bir yere girmek - Turkish English Dictionary
History

bir yere girmek



Meanings of "bir yere girmek" in English Turkish Dictionary : 5 result(s)

Turkish English
General
bir yere girmek get inside something v.
Phrasals
bir yere girmek put in v.
bir yere girmek trickle in (to something) v.
Colloquial
bir yere girmek get in there v.
Idioms
bir yere girmek set foot somewhere v.

Meanings of "bir yere girmek" with other terms in English Turkish Dictionary : 159 result(s)

Turkish English
General
derinlemesine girmek (bir sıvı bir yere) soak into v.
yaltaklanarak bir yere girmek wheedle one's way into v.
girmek (motorlu taşıt bir yere) pull in v.
forum gibi bir yere iş olsun diye entry girmek blogorrhea v.
hırsızlık amacıyla bir yere girmek break in v.
hırsızlık amacıyla bir yere girmek break into v.
yavaş yavaş bir yere girmek work one's way into v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yere girmek steam in v.
(buhar gücü ile çalışan gemi) bir yere girmek steam into v.
uzun adımlarla bir yere girmek stride in/into v.
Phrasals
aceleyle bir yere girmek/koşmak race into something v.
bir yere sürünerek girmek creep into something v.
bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek track something (mud etc) into some place v.
bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek track something (mud etc) in v.
bir yere sendeleyerek girmek stagger into some place v.
bir yere sürünerek girmek slink into something v.
sürü/kalabalık halinde bir yere girmek throng into something v.
(bir yere) girmek step inside v.
(sınırdan vb geçerek) bir yere girmek cross over into some place v.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter in (some place) v.
(bir yere) kademeli olarak girmek filter in (some place) v.
(bir yere) yavaş yavaş girmek filter into (some place) v.
(bir yere) kademeli olarak girmek filter into (some place) v.
bir yere teker teker girmek filter in v.
bir yere küçük gruplar halinde girmek filter in v.
(bir şeye/bir yere) girmek swerve into (from someone or something) v.
dönüp (bir şeye/bir yere) girmek swerve into (from someone or something) v.
(bir şeye/bir yere) girmek get into (someone or something) v.
arabayı, aracı geriye doğru sürerek (bir yere) girmek back into (someone or something) v.
(bir yere) paldır küldür girmek barrel in v.
(bir yere) paldır küldür girmek barrel into v.
(bir yere/şeye) girmek go into (something) v.
(bir yere/bir durumun içine) çaktırmadan girmek wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
(bir yere/bir durumun içine) el altından girmek wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
(bir yere/bir durumun içine) hileyle girmek wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
allem edip kallem edip (bir yere/bir durumun içine) girmek wangle (one's) way into (some place or some situation) v.
aceleyle (bir yere) girmek whip into (something) v.
(bir şeye/yere) girmek move in (to something) v.
(bir yere) girmek roll in (to some place) v.
kayıp (bir şeye/yere) girmek slide into (something) v.
kibirli bir şekilde (bir yere) girmek stalk into (some place) v.
kibirli bir şekilde (bir yere) girmek stalk in (some place) v.
kibirle (bir yere) girmek strut in (to some place) v.
bir çalımla (bir yere) girmek strut in (to some place) v.
kurumlanarak (bir yere) girmek strut in (to some place) v.
kasılarak (bir yere) girmek strut in (to some place) v.
kendini beğenmiş bir şekilde (bir yere) girmek strut in (to some place) v.
havalı bir şekilde (bir yere) girmek strut in (to some place) v.
grupça (bir şeye/yere) girmek troop into (something or some place) v.
topluca (bir şeye/yere) girmek troop into (something or some place) v.
grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek troop into (something or some place) v.
topluluk halinde (bir şeye/yere) girmek troop into (something or some place) v.
grupça (bir şeye/yere) girmek troop in (something or some place) v.
topluca (bir şeye/yere) girmek troop in (something or some place) v.
grup/sürü halinde (bir şeye/yere) girmek troop in (something or some place) v.
topluluk halinde (bir şeye/yere) girmek troop in (something or some place) v.
elini kolunu sallayarak (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
rahat rahat (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
umursamaz/vurdumduymaz bir tavırla (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
rahatça (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
elini kolunu sallayarak (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
rahat rahat (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
umursamaz/vurdumduymaz bir tavırla (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
rahatça (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
hızlıca (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
rahat bir tavırla (bir yere) girmek waltz into (some place) v.
hızlıca (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
rahat bir tavırla (bir yere) girmek waltz in (some place) v.
(bir şeye/yere) kıvrılarak girmek wriggle into (something or some place) v.
tekneyle/gemiyle/uçakla bir yere girmek sail into v.
bir hışımla (bir yere) girmek stalk into (some place) v.
sinirle (bir yere) dalmak/girmek stalk into (some place) v.
(bir yere) izdiham halinde girmek stampede into (some place) v.
buharlı bir araçla (bir yere) girmek steam into (some place) v.
(bir yere) bir hışımla girmek steam into (some place) v.
bir hışımla (bir yere) girmek storm into (some place) v.
