be bound - Turkish English Dictionary
History

be bound

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "be bound" in Turkish English Dictionary : 2 result(s)

English Turkish
General
be bound v. doğal/kaçınılmaz/mahkum olmak
Trade/Economic
be bound v. bağlı olmak

Meanings of "be bound" with other terms in English Turkish Dictionary : 62 result(s)

English Turkish
General
bound to be n. mahkum
be bound up with v. ilgili olmak
be bound up with v. bağlı olmak
be deeply bound up with v. derinden bağlı olmak
be bound at the limit v. limite bağlı olmak
be bound up v. ilişkisi olmak
be bound up v. ait olmak
be bound up v. bağlı olmak
be bound up v. ilgili olmak
be bound to start v. başlayacağı kesin olmak
bound to be adj. kesin
bound to be adj. muhakkak
Colloquial
I dare be bound [obsolete] expr. eminim
Idioms
be bound up in (something) v. derinlemesine uğraşmak
be bound up in (something) v. (bir işe) dalmak
be bound up in (something) v. (kendini bir şeye) kaptırmak
be duty bound to do v. bir şeyi yapmaya zorunlu olmak/hissetmek
be bound and determined v. çok kararlı olmak
be bound and determined v. çok azimli olmak
be duty bound to do v. görev icabı/gereği yapmak
be bound hand and foot v. hiçbir şey yapamaz durumda olmak
be bound hand and foot v. eli kolu bağlı olmak
be honour bound to do something v. (birşeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
be honor-bound to do something v. (bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
be honour-bound to do something v. (bir şeyi yapmayı) onur meselesi haline getirmek
be duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi kendine görev edinmek
be bound to (be or do something) v. kesin (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something) v. muhakkak (bir şey olacak/yapacak) olmak
be bound to (be or do something) v. (bir şey olmaya/yapmaya) eğilimli olmak
be bound to (be or do something) v. (bir şey olacağı/yapacağı) muhtemel olmak
be bound to (be or do something) v. muhtemelen (bir şey olacak/yapacak) olmak
be duty bound v. zorunda olmak
be duty bound v. zorunlu olmak
be duty bound v. görevi olmak
be duty bound v. mesul olmak
be honor-bound v. onur meselesi olmak
be honor-bound v. şeref meselesi olmak
be honor-bound v. namus meselesi olmak
be/feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
be/feel duty/honour bound to do something [uk] v. bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] v. bir şeyi yapmayı onur meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] v. bir şeyi yapmayı kendine görev edinmek/bilmek
be/feel duty/honor bound to do something [us] v. bir şeyi yapmayı şeref meselesi haline getirmek/olarak kabul etmek
be bound to do v. yapacağı kesin olmak
be bound to do v. yapmaya mahkum olmak
be bound to do v. yapmak zorunda olmak
be bound to v. kesin olmak
be bound to v. zorunda olmak
be bound to v. kararlı olmak
be duty bound to (someone or something) v. (birine/bir şeye) bakmak/hizmet etmek zorunda olan
be duty bound to (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) mesul olan
be duty bound to (someone or something) v. (birine/bir şeye) bakmak/hizmet etmek görevi olan
be duty bound to (someone or something) v. (birine/bir şeye) bakmayı/hizmet etmeyi görev bilen
be duty bound to (someone or something) v. (birine/bir şeye) bakmayı/hizmet etmeyi kendine görev edinen
be duty bound to (someone or something) v. (birine/bir şeye) bakma/hizmet etme görevi üstüne düşen
I'll be bound expr. kafamı keserim ki
I'll be bound! expr. kesin!
Speaking
I'll be bound expr. bahse girerim
I'll be bound expr. eminim
I'll be bound expr. var mısın bahse
Law
be bound to a limit v. bir sınırlamaya/kurala/şarta bağlı kalmak