dead end

Meanings of "dead end" in Turkish English Dictionary : 17 result(s)

	Category	English	Turkish
General
1	General	dead end n.	çıkmaz
We must, on both counts, find a way out of this dead end. Her iki açıdan da bu çıkmazdan kurtulmanın bir yolunu bulmalıyız. More Sentences
2	General	dead end n.	çıkmaz sokak
This road is a dead end. Bu yol çıkmaz sokak. More Sentences
3	General	dead end n.	açmaz
4	General	dead end n.	küldösak
5	General	dead end n.	kör baca
6	General	dead end n.	kör uç
7	General	dead end n.	boru son ucu
8	General	dead end v.	çıkmaza girmek
Idioms
9	Idioms	dead end n.	yolun sonu
10	Idioms	dead end n.	son nokta
11	Idioms	dead end n.	bir şeyin bitimi
12	Idioms	dead end v.	ilerlememek
13	Idioms	dead end v.	bitmek
14	Idioms	dead end v.	sona gelmek
15	Idioms	dead end v.	çıkmamak
Electric
16	Electric	dead end n.	ölü uç
Automotive
17	Automotive	dead end n.	çıkmaz yol

Meanings of "dead end" with other terms in English Turkish Dictionary : 81 result(s)

	Category	English	Turkish
Common Usage
1	Common Usage	dead-end adj.	çıkmaz
The measures adopted in Germany with regard to temporary work lead to a dead-end. Almanya'da geçici çalışma ile ilgili olarak kabul edilen tedbirler bir çıkmaza yol açmaktadır. More Sentences
General
2	General	dead-end street n.	çıkmaz sokak
This is a dead-end street. Bu bir çıkmaz sokak. More Sentences
3	General	dead-end n.	çıkmaz sokak
He lived on a quiet dead-end with no through traffic. Trafiğin olmadığı sakin bir çıkmaz sokakta yaşıyordu. More Sentences
4	General	dead-end n.	durma noktası
Despite his efforts, his career seemed to be in a dead-end. Çabalarına rağmen kariyeri durma noktasına gelmiş gibi görünüyordu. More Sentences
5	General	dead end street n.	çıkmaz sokak
6	General	dead-end kid n.	sokak çocuğu
7	General	reach dead end v.	çözümsüzlüğe ulaşmak
8	General	come to a dead end v.	çıkmaza girmek
9	General	come to dead end v.	açmaza getirmek
10	General	come to dead end v.	açmaza düşmek
11	General	come to dead end v.	açmaza sürüklemek
12	General	come to dead end v.	açmaza girmek
13	General	lead into a dead end v.	çıkmaza sokmak
14	General	come to a dead end v.	açmaza girmek
15	General	reach a dead end v.	açmaza girmek
16	General	lead into a dead end v.	açmaza sürüklemek
17	General	lead into a dead end v.	açmaza getirmek
18	General	bring to a dead end v.	ölü noktaya getirmek
19	General	dead-end adj.	sefil
20	General	dead-end adj.	geleceği olmayan
21	General	dead-end adj.	perişan
Phrases
22	Phrases	dead on end expr.	tam karşısında
23	Phrases	dead on end expr.	doğrudan doğruya
Idioms
24	Idioms	dead-end n.	bir yere varmayan yol
25	Idioms	dead-end n.	netice
26	Idioms	dead-end n.	gelişmeye kapalı konu
27	Idioms	dead-end n.	yolun sonu
28	Idioms	dead-end n.	ilerlemeye elverişsiz durum
29	Idioms	come to a dead end v.	çıkmaza girmek
30	Idioms	be at a dead end v.	gelişememek
31	Idioms	be at a dead end v.	ölü noktaya gelmek
32	Idioms	be at a dead end v.	durma noktasına gelmek
33	Idioms	be at a dead end v.	sonu olmayan olmayan bir aşamaya gelmek
34	Idioms	be at a dead end v.	sonuçsuz kalmak
35	Idioms	be at a dead end v.	umutsuz duruma gelmek
36	Idioms	be at a dead end v.	sonuç elde edilemeyecek duruma gelmek
37	Idioms	come to a dead end v.	çıkmaza saplanmak
38	Idioms	reach a dead end v.	açmaza girmek
39	Idioms	reach a dead end v.	kördüğüm olmak
40	Idioms	reach a dead end v.	çıkmaza girmek
41	Idioms	reach a dead end v.	yolun sonuna ulaşmak
42	Idioms	reach a dead end v.	çıkmaz yola girmek
43	Idioms	bring (someone or something) to a dead end v.	(birini/bir şeyi) çıkmaza sokmak
44	Idioms	bring something to a dead end v.	bir şeyi kör noktaya getirmek
45	Idioms	bring something to a dead end v.	bir şeyi yolun sonuna getirmek
46	Idioms	bring (someone or something) to a dead end v.	(birini/bir şeyi) içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek
47	Idioms	bring something to a dead end v.	bir şeyi çıkmaza sürüklemek
48	Idioms	bring something to a dead end v.	bir şeyi bitirmek
49	Idioms	bring something to a dead end v.	bir şeyi çıkmaza sokmak
50	Idioms	bring something to a dead end v.	bir şeyi içinden çıkılmaz bir duruma sokmak/hale getirmek
51	Idioms	dead-end v.	sınırlamak
52	Idioms	dead-end v.	sona erdirmek
53	Idioms	dead-end v.	son bulmak
54	Idioms	dead-end v.	son vermek
55	Idioms	dead-end v.	bitirmek
56	Idioms	dead-end v.	çıkmaza girmek
57	Idioms	dead-end adj.	ilerleme/gelişme olanağı tanımayan
58	Idioms	dead-end adj.	ilerleme/gelişme vadetmeyen
59	Idioms	dead-end adj.	bir yere gitmeyen
60	Idioms	dead-end adj.	bir yere götürmeyen
61	Idioms	at a dead end expr.	umutsuz durumda
62	Idioms	at a dead end expr.	ölü noktada
63	Idioms	at a dead end expr.	ileri gitmenin/gelişmenin mümkün olmadığı bir noktada
64	Idioms	at a dead end expr.	çıkmazda
65	Idioms	at a dead end expr.	yolun sonunda
66	Idioms	at a dead end expr.	durma noktasında
67	Idioms	at a dead end expr.	açmazda
68	Idioms	at a dead end expr.	son noktada
69	Idioms	at a dead end expr.	sonu olmayan bir aşamada
Trade/Economic
70	Trade/Economic	dead end job n.	kariyer yapılamayacak iş
Technical
71	Technical	dead-end-street n.	çıkmaz sokak
72	Technical	dead-end water main n.	ana su borusu kör ucu
Traffic
73	Traffic	dead end ahead n.	ileri çıkmaz yol levhası/tabelası
74	Traffic	dead end ahead n.	ileri çıkmaz yol
Railway
75	Railway	dead end track n.	devamı olmayan yol
76	Railway	dead end track n.	kör yol
Slang
77	Slang	a dead end n.	çıkmaz
78	Slang	a dead end n.	bir yere götürmez
Modern Slang
79	Modern Slang	an evolutionary dead-end n.	evrimsel olarak gelinen son nokta
80	Modern Slang	an evolutionary dead-end n.	evrimin geldiği/gelebileceği son nokta
81	Modern Slang	an evolutionary dead-end n.	evrimin sonu, evrimin son noktası