aceleyle (bir yere) girmek storm into (some place) v.
telaşla (bir yere) girmek/dalmak storm into (some place) v.
(bir şeye/yere) akın akın girmek stream into (something or some place) v.
tökezleyip (bir yere) girmek stumble into (some place) v.
hızla (bir şeye/yere) girmek stumble into (something or some place) v.
heyecanla (bir şeye/yere) girmek stumble into (something or some place) v.
cesaret edip (bir yere) girmek venture into (some place) v.
risk alıp (bir yere) girmek/dalmak venture into (some place) v.
bir hışımla (bir yere) girmek tear into (some place) v.
aceleyle (bir yere) girmek tear into (some place) v.
bir hışımla bir yere girmek tear into a place v.
aceleyle bir yere girmek tear into a place v.
(bir yere) paldır küldür girmek barrel in (to some place) v.
(bir şeye/yere) zorla girmek break in (to something or some place) v.
(bir şeye/yere) izinsiz girmek break in (to something or some place) v.
(bir şeye/yere) hırsızlık/suç işlemek amacıyla girmek break in (to something or some place) v.
(bir şeye/yere) yasa dışı bir şekilde girmek break in (to something or some place) v.
(bir yere) zorla girmek burst into (some place) v.
(bir yere) kapıyı zorlayarak girmek burst into (some place) v.
(bir şey) için bir şeye/yere girmek come in for (something) v.
(bir şeye/yere) girmek come into (something or some place) v.
(bir yere/şeye) emekleyerek girmek crawl into (some place or thing) v.
(bir yere/şeye) emekleyerek girmek crawl to (some place or thing) v.
(bir şeye/bir yere) girmek file into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) girmek file in (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file in (something or some place) v.
(bir yere) azametle girmek flounce into (some place) v.
(bir yere) bir hışımla girmek flounce into (some place) v.
(bir yere) kasıla kasıla girmek flounce into (some place) v.
(bir şeye/yere) düz/ön ön girmek head in (to something) v.
(bir yere) anahtarla girmek key into (something) v.
(bir yere) kilidi açıp girmek key into (something) v.
ağır aksak (bir yere) girmek limp in v.
aksaya aksaya (bir yere) girmek limp in v.
dura kalka (bir yere) girmek limp in v.
aceleyle (bir yere) girmek/koşmak race into v.
aceleyle (bir yere) girmek/koşmak race into (something) v.
kayıp (bir yere) girmek skid into (something) v.
(bir yere) sinsice/gizlice girmek slink into (some place) v.
(bir yere) far ettirmeden/çaktırmadan girmek slink into (some place) v.
hızlıca (bir yere) girmek slip into (something or some place) v.
(bir yere) gizlice girmek sneak in (some place) v.
(bir yere) sinsice girmek/sızmak sneak in (some place) v.
(bir yere) gizlice girmek sneak into (some place) v.
(bir yere) sinsice girmek/sızmak sneak into (some place) v.
(bir şeyden/bir yerden çıkıp bir yere) girmek step out of (something or some place) (and) into (some place) v.
(bir yere) başıboş bir şekilde girmek stray into (some place) v.
(bir yere) uzun adımlarla girmek stride into (some place) v.
(bir yere) kararlılıkla girmek stride into (some place) v.
(bir yere) aceleyle/telaşla girmek stride into (some place) v.
(bir yere) güruh halinde girmek throng into (some place) v.
bir yere çamurlu ayakkabılarıyla girmek track into some place v.
(bir yere) elini kolunu sallayarak gelmek/girmek traipse into (some place) v.
(bir yere) pervasızca gelmek/girmek traipse into (some place) v.
(bir yere) elini kolunu sallayarak girmek wander into (some place) v.
(bir yere) öylesine/rastgele girmek wander into (some place) v.
(bir şeye/bir yere) girmek istemek want into (something or some place) v.
Phrases
dar (bir şeye/yere) debelenerek girmek worm into (something or some place) v.
dar (bir şeye/yere) büzüşerek girmek worm into (something or some place) v.
(bir şeye/yere) kurnazlıkla girmek worm into (something or some place) v.
(bir şeye/yere) sinsice girmek worm into (something or some place) v.
(bir şeye/yere) alavere dalavereyle girmek worm into (something or some place) v.
Colloquial
(bir şeye/bir yere) izinsiz girmek lie (one's) way into (something or some place) v.
bir yere para ödemeden girmek zoom v.
bir yere biletsiz girmek zoom v.
Idioms
dosdoğru/doğruca (bir yere) gitmek/girmek beeline it for (some place) v.
dil dökerek/konuşarak/ikna ederek bir yere girmek talk your way somewhere v.
(bir yere) girmek set foot in (some place) v.
bir şeye/bir yere girmek/gitmek set foot in/on something v.
(bir şeye/bir yere) girmek/gitmek set foot on (something or some place) v.
konuşup ikna ederek bir şeye müdahil olmak/bir yere girmek talk (one's) way into (something or some place) v.
(diliyle) ikna ederek bir şeyi kapmak/bir yere girmek talk (one's) way into (something or some place) v.
konuşup ikna ederek bir şeyi elde etmek/bir yere girmek talk (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) kıvrılarak/eğilip bükülerek girmek work (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sürünerek girmek worm (one's) way into (something or some place) v.
dar/sıkışık (bir şeye/bir yere) zorla girmek/sığışmak worm (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) kurnazlıkla girmek worm (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) sinsice girmek worm (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) kıvrılarak girmek wriggle (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) kıl payı girmek wriggle (one's) way into (something or some place) v.
(bir şeye/bir yere) zar zor girmek/sızmak wriggle (one's) way into (something or some place) v.
Law
hırsızlık amacıyla bir yere girmek break a house v.