balloon - Turkish English Dictionary
History

balloon

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "balloon" in Turkish English Dictionary : 43 result(s)

English Turkish
Common Usage
balloon n. balon
General
balloon n. lop
balloon n. balon şişe
balloon n. küre
balloon n. konuşma balonu
balloon n. düşünce balonu
balloon n. yuvarlak büyük bir konyak bardağı
balloon n. dış görünüş
balloon n. gösteri
balloon n. gösteriş
balloon n. sığ görüş
balloon n. boş inanç
balloon v. şişmek
balloon v. şişirmek
balloon v. balonla uçmak
balloon v. balon gibi şişmek
balloon v. abartmak
balloon v. havadan atmak
balloon v. zam yapmak
balloon v. balon gibi olmak
balloon v. artmak
balloon v. çoğalmak
balloon adj. balon gibi
balloon adj. kabarık
balloon adj. balon gibi
balloon adj. şişmiş
balloon adj. şişik
balloon adj. şişkin
Trade/Economic
balloon n. balon ödeme
balloon adj. balon ödemeli
Technical
balloon n. yuvarlak tabanlı şişe
Computer
balloon n. top grafik simge
Textile
balloon n. iplik topu
balloon n. yüz çözgü boyamada kullanılan silindirik dönen makara
Architecture
balloon n. yuvarlak kubbe süslemesi
Automotive
balloon n. balon tekerlek
Transportation
balloon adj. hafif ama büyük mallardan oluşan (yük)
Aeronautic
balloon v. (uçak) iniş sırasında bir anda yükselmek
Medical
balloon n. tedavi amacıyla vücuda yerleştirilen şişirilebilir alet
Chemistry
balloon n. gazları tartmak için kullanılan yuvarlak cam kap
balloon n. balon joje
Sport
balloon n. topu yükseğe çıkaran vuruş
Entomology
balloon v. (küçük örümcek) ağa takılı halde havada süzülmek

Meanings of "balloon" with other terms in English Turkish Dictionary : 234 result(s)

