başlar - Turkish English Dictionary
History

başlar



Meanings of "başlar" in English Turkish Dictionary : 1 result(s)

Turkish English
Law
başlar capita n.

Meanings of "başlar" with other terms in English Turkish Dictionary : 46 result(s)

Turkish English
Phrases
(burada) başlar incipit n.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the lunatics have taken over the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the lunatics are running the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the inmates have taken over the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the inmates are running the asylum expr.
Proverb
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar great oaks from little acorns grow v.
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar tall oaks from little acorns grow v.
umudun bittiği yerde çaresizlik/mutsuzluk başlar if it were not for hope, the heart would break expr.
mart soğuk başlar ama sıcak biter march comes in like a lion and goes out like a lamb
hayat kırkında başlar life begins at forty
bilgelik merakla başlar wisdom begins in wonder
her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar all things are difficult before they are easy
başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar all things are difficult before they are easy
her şey alıştıkça kolay gelmeye başlar all things are difficult before they are easy
başta zor olan her şey alıştıkça/zamanla kolay gelmeye başlar all things are difficult before they are easy
şefkat evde başlar charity begins at home
şefkat evde başlar charity starts at home
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar great oaks from little acorns grow
büyük ve başarılı şirketler, kuruluşlar bazen çok mütevazı bir şekilde başlar tall oaks from little acorns grow
mart soğuk başlar ama sıcak biter in like a lion, out like a lamb
Colloquial
sefanın bittiği yerde yaşam başlar life begins at the end of your comfort zone expr.
bir sıkıntı biter öteki başlar (it's) one damn thing after another expr.
Idioms
ayaklar baş başlar ayak oldu the inmates are running the asylum expr.
ayaklar baş başlar ayak oldu the lunatics are running the asylum expr.
ayaklar baş başlar ayak olmuş the inmates are running the asylum expr.
ayaklar baş başlar ayak olmuş the lunatics are running the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the inmates are running the asylum expr.
ayaklar baş olmuş başlar ayak the lunatics are running the asylum expr.
biri aksırsa öteki öksürmeye başlar if (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
biri aksırsa öteki öksürmeye başlar if (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar when (something) catches a cold, (something else) gets pneumonia expr.
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar when (something) sneezes, (something else) catches a cold expr.
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar when the US/UK/China, etc. sneezes, Japan/Germany, etc. catches cold expr.
biri aksırdığında öteki öksürmeye başlar when a sneezes, b catches a cold expr.
şefkat evde başlar charity begins at home expr.
biri alay ederse diğerleri de etmeye başlar mocking is catching expr.
hayat 40'ında başlar life begins at 40 expr.
hayat 40 yaşında başlar life begins at 40 expr.
başlar başlamaz off the (starting) blocks expr.
Speaking
her şey beyinde başlar it all starts in the mind expr.
hep aynı şekilde başlar it always starts the same way expr.
kalite düşüncede başlar quality starts with a mindset expr.
kalite düşüncede başlar quality starts in the mind expr.
Computer
1 ocak'ta başlar starts on jan 1 expr.
Slang
bir sıkıntı biter öteki başlar odtaa (one damn thing after another) expr.
Modern Slang
ve işte böyle başladı/başlar and so it begins expr.