divided - Turkish English Dictionary
History

divided

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


Meanings of "divided" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
Common Usage
divided adj. bölünmüş
divided adj. ayrılmış
General
divided adj. farklı
divided adj. ayrı
divided adj. farklı parça veya bölümlerden oluşan
divided adj. (mantıkta) bölünmeye tabi olan
divided adj. (mantıkta) bölünen
divided adj. hisselere dağıtılmış
divided adj. paylaştırılmış
divided adj. çatışan çıkar, durum veya nesnelere yönelmiş
divided adj. ayrı tutulmuş
Law
divided adj. aile bağından özgürleşmiş
divided adj. aile yükümlülüğünden ayrılmış
Technical
divided adj. parçalarına ayrılmış
Traffic
divided adj. karşı yönde hareket eden şeritten ayrılmış (yol)
Food Engineering
divided adj. bölünmüş
divided adj. parçalanmış
Botanic
divided adj. tabana veya orta damara uzanan kesilerle farklı parçalara ayrılmış (yaprak)
Music
divided adj. birkaç gruba ayrılma belirten müzikal yönlendirme
Ottoman Turkish
divided adj. munkasem

Meanings of "divided" with other terms in English Turkish Dictionary : 83 result(s)

English Turkish
General
divided highway n. çift yönlü yol
divided skirt n. pantolon-etek
be divided v. bölünmek
be divided into regions v. bölgelere ayrılmak
be divided into portions v. paylaştırılmak
be divided equally v. eşit olarak bölüştürülmek
be divided v. kısımlara ayrılmak
be divided into two parts v. ikiye bölünmek
be divided equally v. eşit şekilde bölünmek
divided into separate articles adj. madde madde
divided into shares adj. hisseli
divided between adj. arasında paylaştırılmış
divided between adj. -arasında bölünmüş
divided-equally adv. eşit şekilde bölünerek
Proverb
a house divided against itself cannot stand bölünmüş bir ev ayakta kalamaz
united we stand divided we fall birlikten kuvvet doğar
united we stand divided we fall nerde birlik orda dirlik
united we stand divided we fall birlik olmadan dirlik olmaz
grief divided is made lighter üzüntü paylaşıldıkça hafifler
a house divided against itself cannot stand içten bölünen bir grup/kurum ayakta kalamaz
a house divided against itself cannot stand kendi içerisinde bölünen bir grup/kurum ayakta kalamaz
a house divided against itself cannot stand kendi içerisinde çatışma/çekişme yaşayan bir grup/kurum sonunda dağılır
a house divided against itself cannot stand içsel bölünme/çatışma dağılmaya yol açar
Colloquial
divided against itself adj. kendi içerisinde bölünmüş
divided against itself adj. kendi içerisinde ayrışmış
divided against itself adj. kendi içerisinde anlaşmazlığa düşmüş
divided against itself adj. kendi içerisinde parçalanmış
divided against itself adj. kendi içerisinde çatışma/çekişme yaşayan
divided against itself adj. içsel olarak bölünmüş/anlaşmazlığa düşmüş
divided against itself adj. içten bölünmüş
divided against itself adj. kendi içerisinde çatışma yaşayan
divided against itself adj. kendi içerisinde ayrılık yaşayan
divided against itself adj. kendi içerisinde ihtilafa düşmüş
Idioms
a house divided n. içten bölünen grup/kurum
a house divided n. içten yıkılan grup/kurum
a house divided n. içsel anlaşmazlıkla/ayrılıkla zayıflayan grup/kurum
a house divided n. iç çatışma yaşayan grup/kurum
a house divided n. iç çekişme yaşayan grup/kurum
a house divided n. kendi içerisinde ayrılık/bölünme yaşayan grup/kurum
divided on (someone or something) adj. (biri/bir şey) üzerinde anlaşılmış
divided on (someone or something) adj. (biri/bir şey) üzerinde fikir ayrılığı yaşamış
divided on (someone or something) adj. (biri/bir şey) konusunda bölünmüş
divided on (someone or something) adj. (biri/bir şey) konusunda ayrılığa düşmüş
divided on adj. biri/bir şey hakkında farklı görüşlere sahip
divided on adj. biri/bir şey hakkında farklı fikirlere sahip
Trade/Economic
divided policy n. bölünmüş poliçe
divided loyalty n. bölünmüş sadakat
divided loyalty n. bölünmüş bağlılık
divided market n. bölünmüş pazar
divided accounts n. sınırlı sorumlu sendika payları
limited partnership divided into shares n. sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
Law
limited partnership in which the capital is divided into shares n. sermayesi paylara bölünmüş komandit şirket
Technical
divided cell n. bölük göze
divided light door n. bölüntülü camlı kapı
finely divided phenolic moulding material n. çok ince parçacıklar haline getirilmiş fenolik kalıplama malzemesi
finely divided phenolic molding materials n. çok ince parçacıklar haline getirilmiş fenolik kalıplama malzemeleri
four-divided ovens n. dört bölümlü ocaklar
divided coarse aggregate n. elenmiş kaba agrega
finely divided metal n. ince bölünmüş metal
divided turbine casing n. parçalı türbin gövdesi
divided rim n. parçalı jant
divided road n. refüjlü yol
horizontally divided adj. yatay bölünmüş
Computer
divided frame n. bölünmüş çerçeve
Textile
one-piece or divided suits n. tek parça veya parçalı takımlar
Automotive
divided rim n. bölünmüş jant
divided propshaft n. parçalı kardan mili
Traffic
divided highway n. bölünmüş karayolu
divided road n. bölünmüş yol
Railway
divided road n. bölünmüş yol
divided highway n. bölünmüş karayolu
divided highway n. geliş gidiş yönleri ayrı otoyol
divided road n. orta refüjlü yol
Aeronautic
divided undercarriage axle n. parçalı iniş takımı aksı
Medical
divided dose n. bölünmüş doz
divided nevus of the eyelids n. göz kapaklarının bölünmüş nevüsü
in divided doses expr. bölünmüş dozlarda
Psychology
divided consciousness n. bölünmüş bilinç
Math
divided by expr. bölü
divided by over expr. bölü
Biology
be divided by mitosis v. mitozla bölünmek
Social Sciences
class-divided society n. sınıflara bölünmüş toplum
Military
divided air attack n. bölünmüş hava taarruzu