drive to - Turkish English Dictionary
History

drive to



Meanings of "drive to" in Turkish English Dictionary : 5 result(s)

English Turkish
Phrasals
drive to v. (araçla)'-e gitmek
drive to v. (aracı)'-e sürmek
drive to v. -e itmek
drive to v. -e zorlamak
drive to v. -e yöneltmek

Meanings of "drive to" with other terms in English Turkish Dictionary : 138 result(s)

English Turkish
General
drive to despair v. umutsuzluğa düşürmek
drive someone to distraction v. birini deliye çevirmek
drive someone to distraction v. birini deli etmek
drive somebody to distraction v. çılgına çevirmek
drive somebody to distraction v. çıldırtmak
drive somebody to the wall v. sıkıştırmak
drive somebody to distraction v. deli etmek
drive somebody to the wall v. bunaltmak
be disallowed to drive v. araba sürememek
drive (someone) from pillar to post v. sürüm sürüm süründürmek
drive someone to despair v. çaresizliğe sürüklemek
drive to desperation v. çaresizliğe düşürmek
drive to desperation v. ümitsizliğe sürüklemek
drive someone to desperation v. ümitsizliğe sevk etmek
drive someone to do something v. birisini bir şeye yapmaya zorlamak
drive someone to do something v. birisini bir şey yapmaya itmek
be too drunk to drive v. araba kullanamayacak/süremeyecek kadar sarhoş olmak
drive traffic to one's website v. siteye ziyaretçi çekmek
drive anybody to crime v. herhangi birini suça sürüklemek
drive to work v. işe arabayla gitmek
drive to work v. arabayla işe gitmek
drive something to extinction v. neslini kurutmak
drive something to extinction v. neslini tüketmek
drive something to extinction v. soyunu tüketmek
drive something to extinction v. soyunu kurutmak
Phrasals
drive in (to something) v. (arabayla) içeri girmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka birine, eski sevgilisine) geri döndürmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive (one) back to (someone) v. (birini başka biriyle, eski sevgilisiyle) barıştırmak
drive (one) back to (someone) v. (birini başka birine, eski sevgilisine) tekrar itmek/çekmek
drive (one) back to (someone) v. (birinin başka biriyle, eski sevgilisiyle) tekrar arasını düzeltmek
drive someone back to someone v. birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) geri döndürmek
drive someone back to someone v. birini başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive someone back to someone v. birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) tekrar itmek/çekmek
drive someone back to someone v. birinin başka biriyle (eski sevgilisi, annesi, babası) arasını düzeltmek
drive back to v. -e geri döndürmek
drive back to v. ile tekrar birleştirmek/bir araya getirmek
drive back to v. ile barıştırmak
drive back to v. ile tekrar arasını düzeltmek
drive back to v. -e tekrar itmek/çekmek
drive someone down (to some place) v. birini kuzeydeki bir yerden güneydeki bir yere bir araçla götürmek
drive someone down (to some place) v. birini bulunulan noktanın güneyindeki bir yere araçla götürmek
drive someone on (to something) v. (bir şeye) itmek
drive someone on (to something) v. (bir şeye) sevk etmek
drive someone on (to something) v. (bir şey) için harekete geçirmek
drive someone on (to something) v. (bir şeye) heveslendirmek
drive someone on (to something) v. (bir şey) için motive etmek
Colloquial
drive (one) to (do something) v. (birini) bir şey yapmaya itmek
drive (one) to (do something) v. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
drive to do v. yapmaya itmek
drive to do v. yapmaya zorlamak
drive to do v. yapmaya yöneltmek
drive up to (some place or thing) v. (bulunulan noktanın kuzeyindeki bir yere araçla) gitmek
drive up to (some place or thing) v. (bulunulan noktanın kuzeyindeki bir yere araçla) götürmek
drive up to (some place or thing) v. aracı (bulunulan noktanın kuzeyindeki bir yere) sürmek/götürmek
drive up to (some place or thing) v. (bir şeye/yere) varmak
drive up to (some place or thing) v. (bir şeye/yere) gelmek
too drunk to drive adj. arabayı süremeyecek kadar sarhoş
Idioms
drive to the wall v. sınırları zorlamak
drive to the wall v. uçlarda gidip gelmek
drive your pigs to market v. potansiyelini sonuna kadar kullanmak
drive your pigs to market v. potansiyelini açığa çıkarmak
drive someone to the brink of madness v. birini delirmenin eşiğine getirmek