English Turkish
Common Usage
speech balloon n. konuşma balonu
General
hot air balloon n. sıcak hava balonu
pilot balloon n. kılavuz balon
trial balloon n. halkın tepkisini öğrenmek için bir plan hakkında verilen ön haber
balloon knot n. balon ucu
balloon knot n. anüs
pilot balloon n. pilot balon
balloon seller n. baloncu
balloon operator n. baloncu
flying balloon n. uçan balon
helium balloon n. uçan balon
yellow balloon n. sarı balon
red balloon n. kırmızı balon
red balloon n. kırımızı balon
color balloon n. renkli balon
balloon glass n. konyak bardağı
balloon glass n. balon bardak
moored balloon n. yere bağlı balon
captive balloon n. yere bağlı balon
hot air balloon ride n. sıcak hava balonu yolculuğu
balloon whisk n. (mutfak aleti) balon çırpıcı
water balloon n. su balonu
colour balloon n. renkli balon
color balloon n. renkli balon
balloon seller n. balon satıcısı
balloon mortgage n. balon ipoteği
balloon mortgage n. düşük ödemeli kısa vadeli sabit faizli bir kredi
balloon mortgage n. önceden belirlenen dönemden sonra kalan tüm borçların ödenmesini gerektiren bir kredi türü
air balloon n. balon
air balloon n. hava balonu
thought balloon n. düşünce balonu
balloon [obsolete] n. havai fişek kovanı
balloon seller n. baloncu
fire balloon n. sıcak hava balonu
fire balloon n. dilek feneri
swell like a balloon v. balon yapmak
inflate a balloon v. balon şişirmek
blow up a balloon v. balon şişirmek
buy a balloon v. balon satın almak
draw a balloon v. balon çizmek
take a balloon tour v. balon turuna çıkmak
Phrases
when the balloon goes up expr. durum ciddiye bindiğinde
when the balloon goes up expr. durum ciddileştiğinde
when the balloon goes up expr. durum kritik bir hal aldığında
when the balloon goes up expr. kritik an geldiğinde
when the balloon goes up expr. korkulan şey gerçekleşince
when the balloon goes up expr. korkulan şey başa gelince
when the balloon goes up expr. durum karmaşık bir hale geldiğinde
when the balloon goes up expr. durum sıkıntılı bir hale geldiğinde
when the balloon goes up expr. durum zor bir hal aldığında
when the balloon goes up expr. durum içinden çıkılmaz hale geldiğinde
when the balloon goes up expr. sorun bastırılamaz hale geldiğinde
when the balloon goes up expr. ortalık alevlendiğinde
when the balloon goes up expr. olay patlak verdiğinde
when the balloon goes up expr. sorun ortaya çıktığında
before the balloon goes up expr. durum ciddiye bindiğinde/binmeden
before the balloon goes up expr. durum ciddileştiğinde/ciddileşmeden
before the balloon goes up expr. durum kritik bir hal aldığında/almadan
before the balloon goes up expr. kritik an geldiğinde/gelmeden
before the balloon goes up expr. korkulan şey gerçekleşince/gerçekleşmeden
before the balloon goes up expr. korkulan şey başa gelince/gelmeden
before the balloon goes up expr. durum karmaşık bir hale geldiğinde/gelmeden
before the balloon goes up expr. durum sıkıntılı bir hale geldiğinde/gelmeden
before the balloon goes up expr. durum zor bir hal aldığında/almadan
before the balloon goes up expr. durum içinden çıkılmaz hale geldiğinde/gelmeden
before the balloon goes up expr. sorun bastırılamaz hale geldiğinde/gelmeden
before the balloon goes up expr. ortalık alevlendiğinde/alevlenmeden
before the balloon goes up expr. olay patlak verdiğinde/vermeden
before the balloon goes up expr. sorun ortaya çıktığında/çıkmadan
when the balloon goes up expr. hareket başladığında
when the balloon goes up expr. teşebbüs/girişim başladığında
the balloon goes up expr. girişim başlıyor
the balloon goes up expr. teşebbüs başlıyor
the balloon goes up expr. çalışma başlıyor
the balloon goes up expr. start veriliyor
the balloon goes up expr. ilk işaret veriliyor
the balloon goes up expr. başlangıç işareti veriliyor
Colloquial
when the balloon goes up expr. sorun başladığında
when the balloon goes up expr. olay başladığında
Idioms
go down like a lead balloon v. hoş karşılanmamak
send up a trial balloon v. nabız yoklamak
send up a trial balloon v. zemin yoklamak
float a trial balloon v. fikir almak için önermek
float a trial balloon v. nabız yoklamak
float a trial balloon v. düşünce veya eğilimi öğrenmek için önden araştırma yapmak
float a trial balloon v. balon uçurmak
before the balloon goes up expr. testi kırılmadan önce
before the balloon goes up expr. olay/işler ciddileşmeden önce
before the balloon goes up expr. olay/işler kritik bir hale gelmeden önce
before the balloon goes up expr. olay/işler karışmadan önce
before the balloon goes up expr. olay/işler çıkmaza girmeden önce
before the balloon goes up expr. olay/işler patlak vermeden/içinden çıkılmayacak hale gelmeden önce
the balloon goes up expr. durum ciddileşti
the balloon goes up expr. sorun büyüdü
Trade/Economic
balloon payment n. balon ödeme
balloon loan n. balon kredisi
balloon payment n. defaten ödeme
balloon payment n. önceki taksitlerden daha yüksek olan son kredi taksidi
balloon loan n. balon ödemeli kredi
Tourism
balloon tour n. balon turu
fly in a hot air balloon v. sıcak hava balonunda uçmak
Technical
balloon sail n. balon yelken
balloon framing n. balon çerçeve
balloon tip n. balon ucu
lifter pulley for balloon control rings n. balon kontrol bileziği eksantrik kasnağı
balloon tyre n. balon lastik
balloon control rings n. balon kırıcı rayı
lifter pulley for balloon control cam n. balon kontrol bileziği eksantrik kasnağı
balloon shed n. balon hangarı
barrage balloon n. baraj balonu
balloon tire n. balon lastik
balloon control ring n. balon kırıcı halka
balloon control ring support n. balon kırıcı taşıyıcısı
