bounded - Turkish English Dictionary
History

bounded

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "bounded" in Turkish English Dictionary : 5 result(s)

English Turkish
General
bounded adj. sınırlandırılmış
bounded adj. sınırlı
bounded adj. sınırlandırmış
Math
bounded adj. (küme) sınırlı
bounded adj. (operatör, fonksiyon) sınırlı değer kümesine sahip

Meanings of "bounded" with other terms in English Turkish Dictionary : 35 result(s)

English Turkish
General
bounded tree n. sınır ağacı
bounded by adj. sınırlı
bounded by adj. mahdut
bounded by adj. mukayyet
not bounded with adj. ile sınırlı olmaksızın
bounded by adj. ile sınırlı
Phrases
not to be bounded by expr. ile sınırlı kalmamak üzere
Trade/Economic
bounded rationality n. sınırlı rasyonellik
bounded rationality n. sınırlı akılcılık
bounded rationality n. sınırlı rasyonalite
Technical
bounded growth n. sınırlı büyüme
bounded input bounded output system n. sınırlı girdili sınırlı çıktılı sistem
uniformly bounded adj. birbiçimli sınırlı
uniformly bounded adj. düzgün sınırlı
Computer
bounded growth n. sınırlı büyüme
bounded input bounded output system n. sınırlı girdili sınırlı çıktılı sistem
bounded input bounded output system n. sınırlı çıktılı dizge
bounded growth adj. sınırlı büyümeli
Math
function bounded below n. alttan sınırlı fonksiyon
set bounded below n. alttan sınırlı küme
linear bounded operator n. doğrusal sınırlı operatör
totally bounded set n. prekompakt küme
bounded sequence n. sınırlı dizi
function of bounded variation n. sınırlı değişimli fonksiyon
bounded domains n. sınırlı bölgeler
bounded set n. sınırlı küme
bounded function n. sınırlı fonksiyon
function of bounded variation n. sınırlı değişimli işlev
totally bounded set n. tümel sınırlı küme
set bounded above n. yukarıdan sınırlı küme
bounded interval n. sınırlı aralık
bounded below adj. alttan sınırlı
Statistics
bounded completeness n. sınırlı tamlık
Linguistics
bounded context n. sınırlı bağlam
Meteorology
bounded weak echo region n. sınırlanmış zayıf sinyal bölgesi