competed - Turkish English Dictionary

competed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "competed" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
Common Usage
compete v. rekabet etmek
Do we compete if we are great distances apart, if we have different climates, if we have different conditions?
Birbirimizden çok uzakta olsak da farklı iklimlerde olsak da farklı koşullara sahip olsak da rekabet edebilir miyiz?

More Sentences
compete v. yarışmak
Today, rookies will be competing against professional athletes.
Bugün, çaylaklar profesyonel sporculara karşı yarışacak.

More Sentences
General
compete v. yarışmak
I love to compete.
Yarışmayı seviyorum.

More Sentences
compete v. rekabet etmek
Do we compete in terms of geography?
Coğrafi açıdan rekabet ediyor muyuz?

More Sentences
compete v. rekabete girmek
You'll have to compete against very skilled people for the job.
Bu iş için çok yetenekli insanlarla rekabete girmeniz gerekecek.

More Sentences
compete v. mücadele etmek
He is competing against other swimmers.
Diğer yüzücülere karşı mücadele ediyor.

More Sentences
compete v. (özelliklerde) yarışmak
Our business can't compete with industry giants.
Bizim işletmemiz sektör devleriyle yarışamaz.

More Sentences
Trade/Economic
compete v. rekabet etmek
The proposal seeks to make it easier for independent operators on the after-sales market to compete.
Teklif, satış sonrası pazarındaki bağımsız operatörlerin rekabet etmesini kolaylaştırmayı amaçlamaktadır.

More Sentences
Law
compete v. rekabet etmek
Why not let the NS-cargo/DB-cargo combination compete directly with SNCF?
Neden NS-cargo/DB-cargo kombinasyonunun SNCF ile doğrudan rekabet etmesine izin verilmiyor?

More Sentences
Politics
compete v. rekabet etmek
Only then can we give our airlines a chance to compete on fair terms in the global market.
Ancak o zaman hava yollarımıza küresel pazarda adil şartlarda rekabet etme şansı verebiliriz.

More Sentences
General
compete v. kapışmak
compete v. müsabakaya girmek
compete v. çekişmek
compete v. boy ölçüşmek
compete v. aşık atmak
compete v. rekabete kalkmak
compete v. yarış etmek
Trade/Economic
compete v. ile rekabet etmek
compete v. rekabet yapmak
Sport
compete v. müsabakaya girmek

Meanings of "competed" with other terms in English Turkish Dictionary : 72 result(s)

English Turkish
General
compete for v. için yarışmak
Louis and Paul both competed for Mary's heart.
Louis ve Paul, Mary'nin kalbini kazanmak için yarıştılar.

More Sentences
compete with v. ile yarışmak
The two companies are competing with each other.
İki şirket birbirleri ile yarışıyor.

More Sentences
compete with v. aşık atmak
I can't compete with you.
Seninle aşık atamam.

More Sentences
unable to compete v. rekabet edememek
The railways are still unable to compete with road, water and air transport in many cases.
Demir yolları hala birçok durumda kara yolu, su ve hava taşımacılığı ile rekabet edememektedir.

More Sentences
Phrasals
compete with v. rekabet etmek
The principles of solidarity, flexibility and effectiveness complement rather than compete with each other.
Dayanışma, esneklik ve etkinlik ilkeleri birbirleriyle rekabet etmekten ziyade birbirlerini tamamlamaktadır.

More Sentences
compete against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) rekabet etmek
Family members should not compete against each other.
Aile üyeleri birbirleriyle rekabet etmemelidir.

More Sentences
compete against (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı yarışmak
She competed against many fine athletes.
Çok sayıda iyi sporculara karşı yarıştı.

More Sentences
compete for (someone or something) v. (biri/bir şey) için rekabet etmek
Significantly poorer people will therefore be amongst us and also competing for jobs.
Bu nedenle önemli ölçüde daha yoksul insanlar aramızda olacak ve aynı zamanda iş için rekabet edecekler.

More Sentences
compete in v. (bir müsabakaya) katılmak
Tom competes in ski races.
Tom kayak yarışlarına katılıyor.

More Sentences
compete with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yarışmak
You can't compete with them.
Onlarla yarışamazsın.

More Sentences
Trade/Economic
compete with v. rekabet etmek
They simply cannot compete with heavily subsidised food flooding into their markets and dumped on their markets.
Ağır sübvansiyonlu gıdaların pazarlarına akın etmesi ve pazarlarına dökülmesiyle rekabet edemezler.

More Sentences
General
covenants not to compete n. rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar
compete with v. kapışmak
compete in a horse race v. at yarışı yapmak
compete in a boat race v. bot yarışı yapmak
compete with v. aşık oynamak
compete for v. için müsabakaya girmek
compete head to head v. başa baş yarışmak
compete head to head v. başa baş rekabet etmek
compete in final v. final oynamak
compete in the contest v. yarışmaya katılmak
compete against v. ile yarışmak
compete against v. ile mücadele etmek
compete in tender v. ihalede yarışmak
compete against v. rekabete girmek
compete for v. rekabete girmek
be forced to compete v. rekabete zorlanmak
compete against other teams v. diğer takımlara karşı yarışmak
unable to compete v. yarışamamak
Phrasals
compete in (something) v. bir müsabakaya katılmak
compete in (something) v. yarışmaya katılmak
compete in (something) v. rekabete tutuşmak
compete in something v. bir müsabakaya katılmak
compete in something v. yarışmaya katılmak
compete in something v. rekabete tutuşmak
compete with v. başetmek
compete with v. boy ölçüşmek
compete against someone v. biriyle yarışmak
compete against someone v. biriyle rekabet etmek
compete against someone v. biriyle mücadele etmek
compete against someone v. birine karşı yarışmak
compete against something v. bir şeyle yarışmak
compete against something v. bir şeyle rekabet etmek
compete against something v. bir şeyle mücadele etmek
compete against something v. bir şeye karşı yarışmak
compete against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) yarışmak
compete against (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) mücadele etmek
compete for (someone or something) v. (biri/bir şey) için yarışmak
compete for (someone or something) v. (biri/bir şey) için mücadele etmek
compete in v. -de yarışmak
compete in v. '-de mücadele etmek
compete in v. rekabete tutuşmak
compete in v. (yarışmaya) katılmak
compete with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) rekabet etmek
compete with (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) mücadele etmek
compete with (someone or something) v. (birine/bir şeye) karşı yarışmak
Idioms
compete on a level playing field v. eşit şartlarda rekabet etmek
Speaking
I can't compete with you expr. seninle yarışamam
I can't compete with you expr. seninle rekabet edemem
Trade/Economic
non-compete agreement n. bir şirketin satışı sonrasında şirketi satan ile alan arasında imzalanan ve satışı yapan tarafın sektörde belirli bir süre faaliyet göstermeyeceğini şart koşan anlaşma
non-compete clause n. rekabet etmeme hükmü
non-compete undertakings n. rekabet etmeme taahhütleri
covenants not to compete n. rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar
capacity to compete n. rekabet yeteneği
non-compete agreement n. rekabet etmeme anlaşması
capable to compete n. rekabet edebilir
non-compete clause n. rekabeti sınırlayıcı anlaşmalar
compete against v. rekabet etmek
capable to compete adj. rekabete muktedir
Military
compete shutdown inventory n. faaliyeti durdurarak tam sayım
Sport
compete in final v. finalde kapışmak
compete in final v. finalde karşılaşmak