trial balloon n. deneme balonu
filament balloon n. filament iplik balonu
pilot balloon n. kılavuz balon
pilot balloon n. kılavuz balonu
meteorological balloon n. meteoroloji balonu
weather balloon n. meteoroloji balonu
barrage balloon n. savunma balonu
fire balloon n. sıcak hava balonu
pilot balloon n. sondaj balonu
balloon tipped adj. balon uçlu
Computer
balloon text n. balon metni
balloon help n. balon yardım
help balloon n. yardım balonu
shrink balloon expr. balonu küçült
Textile
balloon net n. atkı ipliklerinin çözgü etrafında karışık şekilde büküldüğü bir tür örgü dantel
balloon sleeve n. balon kol
balloon sleeve n. karpuz kol
Construction
balloon frame construction n. balon çerçeve inşaat
balloon frame n. balon çerçeve
balloon framing n. balon çerçeve
balloon framing n. balon çerçeveleme
Woodworking
balloon frame n. ufak keresteden yapılmış ev iskeleti
Automotive
balloon tyre n. balon lastik
balloon foot adj. balon ayaklı
super-balloon adj. çok geniş kesitli
Aeronautic
ballonet balloon n. balonetli balon
balloon shed n. balon hangarı
balloon flying cable n. balon uçurma halatı
dilatable balloon n. genişleyebilen balon
expanding balloon n. genişleyebilen balon
unmanned free balloon n. insansız serbest balon
constant level balloon n. sabit seviye balonu
captive balloon n. sabit balon
constant pressure balloon n. sabit seviye balonu
free balloon n. serbest balon
free balloon net n. serbest balon ağı
fire balloon n. sıcak hava balonu
kite balloon n. loblarının bir uçta olmasıyla burnu rüzgara çevrili olan baraj balonu
Marine
sea-balloon breakwater n. deniz balonu dalgakıranı
balloon spinnaker n. hafif ile orta ağırlıklı kumaştan yapılan ve rüzgar altı seyir esnasında kullanılan yelken
Medical
intraaortic balloon pumps n. atardamar içi balon pompaları
intraaortic balloon n. atardamar içi balonu
balloon sinuplasty technique n. balon sinuplasti tekniği
balloon angioplasty n. balon anjiyoplasti
balloon dilatation n. balon dilatasyonu
balloon catheter n. balon kateter
balloon sinuplasty n. balon sinüplasti
balloon expulsion test n. balon atılım testi
balloon dilatation catheter n. balonla diletasyon kateteri
balloon dilation catheters n. balonla genişletme kateterleri
treatment of endoscopic balloon dilatation n. endoskopik balon dilatasyon tedavisi
endoscopic balloon dilatation n. endoskopik balon dilatasyon tedavisi
foley balloon n. foley kateter balonu
intraaortic balloon pump support n. intraaortik balon pompası desteği
intra-aortic balloon pump n. intraaortik balon pompa
intra-aortic balloon pump n. intraaortik balon pompası
intraaortic balloon pump support n. intraaortik balon pompa desteği
intra-aortic balloon pump n. intra-aortik balon pompası
intragastric balloon treatment n. intragastrik balon tedavisi
intra-aortic balloon pump support n. intraaortik balon pompası desteği
intra-aortic balloon pump support n. intraaortik balon pompa desteği
intraaortic balloon pump n. intraaortik balon pompası
stomach balloon n. mide balonu
gastric balloon n. mide balonu
pilot balloon n. pilot balonu
balloon angioplasty n. anjiyo
Gastronomy
balloon wine n. şarap bardağı
Statistics
fly a balloon v. balon uçurmak
Marine Biology
balloon fish n. balon balığı
Astronomy
meteorological balloon n. meteorolojik balon
Botanic
balloon flower (platycodon grandiflorus) n. balon çiçeği
balloon vine n. balon sarmaşık
balloon vine (cardiospermum halicacabum) n. japon feneri
balloon flower (penstemon palmeri) n. kabarık pembe çiçekli hoş kokulu bir bitki
balloon flower (platycodon grandiflorum) n. balon çiçeği
balloon flower (platycodon grandiflorum) n. yıldız şeklindeki çiçekleri için yetiştirilen çok yıllık bir asya bitkisi
History
balloon seat n. 18. yüzyıla özgü çan şeklinde sandalye
fire balloon n. ii. dünya savaşında kullanılan bir japon silahı
Meteorology
balloon sounding n. balonla sondaj
weather balloon n. hava gözlem balonu
lizard-balloon n. lizard balonu
observation balloon n. meteoroloji balonu
meteorological balloon n. meteoroloji balonu
pilot balloon observation n. pilot balon gözlemi
pilot balloon n. pilot balon
sounding balloon n. sondaj balonu
Military
barrage balloon n. baraj balonu
captive balloon n. bağlı balon
balloon bomb n. balon bombası
balloon barage n. balon barajı
anti-aircraft balloon n. baraj balonu
balloon type missile n. balon tipi füze
balloon site n. balon uçurma sahası
balloon delivery system n. balonla ürün dağıtım sistemi
balloon bed n. balon uçurma yeri
balloon pilot n. balon pilotu
balloon observer n. balon gözetleyicisi
balloon observation n. balon gözetlemesi
balloon reflector n. balon reflektörü
antiplant balloon bomb n. bitki yokedici balon bombası
ballonet balloon n. bölmeli balon
balloon barage n. çok sayıda balondan oluşan uçaksavar savunması
effective balloon n. etkili baraj balonu
observation balloon n. gözetleme balonu
balloon cargo n. havaleli yük
propaganda balloon n. propaganda balonu
barrage balloon n. uçaksavar baraj balonu
balloon barrage n. balon bariyeri
sausage balloon n. gözetleme balonu
sausage balloon n. uçaksavar balon
Sport
balloon [obsolete] n. eski bir top oyununda kullanılan büyük deri top
balloon [obsolete] n. büyük deri topla oynanan bir oyun
balloon [uk] v. topu yükseğe atmak
Slang
lead balloon n. büyük başarısızlık
lead balloon n. kolpa fikir
balloon head n. mankafa
going over like a lead balloon n. tamamen başarısız olma
go over like a lead balloon v. tamamen başarısız olmak
British Slang
balloon knot n. göt
balloon knot n. kıç
Star Wars
light-air balloon n. hafif hava balonu