bilmeden - Turkish English Dictionary
History

bilmeden



Meanings of "bilmeden" in English Turkish Dictionary : 10 result(s)

Turkish English
Common Usage
bilmeden without knowing adv.
bilmeden unknowingly adv.
General
bilmeden off-base adj.
bilmeden unconsciously adv.
bilmeden unawares adv.
bilmeden unintentionally adv.
bilmeden involuntarily adv.
bilmeden unbeware adv.
bilmeden ignorantly adv.
Archaic
bilmeden simply adv.

Meanings of "bilmeden" with other terms in English Turkish Dictionary : 87 result(s)

Turkish English
General
bilmeden frikik verme wardrobe malfunction n.
dur durak bilmeden konuşma blue streak n.
susmak nedir bilmeden konuşmak talk away v.
durmak bilmeden konuşmak talk away v.
dur durak bilmeden çalışmak plug away v.
bilmeden rastgele iş yapmak drumble [obsolete] v.
bilmeden yapılan unwitting adj.
bilmeden yapılan unweeting adj.
durmak bilmeden relentlessly adv.
yorgunluk nedir bilmeden tirelessly adv.
dur durak bilmeden without ceasing adv.
doymak bilmeden rapaciously adv.
durmak bilmeden remorselessly adv.
görevini bilmeden undutifully adv.
yorulmak bilmeden unweariably adv.
kıymet bilmeden ingrately [obsolete] adv.
haddini bilmeden pretentiously adv.
Phrasals
dur durak bilmeden çalışmak peg away at v.
üzerinde dur durak bilmeden çalışmak peg away at something v.
üzerinde dur durak bilmeden çalışmak plug away at something v.
bilmeden bir şeyin içine girmek walk into v.
dur durak bilmeden çalışmak peg away v.
Colloquial
bilip bilmeden ortaya sürülen görüş/analiz hot take n.
bilmeden kendine zarar verme own goal n.
bilmeden yakınlarına zarar verme own goal n.
bilip bilmeden konuştum I spoke too soon expr.
durumu bilmeden konuştum I spoke too soon expr.
dur durak bilmeden/durmadan (konuşmak, bağırmak, gülmek) (one's) head off expr.
bilmeden yargılama/karar verme don't knock it till you try it expr.
bilmeden yargılama/karar verme don't knock it till you've try it expr.
Idioms
dur durak bilmeden akıp giden/geçen zaman the marching time n.
başkasının söylediği bir özlü sözü bilmeden daha tanınmış/başka bir kişiye mal etme churchillian drift n.
bilip bilmeden eleştiren kimse hurler on the ditch n.
zamanın dur durak bilmeden ilerleyişi the march of time n.
istemeden/bilmeden yapılan hata an honest mistake n.
istemeden/bilmeden yapılan hata an honest mistake n.
bilmeden veya incelemeden bir şeyi satın almak boy a pig a poke v.
bıkmak bilmeden aynı mevzuyla uğraşmak harp on one string v.
dur durak bilmeden çalışmak put one's nose to the grindstone v.
tedbirsizce/bilip bilmeden yapmak go it blind v.
işe yarayıp yaramadığını bilmeden bir şeyler yapmak fly in the dark v.
bilip bilmeden konuşmak be talking through one's hat v.
bilmeden konuşmak be talking through one's hat v.
bilip bilmeden konuşmak shoot off one's mouth v.
bilmeden konuşmak talk through one's hat v.
bilip bilmeden konuşmak talk through one's hat v.
bilmeden atmak be whistling in the dark v.
bilmeden/yeterince düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak jump to a conclusion v.
dur durak bilmeden çalışmak keep one's nose to the grindstone v.
dur durak bilmeden çalışmak keep one's shoulder to the wheel v.
dur durak bilmeden çalışmak hold the rope at both ends v.
dur durak bilmeden çalışmak burn the candle at both ends v.
yeterince bilmeden/düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak rush to conclusions v.
yeterince bilmeden/düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak jump to conclusions v.
yeterince bilmeden/düşünmeden hemen bir sonuca/karara varmak leap to conclusions v.
dur durak bilmeden çalışmak have one's nose to the grindstone v.
bilip bilmeden konuşmak be talking through your hat v.
bilmeden konuşmak be talking through your hat v.
dur durak bilmeden çalışmak burn one's candle at both ends v.
dur durak bilmeden çalışmak keep nose to the grindstone v.
dur durak bilmeden çalışmak keep your nose to the grindstone v.
aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak kill somebody with kindness v.
aşırı kibar/iyi davranarak bilmeden birinin zarar görmesine neden olmak kill with kindness v.
bilip bilmeden konuşmak put (one's) oar in (something) v.
bilip bilmeden konuşmak put (one's) oar into (something) v.
dur durak bilmeden çalışmak put nose to the grindstone v.
bilmeden konuşmak talk through hat v.
bilip bilmeden konuşmak talk through hat v.
bilmeden konuşmak talk through your hat [old-fashioned] v.
bilip bilmeden konuşmak talk through your hat [old-fashioned] v.
dur durak bilmeden konuşmak shoot one's mouth off v.
dur durak bilmeden around/round the clock adv.
başına ne geldiğini bilmeden not know what hit someone expr.
dur durak bilmeden on end expr.
kendisine neyin çarptığını bilmeden not know what hit someone expr.
dur durak bilmeden around the clock expr.
dur durak bilmeden round the clock expr.
yol yordam bilmeden by the seat of (one's) pants expr.
yol yordam bilmeden by the seat of the pants expr.
yol yordam bilmeden by the seat of your pants expr.
dur durak bilmeden konuşmakta in (full) spate [uk] expr.
Speaking
tam olarak neden bahsettiğini bilmeden sana yardım edemem I cannot help you if I don't understand what you are talking about expr.
Trade/Economic
iş bilmez yöneticilerin meseleyi bilmeden/anlamadan karar verdikleri yönetim şekli seagull approach n.
Law
borç davasında ilgili taahhütnamenin yanlışlıkla veya içeriğini bilmeden imzalandığının iddia edilmesi non est factum n.
Mythology
(yunan mitolojisinde) bilmeden babası laius'u öldürüp annesi jocasta ile evlenen thebes kralı king oedipus n.
(yunan mitolojisinde) bilmeden babası laius'u öldürüp annesi jocasta ile evlenen thebes kralı oedipus rex n.
Slang
bilmeden frikik verme nip slip n.