Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Synonyms
About Us
Tools
Resources
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
About Us
Resources
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
bir dille
Meanings of
"bir dille"
in English Turkish Dictionary : 1 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
bir dille
in terms of
prep.
Meanings of
"bir dille"
with other terms in English Turkish Dictionary : 93 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
çok nazik ve ince bir dille yazan
euphuist
n.
2
General
etkileyici bir şekilde sivri bir dille yazan kimse
epigrammatizer
n.
3
General
(örtmeceli bir dille) penis
maypole
n.
4
General
(örtmeceli bir dille) büyük penis
maypole
n.
5
General
genellikle anekdotlara dayanan veya samimi bir dille yazılmış, odağına yazarın şahsen tanıdığı kişileri ve tanık olduğu olay veya dönemleri alan otobiyografik yazı
memoir
n.
6
General
sert bir dille eleştirmek
wade into
v.
7
General
sert bir dille eleştirmek
flay
v.
8
General
ağır bir dille eleştirmek
chew up
v.
9
General
sert bir dille uyarmak
put one's foot down
v.
10
General
sert bir dille eleştirmek
chew up
v.
11
General
sert bir dille eleştirmek
wade in
v.
12
General
sert bir dille uyarmak
put your foot down
v.
13
General
kesin bir dille söylemek
dogmatize
v.
14
General
uygun bir dille söylemek
blazon
v.
15
General
güzel bir dille anlatmak
clothe
v.
16
General
kesin bir dille söylemek
dogmatise
v.
17
General
sivri bir dille söylemek
tang
v.
18
General
sert bir dille yermek
thwack
v.
19
General
mesleğe özgü bir dille konuşmak
jargon
v.
20
General
kibirli veya gösterişli bir dille üstesinden gelmek
vapor
v.
21
General
kibirli veya gösterişli bir dille üstesinden gelmek
vapour
v.
22
General
ahlak kurallarını çiğneyenleri sert bir dille eleştiren
straitlaced
adj.
23
General
kötü bir dille yazılmış
semiliterate
adj.
24
General
tepeden bakan bir dille yazan
puffy
adj.
25
General
basit bir dille
in plain language
adv.
26
General
yalın bir dille
in plain language
adv.
27
General
kesin bir dille
categorically
adv.
Phrasals
28
Phrasals
ağır bir dille eleştirmek
blast away
v.
29
Phrasals
birini/okuyucuyu aşağılar bir dille yazmak
write down to (one)
v.
30
Phrasals
birini/okuyucuyu küçümser bir dille yazmak
write down to (one)
v.
31
Phrasals
birini/okuyucuyu aşağılar bir dille yazmak
write down to someone
v.
32
Phrasals
birini/okuyucuyu küçümser bir dille yazmak
write down to someone
v.
33
Phrasals
sert biçimde/bir dille kınamak
eat out
v.
34
Phrasals
(birini/kendini bir şey yapmak konusunda) tatlı dille kandırmak
talk (someone or oneself) into (doing) (something)
v.
Phrases
35
Phrases
kesin bir dille
in no uncertain terms
expr.
36
Phrases
kesin bir dille
in no uncertain manner
expr.
Colloquial
37
Colloquial
basit bir dille
in simple english
adv.
38
Colloquial
kesin bir dille reddetti
he, she, isn’t having any (of it)
expr.
Idioms
39
Idioms
sert bir dille eleştirme/yerme
a lick with the rough side of the tongue
n.
40
Idioms
ağdalı/abartılı bir dille yazılmış yazı
purple prose
n.
41
Idioms
sert bir dille eleştirme
the rough edge (or side) of your tongue
n.
42
Idioms
sert bir dille eleştirme
the rough edge of (one's) tongue
n.
43
Idioms
ağır bir dille eleştirmek
give (one) both barrels
v.
44
Idioms
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring (something) down to (one's) level
v.
45
Idioms
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak
bring something down to something
v.
46
Idioms
ağdalı/şiirsel bir dille konuşmak
wax poetic
v.
