Turkish - English
Turkish - English
German - English
French - English
Spanish - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Synonyms
Sentences
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
Turn off the lights
Türkçe
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Synonyms
Tools
Resources
About Us
Contact
Login / Register
EN-TR
Turkish - English
German - English
Spanish - English
French - English
English Synonyms
Turkish - English Sentences
Turkish - English
French - English
Spanish - English
German - English
History
ile sınırlı
Meanings of
"ile sınırlı"
in English Turkish Dictionary : 2 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
ile sınırlı
bounded by
adj.
Technical
2
Technical
ile sınırlı
contained
adj.
Meanings of
"ile sınırlı"
with other terms in English Turkish Dictionary : 48 result(s)
Category
Turkish
English
General
1
General
belirli bir vaka ile sınırlı olma
particularization
n.
2
General
ile sınırlı olmaksızın
not limited with
adj.
3
General
ile sınırlı olmaksızın
not bounded with
adj.
4
General
sınırlı bir bölge veya mahalle ile ilgili
vicinal
adj.
5
General
sınırlı bir bölge veya mahalle ile sınırlı
vicinal
adj.
6
General
tek kişi ile sınırlı
one-man
adj.
7
General
tek kişi ile sınırlı
one-person
adj.
8
General
günlük önemli haber kotası ile sınırlı
pony
adj.
9
General
ülke içi ile sınırlı
inland
adj.
10
General
dahili rota ile sınırlı
inland
adj.
11
General
ülke içi ile sınırlı
inlandish [obsolete]
adj.
12
General
dahili rota ile sınırlı
inlandish [obsolete]
adj.
13
General
kendisi ile sınırlı
self-limited
adj.
14
General
kendi özellikleri ile sınırlı
self-limited
adj.
15
General
kölelerin kullanımı ile sınırlı
slave
adj.
16
General
bir il ile sınırlı
provincial
adj.
17
General
yüzey ile sınırlı
superficiary
adj.
18
General
ile sınırlı olmaksızın
without being restricted to
adv.
19
General
ile sınırlı olmaksızın
without being limited
adv.
20
General
ile sınırlı olmaksızın
(including) but not limited to
adv.
21
General
ile sınırlı kalmamak üzere
not limited to
prep.
22
General
sadece bir tane ile sınırlı anlamı veren ön ek
mon-
pref.
Phrasals
23
Phrasals
ile sınırlı tutmak
confine to
v.
Phrases
24
Phrases
ile sınırlı kalmamak üzere
not to be restricted with
expr.
25
Phrases
ile sınırlı olmamak üzere
but not limited to
expr.
26
Phrases
ile sınırlı kalmamak üzere
not to be bounded by
expr.
Trade/Economic
27
Trade/Economic
alınan kredinin sadece kapsadığı konut ile sınırlı olduğu ipotek
nonrecourse mortgage
n.
28
Trade/Economic
alınan kredinin sadece kapsadığı konut ile sınırlı olduğu ipotek
dry mortgage
n.
29
Trade/Economic
bir vade ile sınırlı olmayan borç senedi
perpetual bond
n.
30
Trade/Economic
garanti ile sınırlı şirket
company limited by guarantee
n.
31
Trade/Economic
müşterinin aldığı kredinin kapsadığı konut ile sınırlı olduğu kredi
non-recourse mortgage
n.
Law
32
Law
yetki alanı belirli yerel bir bölge ile sınırlı olan ve önem derecesi düşük davalara bakan (mahkeme kolu)
minor
adj.
Politics
33
Politics
tek bölge ile sınırlı
municipal
adj.
Technical
34
Technical
sonsuz düzlem ile sınırlı
semi-infinite
adj.
Marine
35
Marine
(gemi mürettebatı) tek kişi ile sınırlı
single-handed
adj.
Anatomy
36
Anatomy
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem
trochoid joint
n.
37
Anatomy
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem
pivot joint
n.
38
Anatomy
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem
rotatory joint
n.
39
Anatomy
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem
rotary joint
n.
40
Anatomy
hareketin dönme ile sınırlı olduğu serbestçe hareket eden eklem
articulatio trochoidea
n.
Pathology
41
Pathology
belirli bir nokta ile sınırlı ağrı
topalgia
n.
Math
42
Math
silindir yüzey ve kesişen iki paralel düzlem ile sınırlı alan
cylinder
n.
Botanic
43
Botanic
bitkinin hücre çeperi ile sınırlı boşluk
lumen
n.
Religious
44
Religious
piskoposluk bölgesi ile sınırlı
diocesan
adj.
Geography
45
Geography
dikey eksen olarak meridyen kullanılan ve meridyen çemberi ile sınırlı olan (harita)
meridional
adj.
Meteorology
46
Meteorology
belirli bir iklim bölgesi ile sınırlı olmayan
azonic
adj.
Sport
47
Sport
belirli bir stil veya hareket kalıbı ile sınırlı olmayan
freestyle
adj.
Music
48
Music
klavyesindeki az sayıda tuşun diyatonik dizi notaları ile sınırlı olduğu bir akordeon çeşidi
melodeon
n.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of ile sınırlı
×
Term Options
Correct / Suggest
French English Dictionary
Spanish English Dictionary
German English Dictionary
English Synonyms Dictionary
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy