumsuzluğu olan bir çift arasındaki ilişki alphamegamia n.