contained - Turkish English Dictionary
History

contained

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "contained" in Turkish English Dictionary : 6 result(s)

English Turkish
General
contained adj. kapsama giren
contained adj. kapsanan
contained adj. sürdürülebilir
contained adj. destekli
Technical
contained adj. içinde
contained adj. ile sınırlı

Meanings of "contained" with other terms in English Turkish Dictionary : 85 result(s)

English Turkish
Common Usage
self-contained adj. müstakil
General
be contained within v. bünyesinde bulunmak
self contained adj. az konuşan
self contained adj. suskun
self contained adj. kendine hakim olan
self contained adj. kendi kendine yeten
self contained adj. düşüncelerini kendine saklayan
self-contained adj. suskun
self-contained adj. düşüncelerini kendine saklayan
self-contained adj. kendine yeten
self-contained adj. kendine güvenen ve başkalarına pek ihtiyaç duymayan
self-contained adj. işlemesi başka makineleri gerektirmeyen
self-contained adj. az konuşan
self-contained adj. kendi kendine yeten
self-contained adj. bağımsız
emotionally contained adj. duygularına hakim
self-contained adj. resmi
self-contained adj. ciddi
self-contained adj. kontrollü
self-contained adj. ağırbaşlı
self-contained adj. olgun
self-contained adj. örtülü
self-contained adj. kapaklı
self-contained [uk] adj. (aileye tahsis edilmiş ev) tam donanımlı ve müstakil
self-contained adj. (apartman dairesi) ayrı mutfaklı ve banyolu
self-contained adj. otokontrol sahibi
self-contained adj. soğukkanlı
self-contained adj. duygularını dizginleyebilen
self-contained adj. metanetli
Phrases
all knowledge is contained in fandom expr. konuyu dağıtma
all knowledge is contained in fandom expr. asıl konudan uzaklaşma
all knowledge is contained in fandom expr. alakasız konulara kayma
all knowledge is contained in fandom expr. gerekli gereksiz tüm konular hakkında konuşma
all knowledge is contained in fandom expr. her şeyin çorba olması
all knowledge is contained in fandom expr. tüm konuların birbirine girmesi
Colloquial
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. konuyla alakalı alakasız her şeyin konuşulması
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. başka şeyler konuşmaktan sadede gelememe
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. asıl konudan uzaklaşma
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. alakasız konulara kayma
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. konuyla alakalı alakasız her şeyin konuşulması
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. başka şeyler konuşmaktan sadede gelememe
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. asıl konudan uzaklaşma
akicif (all knowledge is contained in fanzines/fandom) expr. alakasız konulara kayma
Idioms
all knowledge is contained in fandom expr. her kafadan bir ses çıkıyor
all knowledge is contained in fandom expr. konuyla alakalı alakasız her şey konuşuluyor
all knowledge is contained in fandom expr. başka şeyler konuşmaktan sadede gelememe
all knowledge is contained in fanzines expr. her kafadan bir ses çıkıyor
all knowledge is contained in fanzines expr. konuyla alakalı alakasız her şey konuşuluyor
all knowledge is contained in fanzines expr. başka şeyler konuşmaktan sadede gelememe
Trade/Economic
self-contained adj. kendi kendini tamamlayan
Law
self contained adj. bağımsız
self-contained adj. müstakil
self contained adj. kendi kendine yeten
self contained adj. kendine yeten
Technical
open-circuit self-contained diving apparatus for use with compressed nitrox and oxygen n. basınçlı azot ve oksijenle kullanılan açık devre kendi kendine yeterli dalma aparatı
self-contained closed-circuit breathing apparatus for escape n. kaçış için kendi kendine yeterli kapalı devre solunum aparatı
self contained closed-circuit breathing apparatus n. kendi kendine yeterli kapalı devre solunum cihazı
self-contained open-circuit compressed air breathing apparatus n. kendi kendine yeterli açık devreli sıkıştırılmış hava solunum cihazı
self contained underwater breathing apparatus n. kendiliğinden depolu su altı solunum cihazı
self-contained compressed air diving apparatus n. kendi kendine yeterli sıkıştırılmış havalı dalma aparatı
self-contained open circuit compressed air breathing apparatus n. kendi kendine yeterli açık devreli basınçlı hava solunum cihazı
self-contained air conditioning system n. kompakt klima sistemi
determination of mass of contained metal in a lot n. partideki metal kütlesinin belirlenmesi
self-contained steam engine n. krank mili yatağı motor çerçevesinde yerleşik bir buhar makinesi türü
self-contained steam engine n. portatif buhar makinesi
self-contained adj. bağımsız
self-contained adj. kendi kendine yeterli
self-contained adj. müstakil
Informatics
self-contained data language n. özerk veritabanı dili
self-contained instrument n. özerk alet
Mechanic
self-contained adj. diğerlerinden bağımsız çalışan
Aeronautic
aircraft-contained stops n. uçak dahili merdivenleri
self contained adj. bağımsız
self-contained adj. müstakil
Marine
self contained underwater breathing apparatus n. bağımsız sualtı soluma aygıtı
scuba (self-contained underwater breathing aparatus) n. kendinden yeterli sualtı solunum aparatı
self contained underwater breathing apparatus n. kendi üzerinde taşınabilen sualtında soluma aygıtı
self-contained underwater breathing apparatus n. dalış seti
Agriculture
trace elements boron, cobalt, copper, iron, manganese, molybdenum and zinc contained in fertilizers n. gübrelerin bor, kobalt, bakır, demir, manganez, molibden ve çinko eser element içerikleri
Environment
contained underground burst n. kapalı yeraltı patlaması
Military
self-contained training pods n. bağımsız eğitim bölmeleri
self-contained hydraulic components n. bağımsız hidrolik komple parçası
self-contained baseline system n. bir hedef kestirme usulü
self-contained baseline system n. bir noktadan telemetre ile kestirme usulü
self-contained range finder n. nişancı telemetresi