drive someone to the brink of madness v. birisini çıldırmanın eşiğine getirmek
drive someone to the wall v. birisini köşeye sıkıştırmak
drive someone to the wall v. birini köşeye sıkıştırmak
drive someone to distraction v. çileden çıkarmak
drive someone to distraction v. deli etmek
drive to the edge v. çıldırma noktasına getirmek
drive someone to the edge v. çıldırma noktasına getirmek
drive someone to the brink v. çıldırma noktasına getirmek
drive someone to the edge v. çıldırtmak
drive to the brink v. çıldırma noktasına getirmek
drive someone to the brink v. çıldırtmak
drive one's pigs to market v. horul horul horlamak
drive one's pigs to market v. horlamak
drive someone to drink v. içki içmesine neden olmak
drive somebody to drink v. içki içmeye itmek
drive someone to distraction v. sinir etmek
drive someone to distraction v. tepesini attırmak
drive someone to drink v. yeniden içkiye başlamasına neden olmak
drive someone to despair v. umutsuzluğa düşürmek
drive someone to despair v. umutsuzluğa sürüklemek
drive someone to distraction v. uyuz etmek
drive (someone) to an early grave v. (birinin) erken ölümüne sebep olmak
drive (someone) to an early grave v. (birinin) erken ölümüne sebep olacak hareketlerde bulunmak/şekilde davranmak
drive (oneself) to an early grave v. erkenden ölüp öbür tarafı boylamak
drive (oneself) to an early grave v. kendi ölümünü hazırlamak
drive (oneself) to an early grave v. erkenden ölüp gitmek
drive (oneself) to an early grave v. erken/zamansız ölümüne neden olacak bir şey yapmak
drive (oneself) to an early grave v. ömrünü kısaltmak
drive (oneself) to an early grave v. erken mezara girmek
drive (oneself) to an early grave v. kendi mezarını erken kazmak
drive (one) to despair v. (birini) çaresizliğe sürüklemek
drive (one) to despair v. (birini) umutsuzluğa düşürmek
drive (one) to despair v. (birini) umutsuzluğa sürüklemek
drive (one) to distraction v. (birinin) dikkatini dağıtmak
drive (one) to distraction v. (birini) deliye çevirmek
drive (one) to distraction v. (birini) deli etmek
drive (one) to distraction v. (birini) çileden çıkarmak
drive (one) to distraction v. (birini) sinir etmek
drive (one) to distraction v. (birinin) tepesini attırmak
drive (one) to distraction v. (birini) uyuz etmek
drive (one) to drink v. (birinin) içki içmesine neden olmak
drive (one) to drink v. (birini) içki içmeye itmek
drive (one) to drink v. (birini) içkiye düşürmek
drive (one) to the brink v. (birini) çıldırma noktasına getirmek
drive (one) to the brink v. (birini) çıldırtmak
drive (one) to the brink v. (birini) çıldırmanın eşiğine getirmek
drive (one) to the edge v. (birini) çıldırma noktasına getirmek
drive (one) to the edge v. (birini) çıldırtmak
drive (one) to the edge v. (birini) çıldırmanın eşiğine getirmek
drive (one) to the wall v. (birini) köşeye sıkıştırmak
drive (one) to the wall v. (birini) sıkıştırmak
drive something home (to somebody) v. (birinin) bir şeyin önemini anlamasını sağlamak
drive something home (to somebody) v. (birinin) bir şeyi iyice anlamasını sağlamak
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi iyice öğretmek
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi tekrar tekrar söylemek
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi vurgulamak
drive something home (to somebody) v. (birine) bir şeyi üzerine basa basa söylemek
drive to distraction v. deliye çevirmek
drive to distraction v. deli etmek
drive to distraction v. çileden çıkarmak
drive to distraction v. sinir etmek
drive to distraction v. tepesini attırmak
drive to distraction v. uyuz etmek
drive to distraction v. dikkatini dağıtmak
drive to drink v. içki içmesine neden olmak
drive to drink v. içki içmeye itmek
Speaking
he's in no condition to drive expr. araba kullanacak durumda değil
he/she was too drunk to drive expr. araba kullanamayacak kadar sarhoştu
i'm too drunk to drive expr. araba kullanamayacak kadar sarhoşum
who taught you to drive? expr. sana araba kullanmayı kim öğretti?
who taught you to drive? expr. sana araba sürmeyi kim öğretti?
Technical
drive to a high state v. yüksek duruma geçirmek
Computer
eject request to locked drive n. kilitli sürücüye çıkartma isteği
error setting the default drive to drive n. varsayılan sürücüyü sürücüsüne ayarlama hatası
connect to network drive expr. ağ sürücüsüne bağlan