be alive - Turkish English Dictionary
History

be alive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "be alive" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
be alive v. hayatta olmak
be alive v. sağ olmak

Meanings of "be alive" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

English Turkish
General
be alive with v. kaynamak
be alive with v. çok miktarda bulunmak
be alive with v. dolu olmak
be alive to (something) v. farkında olmak
be buried alive v. canlı canlı ölmek
be alive to v. ayrımında olmak
be alive to v. bilincinde olmak
be eaten alive v. canlı canlı yenmek
be buried alive v. canlı canlı gömülmek
Phrases
what a time to be alive expr. daha iyisi olamazdı
what a time to be alive expr. yaşasın
what a time to be alive expr. daha ne isterim
what a time to be alive expr. daha iyisi can sağlığı
what a time to be alive expr. bu gözler daha neler görecek
what a time to be alive expr. ne biçim/nasıl bir dünyada yaşıyoruz
what a time to be alive expr. ne günlere kaldık
what a time to be alive expr. bir yaşıma daha girdim
Colloquial
what a time to be alive expr. ne günler ama
what a time to be alive expr. insan daha ne ister
Idioms
be roasted alive v. diri diri yakılmak
be alive with something v. (bir yer) (insan vb.) kaynamak
be alive with something v. -ile dolu olmak
be alive with (people or things) v. -ile dolu olmak
be alive with (people or things) v. (bir yer) (insan vb.) kaynamak
be alive and kicking v. hayat dolu olmak
be alive and kicking v. cıvıl cıvıl olmak
be alive and kicking v. iyi ve hayat dolu olmak
be alive and kicking v. hareketli olmak
be alive and kicking v. eli ayağı tutmak
be alive and kicking v. fıkır fıkır olmak
be alive and kicking v. zinde olmak
be alive and well v. hayatta olmak
be alive and well v. sağ salim olmak
be alive and well v. sağ ve sağlıklı olmak
be alive and well v. hayat dolu olmak
be alive and well v. cıvıl cıvıl olmak
be alive and well v. iyi ve hayat dolu olmak
be alive and well v. hareketli olmak
be alive and well v. fıkır fıkır olmak
be alive and well v. zinde olmak
be alive and well v. hala var olmak
be alive and well v. varlığını sürdürmek
Speaking
you're lucky to be alive expr. hayatta olduğun için şanslısın
I'm lucky to be alive expr. hayatta olduğum için şanslıyım