47
Idioms
ağır bir dille eleştirmek
criticize someone with both barrels
v.
48
Idioms
birini ağır bir dille azarlamak/eleştirmek
take someone's head off
v.
49
Idioms
sert bir dille eleştirilmek
have the rough edge of someone's tongue
v.
50
Idioms
sert bir dille eleştirmek
give rough edge of one's tongue
v.
51
Idioms
sert bir dille eleştirmek
give the rough edge of one's tongue
v.
52
Idioms
sert bir dille eleştirmek
criticize someone with both barrels
v.
53
Idioms
sert bir dille eleştirilmek
get the rough edge of someone's tongue
v.
54
Idioms
sert bir dille uyarmak
get one's ears pinned back
v.
55
Idioms
daha basit bir dille anlatmak
put (something) into plain english
v.
56
Idioms
daha düz bir dille/ingilizceyle ifade etmek
put (something) into plain english
v.
57
Idioms
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak
say (something) in plain english
v.
58
Idioms
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak
say (something) in plain english
v.
59
Idioms
herkesin anlayabileceği şekilde/bir dille yazmak
write (something) in plain english
v.
60
Idioms
(birini) ağır bir dille azarlamak eleştirmek
take (one's) head off
v.
61
Idioms
sert bir dille uyarılmak
get ears pinned back
v.
62
Idioms
sert bir dille uyarılmak
get one's ears pinned back
v.
63
Idioms
(birine) sert bir dille konuşmak
give (someone) the rough side of (one's) tongue
v.
64
Idioms
(birini) sert bir dille/şiddetle eleştirmek
give (someone) the rough side of (one's) tongue
v.
65
Idioms
birine sert bir dille konuşmak
give someone the rough side of your tongue [uk]
v.
66
Idioms
birini sert bir dille/şiddetle eleştirmek
give someone the rough side of your tongue [uk]
v.
67
Idioms
birine sert bir dille konuşmak
give someone the rough edge of your tongue [uk]
v.
68
Idioms
birini sert bir dille/şiddetle eleştirmek
give someone the rough edge of your tongue [uk]
v.
69
Idioms
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
70
Idioms
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
71
Idioms
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
72
Idioms
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
73
Idioms
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak
put (something) into plain language
v.
74
Idioms
sert bir dille uyarmak
put foot down
v.
75
Idioms
(bir şeyi) açıkça/açık bir dille söylemek
say (something) in plain language
v.
76
Idioms
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak
say (something) in plain language
v.
77
Idioms
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak
say (something) in plain language
v.
78
Idioms
tatlı dille (birini bir şey yapmaya) ikna etmek
sweet-talk (one) into (doing something)
v.
79
Idioms
ağır bir dille azarlamak/eleştirmek
take head off
v.
80
Idioms
daha basit bir dille yazmak
write (something) in plain language
v.
81
Idioms
sade bir dille yazmak
write (something) in plain language
v.
82
Idioms
herkesin anlayabileceği şekilde/bir dille yazmak
write (something) in plain language
v.
83
Idioms
açık bir dille
in plain english
expr.
84
Idioms
düzgün anlaşılır bir dille
in plain english
expr.
85
Idioms
ağır bir dille
with both barrels
expr.
Literature
86
Literature
rahat ve esprili bir dille yazılan makale
casual
n.
87
Literature
eski konuyu yeni bir dille tekrar işleyen ozan
shaper
n.
88
Literature
ustaca bir edebi dille aktarmak
turn
v.
89
Literature
yapmacıklı bir dille yazmak
euphuize [obsolete]
v.
90
Literature
yapmacıklı bir dille yazmak
euphuise [obsolete]
v.
91
Literature
yapmacıklı bir dille yazma ile ilgili
euphuistic
adj.
Linguistics
92
Linguistics
oldukça serbest sözdizimi olan bir dille ilişkili
nonconfigurational
adj.
Music
93
Music
16. yüzyılda italya'da ortaya çıkmış yerel dille 4-6 ses için yazılan çok sesli bir şarkı
madrigal
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of bir dille
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy